22 Aralık 2024
Türbeler

HASAN GAZİ TÜRBESİ – DARENDE / MALATYA

  Anadolu topraklarında, Darende’de kendi adıyla anılan bir tepenin başında bir şehit ve seyyid mezarı vardır. Bu mübarek kabir; Battal Gazi’nin amcası ve kayınpederi olan “Seyyid Hasan Gazi” Hazretlerinindir. Darende’nin Zengibar kalesinin güneydoğusunda Ilıcak mahallesinin üst kısmında “Hasan Gazi” tepesinde şehit düştüğü yerde medfundur. Hanifi Hoca, el yazması Darende Tarihi adlı eserinde; burada medfun olduğunu zikreder. Hicri 150-200 yılları arasında Abbasi Hükümdarı Emir Ömer zamanında ordu kumandanı olarak görevlendirildiği nakledilmektedir.
   Yine 1888 (h.1306) tarihli “Sivas Vilayet Salnamesinde; “Ğazzat-ı Kiramdan Hasan Gazi” cümlesiyle başlayan ibarede kabrinin Darende’de olduğu belirtilmektedir. Kabir taşında “Fahr’il-Ulema Eş-Şehid Hasan Gazi” ayak taşında ise “Tarih Sene 830 Rahmetullahi Aleyh” yazılıdır. Ancak bu taşın ve yazıların daha sonraki dönemlerde eklendiği tahmin edilmektedir. Battal Gazi’nin hicri 122 yılında vefat ettiği birçok kaynakta zikredilmekle birlikte(buna en yakın tarihler miladi 740 senesidir) Evliya Çelebi Seyahatnamesinde, Battal Gazi’nin Abbasi Hükümdarı Harun Reşid (ö.809) döneminde yaşadığını zikretmektedir. Bu itibarla hicri-150-200 yılları arasında ordu kumandanlığı yaptığı bilinen Hasan Gazi’nin bu yıllarda şehit düştüğü söylenebilir. Yine mevcut bina “Seyyid Hacı Bekir’in Hayratı sene –1242-” tamir kitabesinde belirtildiği gibi bundan 183 yıl önce yapıldığı anlaşılmaktadır. 
Darende ve civarında çok büyük bir saygınlığı olan Seyyid Hasan Gazi Hazretleri hakkında yöre halkı tarafından bazı efsaneler anlatılmaktadır. Bunlardan birine “Fırat Havzası Efsaneleri” adlı eserde rastlıyoruz. Efsane şöyle anlatılmaktadır. 
   Destanlarımızdan, halk hikâyelerine, masallarımıza kadar her metin türünde gördüğümüz, ölüp – dirilme motifi, burada da yer almaktadır. Hasan Gazi ve diğer ermiş insanlarda görüldüğü gibi türbesinden çıkar; işlerini yaptıktan sonra, tekrar yerine girer. Manas da türbesinden çıkıp yiğitlerine yardım etmemiş miydi? Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında, Silifke civarında bulunan dağdan o tarafa doğru giden mavi ışığı kim göndermişti?
Rivayete göre Hasan Gazi her sabah, erkenden türbesinden çıkar; abdest almak için, tepeden aşağıya iner ve abdestini aldıktan sonra tekrar türbesine girermiş. 
   Bu hadiseye, mahalleden şahit olan insanların sayısı oldukça fazladır. Yine bir gün, çevre köylerden gelen bir adam, tepenin eteğinde, aksakallı bir ihtiyarın abdest aldığını görür. Adam şaşırıp, kim olduğunu öğrenmek için, peşinden gider. Yukarıya çıktıklarında, ihtiyar, türbesinin içerisine girerek, namaza durur. Dışarıda bekleyen köylü, aradan uzun bir sürenin geçmesine rağmen, ihtiyarın hala çıkmadığını görünce, oda içeriye girer. Girer, ama ortalıkta hiç kimse yoktur.
   Bu hadise, o günden sonra, her gün tekrar edilir. Onu gören o kişi, her sabah aşağı inerek, aksakallı ihtiyarın abdest alışını ve yukarı çıkışını seyreder. 
  Günler, böyle devam edip giderken, bizim köylü de, artık içindeki sırrı saklayamaz olur. Daha sonra da, yavaş yavaş çevresindekilere anlatmaya başlar. Başlar, ama o günden sonra da, bir daha Hasan Gazi ‘nin abdest aldığını göremez.
“Belki bugün, belki yarın, belki bir başka gün gelir” diye bir yıl boyunca bekler, ama bu bekleyiş boşunadır… 
   Yine Ilıcak ve Hacıderviş Mahallesi sakinlerinden her Perşembe gecesi Hazan Gazi tepesine nur doğduğunu görenler vardır. Ayrıca “kelle koltukta savaş” hadisesinin bir anlatım şekline de menkıbelerde rastlıyoruz. Rivayete göre; Seyyid Hasan Gazi küffarla savaş esnasında kılıçla kafası kesilir. Ama o, kesik başını koltuğunun altına alır, savaşa devam eder. Ne zaman ki, onu bu haliyle fark ederler ve “Kafası kesik olduğu halde savaşıyor” derler, o zaman olduğu yere düşer. Tabii ki oraya defnedilir ve kabri ziyaretgâh olur.

KAYNAK: E-TARİH ORG.