22 Aralık 2024
Türbeler

KARA DONLU CAN BABA MESCİDİ VE TÜRBESİ – BALIŞEYH / KIRIKKALE

Türbe, Kırıkkale ilinin Balışeyh ilçesine bağlı Hıdırşeyh, köyündedir. Köy Kırıkkale iline 35 km, Balışeyh ilçesine 15 km uzaklıktadır.
Karadonlu Can Baba, 13. yüzyılda yaşamış, hakkında fazla bilgi olmayan ancak, “Vilayet-name’i Kutbü’l Arifin Gavsü’l Vasilin Hazret-i Hünkar Hacı el-Horasani” adlı el yazma menakıb kitabında çeşitli kerametlerinden söz edilen, Hacı Bektaşi Veli’nin (1210-1271) himmetine nail olmuş bir baba, veli ve alperendir.
Anadolu’nun islamlaşmasında emeği bulunan Karadonlu Can Baba, Ballı şeyh İlçemizde mefdundur. Türbesi pek çok kimse tarafından çeşitli nedenlerle ziyaret edilmektedir.
Karadonlu Can Baba ile ilgili menkıbeler, Hacı Bektaş Menakıpnamesi’ nde yer almaktadır. Hacı Bektaş-i Veli ’nin hayat ve menkıbelerini anlatan menakib veya Vilayetname adı verilen eserde, Karadonlu Can Baba’ nın kerametlerinden bahsedilirken, Moğol İmparatorluğunun kurucusu Cengiz Han ( 1155 – 1227 ) ve oğlu Kavus Han’dan söz edilmektedir.
Ayrıca büyük rasat ve astronomi alimi Şeyh Necmeddin-i Kübra ( öl .1222) ile Bağdat padişahı Abbas, Selçuklu Sultanı, Gazi Selim Şahoğlu Kılıç Arslan’ın oğlu Sultan Aleaddin Keyhüsrev’in ( Saltanatı: 1220 – 1237 ) isimleri zikredilmektedir.

KARA DONLU CAN BABA VE HIDIRŞEYH

Karadonlu Can Baba’nın doğum tarihi bilinmemektedir. Hacı Bektaş Veli tarafindan Balışeyh yöresini İlhanlılann baskı ve zulmünü önlemek için; onların Müslüman olmalarını sağlamak için görevlendirilmiş Horasanlı bir alperen olduğu söylenmektedir.

Hacı Bektaş Veli’nin Karadonlu Can Baba’yı Moğol Türklerinin Müslümanlaştırılması için görevlendirmesi Hacı Bektaş Veli menakıpname’sinde şöyle anlatır:

Günlerden bir gün Hacı Bektaş’ı görmeye biri gelmişti. Eteğine kadar elbise, başnma siyah bir külah giymiş, üstüne kırmızı sanmıştı. Geldi Hünkarın elini öptü, ayaklarına düştü. “Yoksulum dedi ey gerçek er, bana safa nazar himmet et.” Hünkâr “Adın ne?” dedi. Gelen er “Can Baba” dedi. Hünkar yüzünü arkasına sıvazladı, nasibini verdi. Can Baba’ya, “Bizden nasibini aldın, seni Tatar (Moğol) Ham Kavus Güllü Han’a gönderiyorum. Korkma git, vilayetten, kerametten ne isterlerse göster, seninle beraberiz.” dedi.

Can Baba, Hacı Bektaş’ın emriyle yola düştü, Erzincan önlerinde Kavus Han’a rastladı. Göçün önüne durup, “Nereye gidiyorsunuz, sünnet olup imana gelmedikçe size buradan ileri yol yok” dedi. Can Baba’nın sözünü Han’a haber verdiler. Karadonlu Can Baba’yı huzuruna götürdüler. Can Baba Moğol Hanı’nı İslam’a davet etti. Han, babasının yanına verdiği en ulu din adamını Şamanı) çağırdı, “Ey dinimizin ulusu, gör bak, şu gelen kimse ne diyor, sen de işit.” dedi.

Karadonlu Can Baba, aynı sözleri keşişin önünde de tekrar etti. Kavus Han, Şaman’a “Bu dervişin sözüne ne dersin?” diye sorunca Şaman (keşiş) “Cevabı hem kolay, hem zor; kolayı şu, adamı sınarız. Zoru da şu, eğer üstün gelirse dinimizi bırakıp onun dinine girmemiz gerekir” dedi.

Can Baba’yı büyük bir şölen kazanma su koyup üç gün kaynattılar. Dördüncü günü Can Baba sağ salim kazandan çıktı. Han, Keşiş’e (Şaman) “Ne dersin?” dedi. Keşiş “Bu kadarla olmaz askerine emret yazıya odun yığsınlar, büyük bir ateşe girsin, yanmazsa dinine gireriz” dedi. Can Baba’ya “Ne dersin?” dediler. “İmana gelirseniz girerim” dedi. Kavus Han ve yanındakiler “Evet” dediler. Karadonlu Can Baba, “Ateşe sizin dininizin ulusu bu keşiş de benimle birlikte girsin” dedi. Bu davete karşı Keşiş Moğol Hani ve Beylerinin yanında olmaz demeye utandı, “Peki” dedi.

Bunun üzerine Can Baba, Keşiş’in elini tuttu, ateşe yürüdü. Keşiş, Karadonlu Can Baba’ya tam ateşe girerken “Ey gerçek er, ben ne olacağımı bilmiyorum, oğlancıklarım sana emanet” dedi. Kavus Han ve Beyler ateşin yanına geldiler. Can Baba ateşin içinden çıkageldi. Kavus Han’ın yanına varıp avucunu açtığında keşişin parmakları ortaya çıktı. Onları yere koydu. “Bize sadece elini verdi, parmakları kurtuldu, gönlünü verseydi, kendine de bir şey olmazdı” buyurdu.

Can Baba, son olarak Kavus Han’ın hatununun elinden bir kadeh zehiri de içerek üçüncü imtihanı da geçtikten sonra Kavus Han ve çevresi Müslüman oldular.’

Daha sonra Keşişin vasiyetini yerine getirmek için Karadonlu Canbaba keşişin üç oğlunu alıp Orta Anadolu’ya gelmiştir. Karadonlu Can Baba, Moğol – Tatar keşişinin oğullarına bakmış, onları okutup, yetiştirmiştir. Bu oğullardan birisi de Balı Şeyh’dir. İkincisi ise köyümüzün kurucusu Hıdırşeyh’dir. Üçüncüsü hakkında kesin bir bilgi yoktur. Balı Şeyh’i şu an ilçemiz olan Balışeyh’e bırakıp Hıdırşeyhle beraber köyümüz civarlarına gelip yerleşmişlerdir. Köyümüzdeki türbede iki tane kabir bulunmaktadır. Bunların Karadonlu Canbabaya ve Hıdırşeyhe ait olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda Balışeyh ilçesinde bulunan bir türbede de Karadonlu Canbabanın yattığı söylenmektedir.

Kaynak: Doç. Dr. Haniiye Duran, Balışeyh İlçesinin Tarihçesi

Bir yanıt yazın