REŞADİYE – TOKAT
Reşadiye, Karadeniz’in orta kesiminde Kızılırmak yayı içinde kalan Kapadokya arazisi içerisinde yer alan bir Tokat ilçesidir. Kelkit Çayı’nın kenarında, E E80 karayolu üzerindedir. 2020 TÜİK verilerine göre toplam nüfusu 43.870’dir.
ZİNAV GÖLÜ –REŞADİYE
Yol Üstü kasabasına 3 km. mesafedeki tatlı sulu bir göldür. Yaklaşık eni 150 m. boyu 1000 m., derinliği 15 m . olup 1,5 km2’lik alana ve ortalama 10-15 m. derinliğe sahiptir. Gölü, dağlardan gelen bir dere beslemektedir. Halk dilinde Kızılkanat ( Aynalı Sazan) denilen çok lezzetli balıkları vardır.
Etrafındaki koruma altındaki orman sahası ile birlikte Orman Bakanlığınca Doğal Hayatı Koruma Sahası olarak ilan edilen ve 25-30 kg. ağırlığında aynalı sazanların yetiştiği göl, çok sayıda kuş türünün yaşama ve göçmen kuşların konaklama alanıdır.
Sportif olta balıkçılığının da yapılabileceği gölün yakın çevresinde organik tarım da yapılmaktadır. Bölge insanını göl kıyısına çeken en önemli nedenlerden birisi de muhteşem gün batımı manzarasıdır.
Özgün yapısı ve doğal hali bozulmamış yaylaları ile birlikte yayla turizminin yanı sıra her türlü doğa sporlarının yapılabileceği çok çeşitli turizm potansiyeline sahip bölge, Reşadiye Kaplıcaları ile entegre olarak değerlendirilmiş ve “TOKAT- REŞADİYE-ZİNAV TERMAL TURİZM MERKEZİ” olarak kabul edilmiştir. Halen Milli Parkalara ait olan ziyaretçi evi ve çevresindeki mesire alanlarında günübirlik gelenlerin ihtiyaçları karşılanabilmektedir.
TARİHİ
Eski Kapadokya arazisi elden ele geçmiş, değişik milletler bu arazide medeniyetler kurmuşlardır. Sırasıyla Hititliler, Persler, Makedonyalılar, Pontus Krallığı, Romalılar, Bizanslılar, Selçuklular, Danişmendliler, Kadı Burhanettin ve Akkoyunlular bu bölgede hüküm sürmüşlerdir. Sonraları da bu arazi Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyetine geçmiş Reşadiye’nin eski ismi olarak bilinen İskefser’in tarihi 15. yüzyıla kadar gitmektedir. Bu bölgeden geçerek Erzurum’a giden yine aynı güzergahtan İstanbul’a dönen meşhur Türk gezgini Evliya Çelebi Seyahatname’sinde bu bölgeden bahsetmektedir. O yüzyıllarda Doğu ile Batı arasında kara ulaşımının yapıldığı Şark Yolu diye adlandırılan yolun Reşadiye’den geçtiği Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde belirtilmektedir. Bu yol üzerinde eskiden kalma büyük mezarlıklar hâlen mevcuttur.
Reşadiye’nin coğrafi özellikler bakımından çam ormanlarıyla kaplı olması, kışın sert geçen iklim koşullarından fazla etkilenmemesi, köylerin konumuna göre merkezi bir yerde olması, sağlığa yararlı kaplıcalarının bulunması, Kelkit Vadisi üzerindeki Şark Yolunun buradan geçmesi ilçe merkezi olarak seçilmesini etkileyen nedenlerdir. 1939 yılında 26 Aralık’ 27 Aralık’a bağlayan gece sabaha karşı tarihte 1939 Erzincan Depremi olarak da bilinen deprem Reşadiye ve köylerinde etkili olmuş ve bu depremde Reşadiye’de ayakta tek bir bina kalmamıştır. Bu haliyle ilçe merkezi ve köyleri uzun bir süre kendi kaderine terk edilmiştir. Köylerle birlikte toplam 2100 kişinin öldüğü resmî kayıtlarda mevcuttur.[kaynak belirtilmeli]Zamanın Tokat valisi İzzeddin Çağpar, ilçe Kaymakamı Necati Gökmoğol ve oluşturulan kurulun uzun tartışmaları sonucu yeni Reşadiye’nin yerleşim yeri eski yerleşim yerinin kuzeyine dağ eteğine kaydırılmıştır.
1966 yılından sonra zamanın idarecilerinin yoğun çalışmaları ve Reşadiye halkının da katkılarıyla yeni bir atılım ve yapılanma ortaya çıkmış, önce maddi sorunlar aşılıp, günün şartları içinde son derece önemli yatırımlar gerçekleşmiş, 1970’li yıllarda ise tüm Türkiye’de olduğu gibi Reşadiye de yurt dışına çok sayıda işçi göndermiştir. Bu işçiler kazançlarını ilçelerine aktarmışlar böylece ilçe merkezi hızlı bir kentleşme sürecine girmiştir. ayrıca altıparmak köyü yakınında köyün güneyinde kalecik adlı bir mezranın bulundugu ama kalenin gün ışıgına çıkmamış kalıntıları ve yüksekligi gözler önündedir. Bugüne kadar Reşadiye’de Romalılara, Bizanslılara ve Türklere ait çeşitli seramik eşya, sikke, yayla ve köylere yayılmış tarihi mezarlar bulunmuştur. Köylerde yer yer bozulmuş kale kalıntılarına rastlanır. Çoğunun temel harabeleri kalmıştır. Göllüköy, Çamlıkaya, Saraydüzü, Kalecik, Mengen Kalesi, Kaledüzü, Kızılcaören, Turaç Köyü yaylasında Bizans dönemine ait olan ve sonraları Müslümanların da defnedildiği tarihi bir mezar alanı vardır.
DANİŞMENDLİLER DÖNEMİ
Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun kapıları Türkler’e açılmış, Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın komutanlarından Danişmend Gazi de Anadolunun fethinde görev almıştır. Melikşah, Danişmend Gaziyi Sivas dolaylarına göndererek alacağı yerleri kendisine vereceğini vadetmiştir. Gazi Ahmet Danişmend, Sivas ve yöresini alarak Anadolu’da ilk Türk Danişmendiye hükümetini kurmuştur. 1080 yılında da Sivas’ı devlet merkezi yapmıştır. Gazi Ahmed Danişmend, Türklerin Salur Boyundandır, Harizm’den gelmiştir. Danişmend Gazi Anadolu Selçuklu Sultanı I.Kılıçarslan’la birlikte Haçlılara karşı başarılı savaşlar çıkartmıştır.
COĞRAFİ BİLGİLER
Reşadiye, Orta Karadeniz Bölgesi’nde yer alır. Doğusunda Koyulhisar ve Mesudiye; batısında Niksar ve Başçiftlik; kuzeyinde Aybastı ve Gölköy; güneyinde Almus ve Doğanşar ilçeleri bulunmaktadır. Coğrafi olarak 400 31′ kuzey enlemleri ile 370 06′ doğu boylamları arasında bulunmakta ve Kelkit Irmağı kıyısında kurulmuş bulunan Reşadiye’nin en yüksek tepesi 2.183 metre ile Erdem Baba Tepesi’dir. Bunu, Küçük Erdem Tepesi (2.113 metre), Kabaktepe (2.037 metre), Çal Tepesi (2.022 metre), Mektep Tepesi, Tömbül Tepesi ve Lalelik Tepesi izler. Bu yüksekliklerin tümü Günüş Dağı’nda bulunmaktadır. Zinav Gölü ilçe sınırlarında yer alır.
İlçenin arazi yapısının dağlık olması nedeniyle geniş ovası bulunmamaktadır. Ancak ovacık, meydanlar, yazı ve düzlükleri ekim ve dikime müsaittir. Reşadiye ilçesi yaylalar yönünden oldukça zengindir. 44 yaylanın içerisinde en çok bilinen yaylaları Cimban, Selemen, Gedik, Batmış’tır.
YER ŞEKİLLERİ
Reşadiye, yer şekilleri bakımından çeşitlilik gösteren bir yerleşim merkezidir. İlçe, Tokat’ın diğer ilçeleriyle karşılaştırılırsa eğim ve engebenin burada oldukça fazla olduğu görülür. Arazi kırık; eğimi fazla ve yer yer platolarla çevrilidir. Ortalama yükseltisi 1.500 metrenin üzerindedir, ilçe merkezinin rakımı ise 450 metredir.
DAĞLAR
Reşadiye Orta Karadeniz Bölgesiyle, İç Anadolu Bölgesi arasında bir geçiş alanı oluşturur. Karadeniz’in tamamının oluşumu gibi burası da üçüncü ve dördüncü jeolojik zamanda oluşmuş, yer yer oturmasını tamamlamamış bir bölümdür. Bu bölümdeki dağların büyük çoğunluğunu sıradağlar oluşturmaktadır. İlçe Konale Fay Hattı üzerinde yer alır. 1.Derece deprem kuşağı üzerindedir ve bu faylar hâlen diridir. Reşadiye’de yükseltinin en fazla olduğu yöre, Çamlıkaya sınırıları içerisinde yer alan Erdem Baba Tepesi’dir (2.183 m). Bunu; Küçük Erdem Tepesi (2.113 m), Kabak Tepe (2.037 m), Çal Tepesi (2.022 m), Mektep Tepesi (2.002 m), Tömbül Tepesi (2.000 m), Lalelik Tepesi (1.922 m) izlemektedir.
MAĞARALAR
Reşadiye’nin köylerinde gerek doğal oluşum, gerekse insan eliyle yapılmış mağaralara rastlanır. Başlıcaları şunlardır:
Çamlıkaya Köyü sınırları içerisinde Kokurdan Mağarası,
Baydarlı Kasabası sınırları içerisinde; Güngerit ve Tilkidibi Mağarası,
Demircili Kasabası sınırları içerisinde Kızıl Mağara,
Cimitekke-Kavaklıdere arasında; Deliklikaya Mağarası,
Yolüstü Beldesi sınırları içerisinde; İnkaya Mağarası,
Nebişeyh Beldesı-Kapaklı Köyü arasında; Kayadibi Mağarası,
Büşürüm Beldesi sınırları içerisinde; Abudeliği Mağarası bulunmaktadır.
İlçenin başlıca boğaz ve gedikleri şunlardır[değiştir | kaynağı değiştir]
Döğüş Gediği Abdurrahmanlı-Esenköy arasında bulunur.
Konak Boğazı Demircili Köyü yöresindedir.
Gedik Boğazı Yolüstü-Bereketli arasındadır.
Kaya Boğazı Kapaklı köyünü Taşlıca köyüne bağlar.
İKLİM
İklim bakımından İç Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinin geçiş noktasında bulunan Reşadiye’de, yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve sert geçmektedir. İlçe merkezinin kış aylarında fazla kar tutmamasına karşın yüksek rakımdan oluşan ilçe genelinde kış şiddetli geçmektedir.
İlçede hava durumunun uzun yıllar içindeki seyri incelendiğinde şu genel özelliklerin ortaya çıktığı görülür:
Yazlar sıcak ve kurak.
Kışlar soğuk ve sert geçer.
En fazla yağış ilkbaharda görülür.
En düşük yağış yaz aylarındadır.
KAPLICA TURİZMİ
Reşadiye Belediyesi bünyesinde hizmete sunulan, şifa kaynağı olan kaplıca suyunun faydalı olduğu rahatsızlıkların başında romatizma, nevralji (sinir ağrıları), nefrit (böbrek iltihabı hastalıkları), kireçlenme, kırık-çıkık sekalleri ve cilt-kadın hastalıkları gelir. Bu sularda radon gazı bulunmamakta ve Türkiye’de radon gazının olmadığı tek su olup, debisi kaynağında 30 lt/sn dir.