3 Aralık 2024
Camiler

FİRUZ AĞA CAMİSİ – İSTANBUL

  Sultanahmet’te, eski hipodromun yerindeki Atmeydanı’nın şehrin ana caddesi olan Divanyolu’na kavuştuğu köşede bulunur. Kapısı üstündeki Arapça kitâbeye göre 896 (1490-91) yılında II. Bayezid’in Baş hazinedarı Fîruz Ağa tarafından yaptırılmıştır. Ayvansarâyî’nin Hadîkatü’l-cevâmi‘de bildirdiğine göre caminin kurucusu Fîruz Ağa 918’de (1512-13) ölmüş ve cami hazîresindeki müstakil türbesine gömülmüştür. İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri’ne göre, bu belgenin düzenlendiği 953 (1546) yılında Fîruz Ağa b. Abdülhayy’ın camii yanında bir muallimhanesi, Havza’da medresesi, Semendire Kalesi ile Saray kasabasında çeşmeleri vardı. Bu eserler için çok sayıda evkaf yapılmıştır.

    Alemdar Vak‘ası sırasında 1223 (1808) yılında çıkan kargaşada caminin kurucusunun türbesiyle sıbyan mektebi harap olmuştur. Eski fotoğraflarda görüldüğü gibi caminin etrafı yoğun biçimde evlerle sarılmıştı. Bunların sonuncuları 1938’e doğru istimlâk edilince mâbedin etrafı bütünüyle açılmıştır.

   Divanyolu’nun genişletilmesinden önce daha büyük bir avlusu olan cami, kapısı üzerindeki yazıttan da anlaşılacağı üzere, 1491 yılında yapılmıştır. Çift renkli taşlardan yayvan kemerli giriş muhteşem bir taçkapı nişi içindedir. Kemerin üstünde sekiz kartuş içinde Şeyh Hamdullah hattı ile yazılmış kitâbesi yer almaktadır. Nişin yukarı kısmında beş sıra mukarnas sıralanır. Bunların en altında madalyonlar içinde satrançlı hatla “Muhammed” adı işlenmiştir. İçerideki alçı mihrap da mukarnaslıdır. Mihrabın etrafı, dört büyük kemer ve kubbenin iç yüzeyi klasik üslûpta fakat yeni kalem işi nakışlarla bezenmiştir. Ahşap minber kısmen, kürsü bütünüyle eskidir. Kareden kubbeye geçişi sağlayan köşe pandantiflerinin içleri de mukarnaslıdır.

    Tek kubbeli küçük camilerin tipik bir örneği ve Bursa üslubunun basit bir karışımı olan Cami, kare planlıdır. İçeride duvarların oluşturduğu dört köşenin yukarı kısımlarına dört bingi inşa edilmiş ve böylece oluşan sekiz köşeli kasnağın üzerine kubbe oturtulmuştur. Caminin iç avlusu yoktur. Yapı kesme taştan olup, kubbe kasnağı 12 kenarlı ve basıktır. Her duvarda altlı üstlü ikişer pencere vardır. Son cemaat yerinin derinliği 4.25 m. Ve üç kubbelidir. Bu bölümün sütun başlıkları stalaktitlidir. Cümle kapısı dışarı biraz çıkıntılı olup, sade silmeli bir çerçeveye sahiptir. Kapının kenarları yuvarlağa oldukça yakın basık kemerli, beyaz ve pembe mermerden yapılmıştır. Kemer üstünde iki sıra, dört satırlık kitabe, onun da üzerinde sade bademler işlenmiştir. Tam ortada bir şemse, yanlarda ise birbirinin eşi iki geometrik Muhammed yazısı bulunmaktadır.

Kitabe:

Hâzinü’s-sultân-ı Sultân Bâyezid / ve hüve fîrûz re’îsü’l-hâzinîn

Hasbeten lillah min emvalihi / Gad beni beyten ligavme abidin

Arda anhü ya İlahel Âlemin / Felyekün fi cenne mez-halidin

Kâle Rıdvanü’l-ulâ târihine / Cennetü’l-mâ’ve vü dârü’l-hâmidîn

                                     896  (1491))

”Çevirisi aşağıdaki gibidir:

“Bu binayı Sultan Bayezid’in Hazinedarbaşısı Fîrûz Ağa kendi malından sarf ederek, ibadet edecekler için yaptırdı. Âlemlerin Rabbi ondan razı olsun ve onu cennetine alsın.”

   Firuz Ağa Camisi’nin tek şerefeli minaresi sol tarafta olup, gövdeye geçen pabuç kısmı son derece kısa ve baklavalıdır. Gövde ve kaide arasındaki çap farkı çok azdır. Şerefe ve korkuluk klasik üsluptadır. Firuz Ağa’nın türbesi günümüzde yoktur. Türbe binası Divanyolu’nun genişletilmesi sırasında Sadrazam Keçecizâde Fuat Paşa’nın emriyle yıktırılmış, Firuz Ağa’nın mermer mezar sandukası minarenin bulunduğu sol duvar önünde, açıklıkta durmaktadır. Caminin mezarlığı ise tamamen kaldırılmıştır. Yapının Projeleri İstanbul 4 Numaralı Kültür Varlıklarını koruma bölge kurulu müdürlüğü tarafından 2019 yılında onaylanmıştır.

 Kaynak: Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi

Fotoğraflar: Mustafa Gürelli