SAHİP ATA HANKAHI (SAHİP ATA VAKIF MÜZESİ) – KONYA
Hankâh büyük merkezlerde yer alan ve genellikle büyük şeyhin, pirin türbesi bulunan geniş programlı tarikat yapılarına denir. Eşik anlamına da gelen “hankâh” Farsça’dan gelen bir kelime olup, bir yüceltme ve onurlandırma ifadesi olarak kullanılmıştır. İlahi kelimesi ile birlikte kullanıldığında “Allah’ın Katı” şeklinde bir mana kazanır. Hankâhlar birer dergâhtırlar.
Sahip Ata hankâhı plan olarak XIII. yüzyılın bilinen Selçuklu tekke ve hankâhları arasında en büyüğü ve simetriği olandır. Mimarı belli olmayan bu abidevi eserin Merv ve Tirmiz bölgelerindeki XI ve XIII. yüzyıllara ait merkezi kubbeli ve aksıyal eyvanlı Orta Asya evleri ile yakın benzerliği ile oldukça dikkat çekicidir. Yapım tarihini doğuda yer alan taç kapının, kapı açıklığı üzerindeki dilimli kemer içerisinde yer alan dokuz satırlık inşa kitabesinden anlaşılmaktadır. Kitabenin Türkçe okunuşu şöyledir: “Allah bana kâfidir. Bu mübarek tekke Allah’ın Salih kullarına konak ve muttaki suffa eshabına oturak olmak üzere büyük sultan, âlemde Allah’ın gölgesi, din ve dünyanın yardımcısı, fetih babası, müminlerin emrinin burhanı, büyük sultan, Kılıç Arslan Oğlu Keyhüsrevin zamanında, (Allah mülkünü daim, devletini kaim etsin), devleti günlerinde, latif tanrının rahmetini özleyen zaif kulu Hacı Ebubekir oğlu Hüseyin oğlu Ali tarafından 678 senesi aylarında bina ve inşa edildi, Allah kabul eyleye” ifadesi yazılıdır. Buradan da anlaşıldığı gibi yapı 678H/1279M yılında yapıldığı III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Sahip Ata’nın birçok yapısında ve Sahip Ata Caminin de mimarı olan Mimar Kölük Bu tarihte İnce Minareli Medresenin yapımıyla meşgul olduğu için bu yapıda görev almadığı bu gün ismini bilemediğimiz başka bir mimar tarafında yapıldığı düşünülmektedir. Yapı 1584 yılına kadar zaviye olarak kullanıldığı Abdurrahman İbrahim de şeyhlik yaptığı bilinmektedir. Hankah 1945-50’li yıllara kadarda mescit olarak kullanıldığını orada yaşayan yaşlı insanlar hatırladıklarını ifade etmektedirler.
KAYNAK: SAHİP ATA MÜZESİ