31 Ekim 2024
AVRUPA GEZİLERİM

LOUGHBOROUGH’DAN – MANCHESTER’E RESİMLER – İNGİLTERE

MANCHESTER – İNGİLTERE

     Manchester (telaffuzu /ˈmæntʃɛstər/ (Speaker Icon.svg dinle)) Birleşik Krallık’a bağlı İngiltere ülkesinin Kuzey-Batı bölgesinde bulunan bir şehir. Daha geniş bir şehirleşme alanının merkezidir. 514,417 kişilik nüfusuyla ülkenin en kalabalık altıncı şehri konumundadır. “Manchester City” adlı metropoliten bölgenin yerel idare merkezidir. Kuzey-Batı İngiltere bölgesinin Liverpool ile birlikte merkezi olduğu kabul edilir. 1974-1986 döneminde iki seviyeli Greater Manchester Metropoliten Kontluğunun birinci seviyesinin kontluk idaresi Manchester’de bulunmaktaydı; birinci seviye kontluk idaresi lağvedildiğinde geride kalan ve paylaşılan görev ve yetkiler için kurulan kurumların merkezi Manchester’de bulunmaktadır. Bazı Manchester yerlileri kendilerini Mancunian olarak adlandırır. Bunun nedeni Manchester tarihinin Romalı Mamucium’a dayanmasıdır.

  Manchester 18. yüzyılda dünyanın sanayileşmiş ilk şehri hâline gelmiştir. 1761 yılında Bridgewater Kanalı’nın kurulması Manchester’ı 1853 yılına dek kasaba seviyesinden büyük şehir seviyesine yükseltmiştir. 1877 yılında Manchester Belediye Binası ve 1894 yılında döneminde dünyanın en geniş gemi kanalı olan Manchester Ship Canal kuruldu. Bununla beraber açılan Manchester Limanı şehirden denize dökülmektedir. 1995 yılında patlatılan bomba özellikle şehir merkezinin yenilenmesine yol açtı.

Şehir mimarlık, kültür, müzik sahnesi, medya, bilimsel çalışmalar, mühendislik, spor kulüpleri ve sosyal etkinlikler gibi alanlarda başarıları ile tanınmaktadır. Manchester önemli bilimsel gelişmelere sahne olmuştur. Atomun ilk parçalandığı ve dünyadaki ilk demiryolunun kurulduğu yerdir. Ayrıca Birleşik Krallık’ta kapitalizm ve komünizmin başlatıldığı yerdir. Karl Marx ve Friedrich Engels Komünist Beyannamesi adlı kitaplarını şehirdeki Chetham Kütüphanesi’nde yazmışlardır.

    Bugün Manchester Birleşik Krallık’ın en gelişmiş üçüncü ekonomisine sahip olup bir Beta Dünya şehri konumundadır. Ayrıca Londra ve Edinburgh’dan sonra yabancılar tarafından en çok ziyaret edilen üçüncü şehirdir.

TARİHÇE

ETİMOLOJİ

“Manchester” isminin aslı bu mevkide “Antik Roma” döneminde bulunan Romalı kalesinin ve etrafındaki yerleşkenin ismi olan Latince “Mamucium”dan gelmiştir.

Birçok tarihçiye göre “Mamucium” ismi ise eski İngiltere’de yerleşik olan Kelt kabilelerinin konuştuğu Kelt dilinde “meme şekilli tepe” kelimelerinden geldiği bildirilmektedir ve bu Kelt dili isme Latince “ordu kampı” veye “kaleler” anlamında “castra” kelimesini eklenmesi ile ortaya çıkmıştır.

“Mamucium” isminin aslı için alternatif bir açıklama da mevcuttur. Eski “Britonik” dilinde “mamma”(=anne) bu Romalı kalesi ve yerleşkesinin hemen dibinden geçen “Medlock Suyu”nun nehir tanrıçasına atıf etmektedir. Bu yerleşke “Medlock’un Momma tanrıçasının kalesi” olarak isimlendirilmiştir.

19. Yüzyıl başına kadar

Günümüzde “Kuzey İngiltere” olarak anılan arazilerde çoğunlukla “Brigantes” adli bir Kelt asıllı kabile yaşamaktaydı. Bu kabilenin günümüzde Manchester Katedrali’nin üzerinde yapılı olduğu bir kumtaşı kayalardan oluşan tepe üzerinde ve Irwell Nehrinin karşı yakasında bir müstahkem mevkileri bulunmaktaydı,[3] Brigantes’lerin yerleşik oldukları topraklar günümüzde Salford ve “Stretford”un üzerinde bulunduğu, gayet mümbit düşük rakımlı ovalardı. Birinci yüzyılda Britanya adasının antik Romalılar tarafından fethedilmesi sırasında Romalı General Agricola 79 yılında Kuzey İngiltere’de Romalıların kurdukları şehirler olan “Deva Victrix” (günümüzde Chester) ve “Eboracüm” (günümüzde York)’u savunmak için yaptırdığı kaleler arasında (günümüzdeki Manchester’deki) “Mamucium” adlı kale de bulunmaktaydı[3] O tarihten itibaren sonradan hızla gelişen bu kale etrafındaki yerleşke devamlı olarak yaşanan bir mevki olarak günümüzdeki Manchester şehrinin merkezini ve kentin nüvesini teşkil etmiştir.[4] Günümüzde Manchester “Castlefield” mevkinde bu antik Romalı kalesinin stabilize edilmiş temelleri halkın görmesi için açık hava müzesine çevrilmiştir.

Antik Romalıların idaresi, lejyonların Britanya adasından cekilmeleri ile Manchester’de olasılıkla 3. yüzyılda sona erdi. Kale etrafındaki Romalı sivil yerleşke “Vicus”un 3.yüzyılın ortalarında boşaltıldığı ve belki küçük bir askeri garznizonu içinde barındiaran kalenin ise 3.yüzyıl sonları ve ile 4.yüzyıl başlarında bırakıldığı belirtilmektedir.

    1066’da İngiltere’nin Normanlar tarafından fethi’ne gelene kadar yerleşkenin merkez mevkii eski Romalı kalesi ve etrafindan Irwell Nehri ile “Irk Suyu”nun kavuşma noktasına geçmişti. Normanların kuzeyde Sakson ve Viking asıllı yaşayanları bastırmak için yaptıkları Kuzey Seferi (1069)’nde kullandıkları yakıp yıkma taktiği ile yağmalama dolayısıyla yerleşke ve civarının ıssız, viran bir araziye dönüştürüldüğü bildirilmektedir.

    Büyük toprak sahibi bir lord olan Thomas de la Warre 1421’de eski Manchester köy kilise cemaati için yanında bir keşişler koleji evi de ihtiva eden bir kilise yaptırdı. Günümüzde kilise Manchester Katedrali’ne dönüştürülmüştür ve kolej evi de “Cheetham Müzik Okulu” ve “Cheetham Kütüphanesi” olarak kullanılmaktadır.[6][9] 1653’te yeniden açılan Cheetham Kütüphanesi günümüzde hala halka açık olmaya devam etmektedir ve Birleşik Krallık’ta bulunan en eski halka açık referans ve halka parasız kitap kiralayan kamu kütüphanesidir.

   1282 tarihli bir belgede Manchester bir “pazar şehri” olarak belirlenmektedir. 14.yüzyıl civarlarında Manchester’e çok sayıda Flandra’dan kaçan Protestan kumaş dokuyucularının göçmen olarak gelip bu kasabada yerleştikleri bildirilmektedir. Bazı kaynaklar bunların kurdukları küçük kumaş imalat atölyelerinin Manchester ve bölgesinin tekstil imalatçısı olmasına yol açtığını belirmektedirler. Bundan sonra Manchester’in önemli bir yünlü ve keten kumaş imalat ve ticaret merkezi olduğu bilinmektedir. Yaklaşık 1540’li yıllarda bu imalat ve ticaret kasabası daha genişleyip (o zaman tarihçisi John Leland’ın sözleri ile) “Tüm Lancashire Kontluğu içinde en güzel, en iyi binaları olan, en hızlı ve en büyük nüfuslu kasaba olmuştur.” Leland’ın Manchester’inden günümüze kalan en önemli binalar Manchester Katedrali ve Cheetham binalarıdır.

    İngiliz İç Savaşı döneminde Manchester çok koyu parlamentocular tarafını tutmaktaydı. Oliver Cromwell bu kasabanın sırf kendisini temsil edecek nir Parlamento Üyesi seçme isteğini önce kabul etti ama sonra bu kararından çaydı. Kasaba için Parlamento uyesi olarak secilen Charles Worsley bu seçimlik görevde bir yıl kaldı. Sonra bir askeri görev olan Lancashire, Cheshire ve Staffordshire kontlukları için askeri idareci olaraK “Tuğgeneral” rütbesi ile askeri vali oldu. Bu iç savaş döneminde “askeri idarecilerin yönetimi” adı verilen bir aşamada idaresi altındaki kontluk alanlarını çok sıkı olarak idare etti. Kendisi çok sıkı Puritan Hristiyan inançlara sahipti ve bu inançlara bağlı olan kuralları çok sıkı olarak uyguladı. Böylece idare ettiği bölgedeki tüm birahaneleri kapattırdı ve Noel yortusunun eğlencelerle kutlanmasını yasak etti. Charles Worsley iç savaş 1660’ta bitmeden önce 1656 öldü.

    1600’dan hemen sonra İngiltere’nin geleneksel olarak yünden giysiler giyme alışkanlığı değişti ve halk arasında büyük miktarda pamuklu bezlerden yapılmış giysiler giymek moda oldu.[6] Önce bu elbiseler pamuk/keten karışımı elyaftan dokunmuş bezden yapılmakta idi ama sonra sırf pamuktan yapılmış bezden elbise giyilmeye başlandı. Bu tip bezin dokunması çoğunlukla Manchester’de yapılmaktaydı. Pamukluya talebin artması Manchesterli dokumacıların çok büyük miktarda ham pamuk talep etmelerine yol açtı ve bundan dolayı pamuk İngiltere’nin ham pamuk ithalatı birden artış gösterdi. Fakat Manchester kara içinde kalmaktaydı ve pamuk ve pamuk dokumak için gereken enerji gayet etkinsiz kara yolu taşımacılığı ile Manchester’e getirilmesi gerekmekteydi. Manchester’den akan Irwell Nehri ve Mersey Nehri mavnalarla yük nakline elverişli olacak şekilde derinleştirilerek Liverpool limanındaki doklardan Manchester’e su üzerinden getirilen pamuk nakliyat zorluğunu bir parça kolaylaştırdı. Worsley’deki kömür maden ocaklarından çıkartılan kömürün de Manchester içindeki fabrikalara nakletmek için 1761’de Bridgewater Kanalı açıldı . Bu kanal 1776’da Runcorn’a kadar uzanan Mersey halicine bağlanmak üzere Runcorn’a kadar uzatıldı. Böylece mavnalar arasındaki rekabet ve daha çok yük taşıyabilecek mavnaların inşası ile Manchester fabrikalarına kömürün maliyeti ve ham pamuğun doklardan fabrikalara nakil maliyetleri yarıya indirildi.

    Manchester etrafında bulunan yakın şehir ve kasabalarda üretilen pamuklu tekstil mallarının efektif olarak pazar yeri olma durumuna geçti. 1729’da Manchester’de “ham maddeler borsası” açıldı Kentin ticaretinin gelişmesi için de kentte büyük emtia ambar binaları yapıldı.

   1780’de o zamana kadar küçük atölyelerde veya su kenarında bulunup su gücü kullanılan fabrikalarda üretilen pamuklu bez imalatı için kömürle istim gücü kullanan gayet makineleşmiş olarak pamuklu bez imalatı yapmak üzere ilk büyük bir fabrika Richard Arkwright tarafından kuruldu. .

SANAYİ DEVRİMİ

1820 civarında Manchester Ancoats’ta Mc Connel Co. Pamuklu Bez Fabrikaları

Manchester’in tarihi genel olarak Sanayi Devrimi döneminde tekstil imalat sanayiinin tarihi ile birbirine bağlıdır. Pamuk ipliği eğirmek için sanayinin imalatının gayet büyük çoğunluğu Büyük Manchester, Güney Lancashire ve Kuzey Cheshire bölgelerinde bulunan kasaba ve kentlerde yerleşik bulunmaktaydı. Manchester belli bir dönem için pamuk işlemenin en etkin üretim merkezi idi. Hemen sonra Manchester pamuklu malların alınıp satılması ticaretinin yerleşmiş olduğu en büyük dünya pazar yeri hâline gelmişti. Kraliçe Victoria döneminde bu nedenlerle Manchester’e takma isim olarak “cottonopolis” veya “Ambarlar Kenti” verilmiştir.[ Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Afrika’da “mamchester” sözcüğü hala pamukludan yapılma havlu, çarşaf, yastık yüzü vb. eviși maddeleri için kullanılmaktadır,

  Sanayi Devrimi Manchester’de büyük bir değişikliğe neden oldu ve Manchester’in nüfusunun hızla artmasına bir neden sağladı. 19. yüzyıl başlarında İskoçya’dan, Galler Ülkesi’nden, İrlanda’dan ve İngiltere ülkesinin diğer bölge ve şehirlerinden Manchester’de işçi olarak çalışmak niyetiyle büyük bir insan akımı başladı. Bu nedenle Manchester “çok şaşırtıcı bir hızla” genişlemeye başladı. Bu “sanayi devrimi” hiç planlanmamış ve planlanmayan bir süreçle şehirsel gelişme ortaya çıkarttı.”Timelines.tv Urban Slums”. Timelines.tv. 1 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mayıs 2014. “Timelines.tv” yazısı görmezden gelindi  Manchester’de bu dönem çok geniş alanlarda sanayiler de gelişti. 1835’te “Manchester hiçbir karşılaştırılabilir şehir bulunmadan dünyada birinci ve en büyük sanayi şehri olmuştu.” makine sanayi firmaları önceleri pamuklu sanayi için makineler imalat etmeye başladılar ama çok geçmeden genel sanayiler için de makineler imal edip satmaya başladılar. Benzer şekilde kimya endüstrisi önce pamuklu sanayi için beyazlatıcı ve boya verici kimyasal maddeler üretmeye başladılar; ama gelişince diğer sanayi alanları için de kimyasal maddeler üretmeye başladılar. Ticaret geliştikçe onun yan destek kolu[ları olarak (bankacılık, sigortacılık gibi) finansal hizmet sektör ve firmaları da gelişti.

  Ressam Thomas Pether’in Manchester’e doğru from Kersal Moor’dan manzara, yaklaşık 1820. Sanayi Devrimi’nin daha başlamadan hemen önce ufak bir kasaba olan Manchester kırsal görünüşlü idi.

   Manchester Kersal Moor’dan , ressam William Wyld 1857. Manchester sanayi devrimi dolayısıyla büyük sayıda fabrika bacalarıyla dolu.

Ticaret ve çok büyük bir şehirsel nüfusu beslemek için büyük bir nakliyat ve fiziksel dağıtım enfrastruktur sektörlerinin geliştirilişini gerektirdi. Manchester bu nedenle dünyada ilk demiryolunun, deniz limanından kara içinde bulunan bir mevkiye giden şehirlerarası Liverpool-Manchester Demiryolu’nun son terminali oldu. Değişik nakliyat şekilleri arasında ortaya çıkan rekabet nakliyat maliyetlerinin düşük kalmasına yardımcı oldu. 1878’de Britanya “Genel Posta Ofisi (GPO)” idaresi Manchester’de yerleşik bulunan bir firma için ilk telefon sistemini kurup işletmeye başladı. Bu British Telecom adlı günümüzde özel telefon şirket olan şirketin sanki ecdadıdır.

    1894’te Irwell Nehri ve Mersey Nehri’nin daha önce kanalize edilen kısımlarını kullanarak Salford’dan gelgitli Mersey halıcinde bulunan Eastham Dokları’na kadar ulaşan 58 km uzunlukta Manchester Gemi Kanalı tamamlandı ve Manchester’in kenarında bulunan Salford Quaysde liman rıhtımları yapılıp bu limana Manchester Limanı ismi verildi. Bu kanalı kullanan okyanuslarda gidebilen yük gemileri Manchester Limanı’na doğrudan doğruya gidip orada yük yükleyip yük indirebilir oldular. Bu kanalın bir sahilinde Manchester şehri sınırlarının hemen dışında “Trafford Park” adli büyük bir sanayi parkı kuruldu, Bu sanayi parkında kurulan, pamuklu dokuma makineleri da imal eden, makine sanayi firmaları dünyanın dört bir yanına makineler ihraç etmeye başladılar.

   Manchester “Kapitalizm”in merkezi oldu. Bu sisteminin istediği serbest ticaret ve devlet müdahalesi olmadan özel sektör frmalarain tamamen serbestçe hareket etmeklerini ön gören ideolojik fikirlere “Manchester Kapitalizm ekolü” adı verilmeye başladı. 1938’dan itibarem İngiltere’ye getirilen zahire ve mısırın serbest olarak, gümrüğe ve ithalat yasaklanmalarına tabi olmadan ve İngiliz nakliye gemileriyle nakliye edilme kısıtlamasına bağlı olmadan ülkeye getirilmesini isteyenlerin kurmuş oldukları “Anti-Corn Law League (Zahire Kanunu Aleyhtarları Ligi)” bu doktrinden kaynaklanmaktaydı. “Corn Laws (Zahire Kanunları)” adında İngiltere’de zahire tarımına ve yüksek soylu toprak sahiplerine yüksek sübvasiyonlar vermeyi sağlayan bu kanunun kaldırılması bu ligin hedefi olmuştu. Bu ligin dayandığı doktriner perensipler “Manchester Kapitalizm Ekolü” tarafından sağlanmaktaydı.

   Bu dönemde gelişen işçi sınıfı büyük eziyetlere katlanmakta idi ve Manchester bu sınıfa mensupların yaptıkları protestolar olan “ekmek ve emek” karışıklıklarına da merkez oldu. Şehirde bulunan emekçiler ve hiç imtiyazları olmayan sınıflar biraz daha fazla siyasi güç kazanmak için şehir merkezini bir toplantı ve gösteri yürüyüş yeri gibi kullanmaya başladılar. Manchester’in merkezinde bulunan St. Peters meydanında 15 Ağustos 1819’da yapılan böyle toplantılardan birinde, imtiyazlı idareci sınıflarının toplayıp meydana sevk ettikleri atlı askerler protesto eden emekçilere kılıçları ile hücuma geçip 15 ölü ve çok sayıda yaralıyı arkalarında buraktılar. “Peterloo Katliamı” adı verilen bu olay Britanya emekçi sınıfı için önemli bir simge-olay oldu.

   1818’da işçilerin gösteri yürüyüşüne karşı Peterloo Katliamı sonucunda 14 kişinin öldürulp birkaç yüz kişinin yaralanması.

Manchester Marksizm ideolojisinin gelişmesi ve solcu politikalar için tarihte önemli bir yer almaktadır. Bilimsel sosyalizmin babalarından sayılan Friedrich Engels en etkili olan “1844’te İngiltere’de Emekçi Sınıfın Durumu” ana eserini Manchester içinde yaşayıp incelemeler yaptıktan sonra bu şehirde yaşayan işçi sınıfının çektiği büyük yaşam zahmetlerini ifşa edip açıklamak için yazmıştır., Karl Marx Manchester’i ziyarete geldiği zaman Engels’le Cheetham Kütüphanesi’nde buluşmuşlardır. İkisinin bu kütüphanede bir pencere yanında birlikte oturdukları tahta banket günümüzde bile aynı yerde bulunmaktadır. Marx’ın o sıralarda okumakta olduğu iktisat kitabı günümüzde bu kütüphanede görülebilir. 2-6 Haziran 1868’de Birleşik Krallık’ta tek işçi sendikaları federasyonu olarak kurulan “TUC Trades Union Congress (İşçi Sendikaları Kongresi)” ilk birleşik toplantısını Manchester’de David Sokağı’ndan bulunan “Mekanistler Enstitüsü”nde yapmıştır. Britanya politikasında iki büyük partiden biri olan “İşçi Partisi ve 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyıl sonunda Büyük Britanya’da kadınlara oyu verme hakkı verilmesi için kurulan radikal kadınlar hakları savunucuları “Süfrajet Hareketi”nin doğum yeri Manchester olmuştur.

    Bu dönemde Manchester, bir sürü yeni şeyin ortaya çıkabilceği şehir olarak görülmeye başlanmıştı. Yeni sanayi üretim usulleri; yeni doktriner düşünce şekilleri; yeni sosyal grup veya sınıflar, yeni dinsel mezhepler, yeni formalarda emek ve işçi organizasyonu, yeni sekilde dağıtım ve kooperatif tipte perakende satis birimleri hep Manchester’de başlayıp İngiltere’ye yayılmaya başladı. Örneğin yeni doktirner düşünce şekli serbest dış ticaret ve özel sektöre hiç kısıntısız hareket etme serbestisi verilmesi ideolojisi, yani “laissez faire (nırakın yapsınlar)”; adı ile ve “Manchester Kapitalizm Ekolü” adında lanse edilmeye başlandı. Şehir yabancı ülkelerden ve Britanya’nın diğer bölgelerinden eğitimli kişileri bu yenilikleri gelip görmeleri çekici olmaya başlayıp onların şehri ziyaret etmelerine yol açtı. O dönemde popüler olan bir söz günümüze kadar yetişmiştir. Bu söz: “Manchester bugün ne yaparsa, dünyanın geri kalan kısımları onları yarın yapacaklardır”.

    • Osborne, George (7 Mart 2007). “Osborne: Our vision to make Manchester the creative capital of Europe”. Conservatıve Party Websitesi (İngilizce). Conservatıve Party.</ref> Manchester’in en iyi altın çağ dönemi muhtemelen 19. yüzyılın son çeyreği olmuştu. Günümüzde Manchester’de bulunan birçok muhteşem mimarili kamusal yapı; örneğin Manhester Sejur Sarayı, Manchester Kütüphanesi, Manchester Müzesi vb. o dönemden kalmadır. Şehirde o dönemde kozmopolit bir atmosfer bulunmakta idi ve bu çok coşkun bir kültür hayatı yaratmıştı. Bu kültürel gelişmeye Manchester’de klasik müzik çalmak için Halle Orkestrası’nın kurulup gelişmesi iyi bir örnektir. Bu dönemde yerel idarenin kuruluşu da değişiklik gördü. 1892’de İngiltere ülkesinde idari kontluk konseyleri kuruldu. Manchester’deki “borough” unvanlı belediye “kontluk borough” şeklini alıp yerel meclise ve yerel idarecilere daha fazla otonomi kazandırıldı,

   1910’da Oxford Road, Manchester,. Ressam: Pierre Adolphe Valette Sanayi Devrimi Manchester’e zenginler ve zenginlikler getirmekle beraber, kentte yaşayan nüfusu büyük bir kısmına zaruret, sefalet ve fakirlik getirdi. Modern İngiliz tarihçisi Simon Schama Manchester’deki bu durumu şöyle bildirmiştir:

    Manchester dünyada yeni bir çeşit şehir idi. En iyi ve en kötü yaşanım ve yaşamada ifrat ve tefrit son ucuna kadar korkulacak şekilde bu şehirde bulunmaktaydı. Şehre gelenler sanayi bolgesi olan varoşlarındaki fabrika bacalarından çıkan kara dumanlar ile karşılaşmaktaydılar. Şehre ziyarete gelen bir Amerikan misafir Manchester’in en fena mevkilerine götürüldüğü zaman baskıya alınmış, aldatılmış, ezilmiş, yerlerde yatıp, kana bulanmış parçalar hâlinde insanları ve insan ruhlarını gördüğünü ifade etmiştir.

    Manchester’de bulunan pamuklu iplik ve pamuklu bez fabrikaları sayısı en yüksek olarak 1853’te 108’e yetişti. Bundan sonra fabrika sayısı azalmaya başladı. 1850’li yıllarda Bolton’da kurulu bulunan pamuklu iplik iğme fabrikaları sayısı Manchester’dekileri geçti ve Manchester dünyanın pamuk ipliği başkenti olma niteliğini kaybetti. 1880’de ise Oldham pamuklu iplik iğme fabrikaları sayısı Manchester’dekileri aştı. Fakat bu imalat alanında Manchester’in düşüşü sırasında, Manchester içinde bulunduğu bölgenin finansal merkezi olma yolunda ilerlemekte idi. Manchester’de pamuklu imalatı yine de devam etti. 1913’te Manchester dünya pamuklu imalatının %65’ine üretmekte idi. I. Dünya Savaşı çıkması ve devamı ile dünya piyasalarının kapanması, o zaman kadar pamuklu üretiminin ve pamuklu ihracatının Manchester’de çok yüksek seviyelerde olması dolayısıyla, kentin iktisadi durumuna çok aksi tesir yaptı. Dünyanın diğer devlet ve bölgelerinde pamuklu üretmek için fabrikalar kuruldu. Bu fabrikalar imalata geçmek için gereksindikleri makineleri yine Manchester tekstil makineleri imalat sektöründen temin ettiler. Bu savaştan çok geçmeden sonra Birleşik Krallığı’n Büyük Depresyon adı verilen büyük mali ve iktisadi buhrana sürüklenişi Manchester’e büyük ziyanlar verdirdi. Bu buhranla sanki o zamana kadar gizli olan ekonomik bünyesel değişiklikler gereksinmesi çok açığa çıktı ve eski sanayiler, bu arada tekstil sanayi, dünya imalat sanayi alanında eski önemlerini kaybettiler.

   II. Dünya Savaşı sırasında Birleşik Krallık arazilerinde ülkenin savaş sanayine katkıda bulunan endüstrilerin başında Manchester’de yerleşik sanayiler gelmekte idi. Örneğin şehirdeki Gorton’daki fabrikasında “Bayer-Peacock and Co” demiryolu lokomotifleri imal etmeyi bırakıp bomba üretimine geçmiş ve bu alanda başta gelen üretici olmuştu. Chorlton-upon-Medlock’ta bulunan “Dünlop” firması kauçuk ve oto ve kamyon lastiği ürettiği gibi. Birleşik Krallık’taki şehirleri hava hücumlarından korumak için kullanılan baraj balonlarını üretmekte idi. Şehrin henen sınırında bulunan büyük bir endüstri parkı olan Trafford Park’ta “Metropolitan-Vickers” firması “Avro Manchester” ve “Avro-Lancaster” bombardıman uçakları üretimi yapmakta idi. “Ford” firması bu uçaklar ve avcı uçaklarında kullanılan “Rolls-Royce Merlin” uçak motorlarını imal etmekte idi. Bunun için Mancheste Nazi Almanya’nin Lüfwaffe hava gücü için gayet büyük bir öneme haiz büyük bir hava bombardımanı hedefi idi.

   Lüffwafe Heinkel He 111 ve Dornier 17 bombardıman uçaklarını kullanarak savaşın hemen başından itibaren Manchester’a hava bombardıman hücumları yapmaya başladı ve bu hücumlarda sadece sanayi hedefleri değil siviller de bu bombardımanların başlamasından itibaren (o zaman için kullanılmayan bir terim olmakla beraber) “kollaterel zayiat” gördüler. Bu hava bombardıman akınlarından önemlilerinden biri 22-23 Aralık ile 25-24 Aralık 1940’ta iki gecede yapılan ve Hristiyan kutsal günü olan (25 Aralık’ta) Noel’e yakınlığı dolayısıyla “Manchester Noel Blitz” olarak adlandırılan oldu. Bu bombardıman akınında toplam olarak Nazi Luftwaffe hava gücü Manchester üzerine 47-67 ton kadar toplam ağırlıkta yüksek tahripli patlayıcı bomba ve yaklaşık 37.000 tane yangın bombası yağdırdı. Manchester şehrinin merkezindeki tarihi binalar yerle bir oldu. Bu arada 365 tane ticaret/sanayi ambarı; 200 tane büyük iş yeri ve 150 tane diğer tipte iş yeri tahrip edildi. 276’da sivil şahıs oldu. 30.000 tane ikametgâh zayiat gördü. Manchester Katedrali ilk Alman bombardıman hücumlarının birinde büyük tahribat gördü. Katedralin tamir edilip restore edilmesi 20 yıl kadar aldı.

II. DÜNYA SAVAŞI’NDAN SONRA

II. Dünya Savaşı sona erdikten sonra Britanya bir pamuklu üreten ve uluslararası pamuk ve pamuklu ticaretinde önemli rol oynayan bir ülke olmaktan tamamen ayrıldı. Manchester’de bulunan “Pamuk Borsası” 1968’de kapatıldı. Borsa binasının bir kısmı bir tiyatro salonu ve diğer kısmı ise alışveriş merkezi olarak geliştirildi.

  1968’e kadar Manchester Limanı büyümeye devam etti. 1968’de Manchester Limanı İngiltere’nin üçüncü büyük limanı olmuştu ve 3.000 kişiden daha fazla liman işçisi istihdam etmekteydi.

   Fakat yük gemilerinin hacmi büyümeye başladı. Manchester Gemi Kanalı’nın yeni tip büyük yük gemileri, özellikle tankerler, büyük kuru yük gemileri ve “konteyner” taşıyan gemileri için kullanılması imkânsız olmaya başladı. İngiltere’de Manchester Gemi Kanalı’nın genişletmek için ne imkân ne de istek vardı. Bu yeni tip gemilerle, özellikle konteynerler ile deniz yükü taşımacılığı gittikçe gemi ile yük taşımacılığında ön plana geçmeye başladı. Manchester limanına gelen ve bu limandan giden deniz yükü gittikçe azaldı. Buna bir neden de İngiltere’deki ağır sanayi üretiminin 1960’lu yıllardan beri hızlanan bir düşüş göstermesi idi. 1979’da iktidara gelen Muhafazakâr Parti Margaret Thatcher hükûmetinin uyguladığı iktisadi politika da ağır sanayi üretimine daha da sıkı gem vurdu. Bu tip sanayinin bir gelişmiş ülke bünyesine hiç uygun olmayan şekilde gayet küçülmesine neden oldu. 1961-1983 döneminde Manchester’de bulunan imalat sanayinde çalışan 150,000 kadar işçinin işi sona erdi. 1982’de Manchester Limanı kapatıldı ve Manchester Gemi Kanalı’nda yük gemilerinin seyrüseferi sona erdi..

   Manchester, şehir yenileştirme uğraşlarına 1980’li yılların sonlarında başladı. Bu yenileştirme projeleri arasında “Metrolin”: şehir toplu taşıma sistemine yeniden tramvay hatları eklendi. Bridgewater Konser Salonu: eski konser salonu yerine yeni büyük ve modern bir konser solunu yapıldı. Manchester Evening News Arena: kapalı spor salonu ve pop müziği konserleri için salon ve Salford’da bulunan liman rıhtımlarının yeni maksatlarla kullanılması projeleri sayılabilir. Kent uluslararası prestij kazanıp isim yapmak için bu dönemde iki defa Olimpiyat oyunlarını organize etmek için aday olmayı da denemiştir.

   Manchester şehri İrlanda’ya yakınlığı dolayısı ile İrlanda’nın bağımsızlığını isteyen “İrlanda Cumhuriyetçileri” tarafından 19. yüzyıldan itibaren sabotaj hücumlarına hedef olmuştu. 1876’da “İrlanda Dinsel Şehitleri” tarafından yapılan sabotajlar; 1920’de merkezde yangın çıkartma hücumları; 1939’da bir seri bomba patlatılması, 1992’de iki bomba patlatılması bu sabotajlara örnektirler.

   Fakat en büyük bombalı sabotaj ‘Geçici İrlanda Cumhuriyet Ordusu teşkilatı tarafından 15 Haziran 19896 Cumartesi günü Manchester’in ana çarşı sokakaları olan “Corporation Sokağı” ile “Market Sokağı” kavşağında bulunan “Arndale Alış Veriş Merkezi” içinde patlatıdı. Bu sabotaj bombası 1,500 kg patlayıcı madde ihtiva etmekte idi. İngiltere’de barış zamanı en büyük patlamayı ortaya çıkarttı. Bu patlamadan hiçbir insan zayiyatı olmadı ama 200 kişi yaralandı. Fakat insanlar tarafından ortaya çıkartılan felaket=erden en yükse maliyetlisi olduğu sonradan anlaşıldı. Patlamadan yakındaki binalar gayet büyük hasara uğradı ve 1-1.5 km bile uzakta olan binaların camları kırıldı. Bu patalamanın maliyetinin £50 milyon olarak ilk tahmin yapılmıştı ama aynı zamanda bu tahminin gayet düşük olduğu ve gerecek mali=yetin tahminlerin birkaç kat olacağı bildirilmişti. Sonunda sigorta şirketlerinin hasar için ödemiş olduğu tüm meblağın £400 milyonu aştığı bildirildi. Hasar gören birçok küçük dükkân ve iş yeri bu patalamnin ortaya çıkardığı zararı hiç karşılayamadılar ve işlerine son verdiler.

   Bu patlamadan sonra Manchester’in merkezinde büyük yeni inşaat projelerine başlanarak şehir merkezini yenileştirme projesine girişildi. . Yapılan büyük yatırımlar ve 2002 İngiliz Milletler Topluluğu Spor Oyunları’nın sağladığı mali fırsatlar kullanılarak Manchester’in merkezi gayet geniş kapsamlı yeniden kurulmadan yepyeni olarak ortaya çıktı. Kurula Manchester Arndale Alisveris Merkezi Birleşik Krallık içinde en büyük şehir içinde bulunan AVM (mall) oldu.

   21. yüzyıl başlamasından itibaren Manchester, kentin yenileşmesine büyük gayretler sarf etmiştir. Günümüzde Manchester’in 1960’li yıllarda yapılmış olan birçok bölge ve semtlerindeki binalar ya modernize edilmişler ya da yıkılıp yerlerine gayet büyük miktarda çelik kullanılan ve camla kaplı binalar yapılmıştır. Eski çok katlı büyük pamuklu fabrikaları modern apartmanlara dönüştürülmüştür. Örneğin “Hulme” semti çok geniş yenileştirme ve yeniden gelişme programilarına tabi tutulup milyonlarca sterlin para harcanarak “lofthouse” apartmanları ile dolmuştur. 2006’da şehirde 169 metre ve 47 kat yükseklikte Beatham Tower adlı bir gökdelen yapılıp bitirilmiştir. Bu bina Birleşik Krallık’ta Londra dışında en yüksek bina olup bitirildiği zaman Avrupa’da özel ikametgah olmak üzere kullanılan en yüksek bina olmuştu.

COĞRAFİ KONUM

Manchester’in sınırlarını, içinde şehirleşmiş arazileri ve ulaşım hatlarını gösteren harita

Manchester kentinin enlem ve boylamı K 53°28′ ve B 2°14′dir. Kent İngiltere merkezi ve Birleşik Krallık başkenti olan Londra’nın kuzeybatısında bulunup Londra’ya en kısa karayolu ile 257 km uzaklıktadır.

   Manchester, ortası düz ve düşük, kenarları yüksek, büyük bir kase şekilde olan bir arazide konumlanmıştır. Kuzeyinde ve doğusunda pek fazla yüksek olmayan Pennine Dağları bulunur ve bu sıradağlar kuzey İngiltere’nin belkemiğini teşkil edip güneye doğru Cheshire ovasına kadar inerler. Kent ve şehir merkezi, Irwell Nehri’nin doğu sahilinde, Medlock Suyu ve Irk Suyu’nun birbirine kavuştuğu mevki yakınında konumludur. Kentin rakımı nispeten düşük olup 35 m ile 42 m arasında değişir. Manchester’in güneyinde Mersey Nehri geçmektedir. Kentin merkezinin çoğunluğu, özellikle merkezin güney yakası, gayet düz arazidedir. Böylece merkezdeki çok katlı yüksek binaların üst katlarından çok geniş bir alanın manzarası görülebilmektedir. Bu manzaralarda önce kent merkezinde bulunan çok katlı yüksek binaların çoğunluğu; daha ileride şehri tamamen saran ōnce 19. yüzyılda yapılmış sivasız, tuğladan evlerden oluşan ama aralarında 1950’li ve 1960’li yıllarda yapılan, yerel idarenin sahip olduğu sosyal yapılar da bulunan iç semtler. Ve sonra da genellikle özel ikametgâhların bulunan dış semtler. ve daha sonra Manchester’e (idarî olmasa bile coğrafi olarak) bağlı Salford, Stockport gibi yerel idare birimleri ile, kentler ve bunların ilerisinde varoş şehirler gibi insan yapısı manzaralar olduğu gibi daha ilerlerde ufuklarda Pennine Dağları’nın alt etekleri ve ağaçsız kirlik arazileri görülebilmektedir. Bu ufuklarda bulunan, merkeze nisbetle yüksek olan, araziler kışın karla kaplı olup beyaz olarak görülürler.

   Manchester’in coğrafi nitelikleri, dünyanın ilk sanayi kenti olan Manchester’in gelişmesinin ilk dönemlerinde çok önemli amiller olmuşlardır. Bu önemli gelişme amilleri arasında kentin iklimi; bir deniz limanı olan Liverpool’a yakınlığı; kente yakın olan nehirlerin, fabrikaları işletmek için yeterli hızla akan şu gücünün bulunması sağlayabilmeleri; kömür rezerv ve yataklarının gayet yakın olması sayılabilir.

   Manchester isimli kent resmen idari sınırlar ile tanımlanmaktadır. Bu tanımlama Manchester’i “Büyük Manchester” içinde bir Metropoliten Bölge olarak belirtmektedir. Fakat değişik coğrafi niteliklere göre değişik Manchester kentleri de tanımlanabilmektedir. Bunlar arasında “Büyük Manchester Kontluğu bölgesi”; “Büyük Manchester kentleşmiş bölgesi”; “Manchester Şehri Alanı”, “Manhester Posta İdaresi alanı”, Manhester kenti karayolu girişlerinde “karayolları tıkanıklık gösterme alanı” bulunur.

   Britanya Ulusal İstatistik Ofisi’nin (ONS) kullandığı tanımlamaya göre Manchester “Büyük Manchester Şehirleşmiş Bölgesi”nin en çok yerleşik nüfusunu taşıyan yerleşke bölgesidir ve Birleşik Krallık için üçüncü büyük kentleşmiş araziyi kaplamaktadır. Manchester’de şehir merkezine yakın olarak yüksek nüfus yoğunluklu çok katlı apartman ikametgahlar ile daha ilerlerde genellikle iki katlı evlerden oluşan şehir varoş semtleri birbiri içine geçmiştir. Kent içinde hiç ikametgâh bulunmayan en büyük park arazisi 260 hektarı kapsayan Heaton Park’tır. Manchester’in merkezi dışında daha az nüfus yoğunluklu çoğu iki katlı binalardan oluşan büyük varoş semtleri vardır. Şehrin özellikle güneyinde Cheshire ile sınırlara doğru daha büyük bahçeleri olan nispeten zenginlerin büyük bahçeli evleri bulunan varoşlar görülmektedir. Şehrin güneyinde, M60 otoyolu “Northenden” semtinin ortasından ve M66 otoyolu ise “Wythenshaw” semtinin ortasından geçmektedirler. Her değişik yönlerden kentin ortasına giren çok hatlı demiryolları bulunmaktadır ve bunların çoğu Manchester’in ana tren istasyonu olan “Manchester Piccadilly” istasyonuna yöneliktir.

İKLİM

Manchester, Britanya Adası’nda bulunan arazilerin çoğu gibi, bir ılıman Okyanusal iklim karakteri gösterir: Yazlar sıcakça ve kışlar soğukça olur. Genel olarak yıl içine çok düzgünce yayılmış olarak ama hafif yağmur şeklinde olarak yılın tümünde yağışlar devam etmektedir. Meteorolojik gözlemlemelere başlanmasından sonraki yıllarda ortalama yıllık yağış 80,66 cm olarak hesaplanmıştır. Buna karşılık Birleşik Krallık yıllık yağış ortalaması 112,50 cm olmaktadır. Manchester’de yıllık ortalama yağmurlu gün sayısı 240,4 gün iken Birleşik Krallık’ta yıllık yağışlı günler sayısı 154,4 gün olmaktadır.

Fakat Manchester’de nisbi nemlilik oranı yüksektir. Nisbi nemlilik oranının yüksekliği ve çok fazla yumuşak şu kaynakları bulunması 19. yüzyılda Manchester’de büyük bir pamuklu sanayiinin gelişmesinde önemli amiller olup Manchester’in “dünyanın pamuklu üretim başkenti” adını almasına neden olmuşlardır.

GÖRSEL SANATLAR

Manchester Opera Evi

Manchester Palace Tiyatrosu

Royal Exchange Tiyatrosu’nun eski borsa salonunda devasa bir tohum zarı (pod) şekilde mimarılı yuvarlak sahneli salonu

Manchester’de tiyatro, opera ve bale dansı gibi görsel sanatlar gayet popüler olarak seyirci toplamaktadır. Bu görsel sanatlar için seyirciye sunulan eserler arasında çok sayıda Manchester’de sırf bu kent seyircisi için geliştirilen eserler olmaktadır. Londra ve Londra görsel sanatlar merkezi “West End”in geliştirilen müzikal ve popüler gösteri eserleri ve Birleşik Krallık görsel sanat toplulukları da gezici misafir truplar olarak Manchester’deki seyirciye eserlerini sunmaktadırlar.

Görsel senatlar için Manchester’de en büyük seyirci sayısı içeren tiyatro salonu 1,920 kişilik kapasiteli ticari gezici showlar, konserler, müzikaller, baleler, operalar, Noel sezonu müzikal-komedi türünde oyun olan İngiliz pandomimi” gibi eserler icra edilip gösterilen Manchester Opera Evi’dir. Daha küçük olarak 1,955 kişilik seyirci kapasiteli “Manchester Palace Tiyatrosu” da yine bu tür ticari repertuvarı olan tiyatro salonudur. “Royal Exchage Tiyatrosu” Manchester’de eski “Manchester Pamuk Borsası” binasının restore edilmiş salonunda devasa bir tohum zarı şekilde (pod) özel bir mimari ile ortaya çıkartılan Birleşik Krallık’taki en büyük yuvarlak tiyatro icra sahne alanı bulunan ve üç katlı olarak 700’e kadar seyirci kapasitesi bulunan tiyatro salonudur. Bu tiyatro salonlarının bulundukları binalar ve mimarileri de koruma altına alınmış ve “II. numaralı koruma listesi” içine konulmuştur.

  Daha küçük genellikle tiyatro eserlerinin “düzenli repertuvar sistemine” göre sahneye koyulduğu “Manchester Library Tiyatrosu” trubu Manchester’in 19. yüzyıl sonunda yapılmış yuvarlak binalı Manchester “Central Kütüphanesi” bodrum katında eski konferans salonunun değiştirilmesi ile kurulan tiyatro salonunda performanslar vermekte idi. 2010’de bu merkezi kütüphanenin renovasyonuna başlanmasından sonra bu tiyatro salonu kapatılmıştır. Bu tiyatro trubu çeşitli salonlarda tiyatro oyunları icra etmeye devam etmiştir. Bu arada Castle Street’te bulunan “Cornerhouse” adli film ve sinema sanatı merkezi ile birleşmiş ve “HOME (Manchester)” adı verilen bu yeni kültür kurumu kurulmuştur. Bu kurum için 2013’te yeni bir tiyatro salonu yapılmaya başlanmıştır ve bu sanat merkezi ve salonunun Mayıs 2015’te açılması planlanmıştır. Bu yeni görsel sanatlar tiyatro salonunu kullanacak tiyatro trubu ismini “Manchester Library Tiyatrosu” olarak korumuştur.

    2007’den itibaren her iki yılda bir Manchester’de bir Manchester Enternasyonal Festivali adli bir sanat festivali düzenlenmektedir. Bu festivalde yani hazırlanan görsel sanatlar eserlerinin performansları yapılmaktadır. 2014’te Birleşik Krallık Maliye Bakanı sırf bu festival merkezi olarak için kullanılmak üzere bir yeni büyük ve gayet esnek nitelikli (geçici olarak “Tiyatro Fabrikası” adı verilen) bir görsel sanat (tiyatro salonu ?) binasının yapılması için devlet fonu ayrıldığını ilan etmiştir.

MÜZELER VE GALERİLER

Manchester müzeleri Manchester’in antik Romalılar dönemi tarihini; gayet zengin sanayi miraslarını; “Sanayi Devrimi” içinde şehrin baş rolünü; tekstil sanayini; İşçi Sendikaları’nın kurulup gelişmelerini; Birleşik Krallık’ta kadınlara seçim hakkı tanıması için yapılan çaba ve verilen mücadeleleri ve futbol sporunun ‘un şehirde gelişmesini ele almaktadır.

Şehirde Castlefield bölgesinde bulunan Mancinium antik Romalı kalesinin yeniden yapılmış bir kısmı ziyaretçilerin görüp incelemesine açıktır.

Manchester “Bilim ve Sanayi Müzesi (MOSİ)” tarihsel ilk yolcu tren hattının (Manchester-Liverpool demiryolunun) Manchester terminalinde bulunan Mayıs 1830’da açılan dünyada ilk tren yolcu istasyonu olan ama uzun zamandır tren istasyonu olarak işletilmeyen “Liverpool Road Tren Garı”nda kurulmuştur. Bu müzede geniş örneklerle eski ulaşım sistemleri (özellikle istimli lokomotifler ve demiryolu vagon tipleri, otomobiller ve uçaklar); enerji sistemleri sergileri (su enerjisi, elektrik, istim ve gaz motorları); Manchester’deki temiz su sağlama ve atık su lağım ve arıtma sistemleri; tekstiller; komünikasyon sistemleri ve bilgisayar sistemleri sergileri bulunmaktadır. Müzede büyük bir istim lokomotifleri koleksiyonu, sanayi makineleri koleksiyonu, ilk döneminden itibaren eski uçaklar koleksiyonu bulunmaktadır. Ziyaretcilerin ilgisini çeken bir sergi de ilk veri deposu bulunan komputerin (“Manchester Küçük-Ölçekli Deneysel Makine – Bebek”in) bir kopyasının bulunmasıdır.

Manchester “Ulaşım Müzesi”nde 19. ve 20. yüzyılda kamu taşımı için şehirlerde işletilen bir tramvay ve otobüs vasıtaları koleksiyonu sergilemektedir.

Günümüzde ticari gemiler tarafından kullanılmayan “Manchester Gemi Kanalı”nin kara içindeki Manchester’de bulunan limanı olan “Trafford Park” doklarında yeni kurulan “Salford Quays” adlı bölgede bir askeri müze olarak “Kuzey’de İmparatorluk Savaş Müzesi” bulunmaktadır. 2002’de açılan bu müze özellikle gayet gözalıcı modern mimarisi ile ilgi çekmektedir.

1830’da halka açılmış olan ve Manchester Üniversitesi içinde ve idaresinde bulunan gayet ilgi çekici arkeoloji (antik Mısır özellikle firavunlar çağı mumyalar sergileri, antropoloji koleksiyonu ve doğa tarihi koleksiyonu ile önemlidir.

Manchester Bilim ve Teknoloji Müzesi’nde İngiliz Shackeleton bombardıman uçağı

Manchester Şehri yerel idare konseyi’nin sahip olduğu Manchester Güzel Sanatlar Galerisi Mosley Sokak’ında bulunan neo-gotik mimari stilli ve arkasına eklenmiş olan modern mimari stilli yeni binalardan oluşmaktadır. Bu galeri devamlı sergilenen bir önemli batı Avrupa resim tabloları koleksiyonuna sahiptir. Bu galerinin en ilgi çeken eserleri büyük sayıda 19. yüzyıl sonunda İngiltere’de ortaya çıkan Ön Raffaeloculuk akımı’na ait çok önemli tablolardır.

Şehrin güneyinde yine Manchester Üniversitesi sahipliliği ve idaresi altında bulunan Whithworth Güzel Sanatlar Galerisi bulunmaktadır. Önemli bir renovasyon ve yeni geliştirmelerden sonra 2015 başlarında yeniden açılan bu sanat galerisinde modern resim sanatı eserleri, heykeller ve tekstil kumaş eşantiyonları sergilenmektedir.

Manchester’de bulunan diğer devamlı sergiler ve müzeler içinde Rusholme semtindeki Manchester “İngiliz Giysiler Galerisi”, “Halk Tarihi Galerisi”, “Manchester Yahudiler Galerisi” ve “Urbis Merkezi”nde bulunan Preston’dan nakledilip getirilen “Millî Futbol Müzesi” de bulunur.

GÖRÜLECEK YERLER

Manchester Wheel: “Exchange Square” meydanında bulunan büyük ve yüksek dönme dolap.

Trinity Köprüsü: Manchester ve Salford sınırında modern İspanyol mimar Santiago Çalatrava’nin tasarımını yaptığı Fütürist bir yaya köprüsü.

Midland Bank Building: 1926’da Art deco mimarı stilinde yapılmış King Street’te bulunan büyük bir banka şubesi binası.

    Castlefield: Antik Romalı asker garnizonu “Mancunium”dan kalma ve Ortaçağlarda “Castlefield (Kale sahası)” olarak bilinen 16. yüzyıla kadar etrafı surlara çevrili bir merkezi mevki. 18. yy. açılan “Bridgewater Kanalı” ile “Rochdale Kanalı” birleştiği kanal havzası buradadır. Dünya’da ilk yolcu tren hattı olan Manchester-Liverpool demiryolu hattının Manchester garı şimdi burada bulunan “Manchester Bilim ve Sanayi Müzesi” içindedir. Bu semt 20. yüzyılda çok köhneleşmiş ve büyük gayret ve yatırımlarla 1990’lı yıllarda “Şehirsel Gelişme” ve yenilemeye bir örnek olmak üzere bir turist merkezi olarak geliştirilmiştir.

Manchester Üniversitesi: Atomun ilk defa Rutherford tarafından parçalanması; ilk programlanabilir komputer, radyo astronomi bilimi kurulması bu üniversitede olmuştur. Kampüs “Oxford Road” civarındadır. Bu yolun bir tarafında yeni modern mimarilı “Misafir Merkezi” ve diğer tarafında eski mimarilı idare binası ve “Manchester Müzesi” bulunmaktadır.

Manchester Town Hall (Şehir Konağı): Albert Square’de 1877’de bitirilmis neo-gotik mimari stilde yapı. “Manchester Şehri Konseyi” törensel toplantı salonu ve diğer yerel idare daireleri bulunur. İçinde Ön-raffaeloculuk akımına bağlı olan ressam Ford Madox Brown tarafından yapılmış çok gösterişli Manchester’in gelişmesini gösteren duvar resimleri bulunur.

Şehir Kütüphanesi

Rylands Kütüphanesi (John Rylands Library): Deansgate sokağında. 19 yy.da “dik-gotik” adı verilen mimarı stilde yapımlı. İçinde çok kıymetli eski yazma eserler ve basım eserleri bulunr. Manchester Üniversitesi tarafından idare edilir ve belki zamanlarada turist gezisi için halka açıktır.

City Library (Şehir Kütüphanesi): St Peter’s Meydanında Şehir Konağının önünde. Yuvarlak özel bir kubbeli ve büyük sutunlu çok ilgi çeken mimarılı bir bina. 2010’dan itibaren restore edilmek üzere kapalıdır.

Portico Kütüphanesi ve Galerisi: Mosley Street yakınlarında. “Manchester Literary and Philosophical Cemiyeti” merkezi. Bu bina salonunda bilimsel konuşma verenler arasında “Dalton”, “Joule”, “Wittgenstein” bulunmustur.

Manchester Katedrali: Anglikan katedrali

St Ann’s Kilisesi: Şehir merkezi St Ann’s Meydanında 1712’de yapılmış Anglikan kilisesi.

St Mary’s Kilisesi: Mulberry Street 1794’te yapılmış Katolik kilisesi.

KÜLTÜREL MANCHESTER

Bridgewater Hall

Şehir tiyatro, konser, sanat sınema salonları:

Opera Evi,

Palace Tiyatrosu

Royal Exchange Tiyatrosu

Library Tiyatrosu: Şehir Kütüphanesi bodrum katında idi. Ama 2010 yazından beri bu kapalı olup tiyatro trupü değişik salonlar kullanmaktadır.

Green Room Salonu,

Dancehouse Tiyatrosu

Cornerhouse: Eski Oxford Road tren istasyonunun marsandiz depoleri ve idare binalarından dönüştürme. Sanat filmleri gösteren üç değişik sinema salonu ve üç sergi salonu bulunmakta.

Bridgewater Hall: 1996’da eski “Free Trade Hall” konser salonu yerine açılan Halle Orkestrası konser salonu. 5.500 org borusundan oluşan büyük org vardır.

Manchester Central: Eski demiryolu garı; sonra GMEX adlı sergi salonu ve günümüzde özel konferanslar ve kovansiyonlar için toplantı salonu ve sergi sarayı.

Manchester Art Gallery (Manchester Güzel Sanatlar Galerisi): Chinatown’a yakın. Ön-raffaeloculuk akımına ait çok önemli tablolar vardır.

Manchester Müzesi: Manchester Üniversitesi Oxford Road binalarında geoloji, eski dinozor iskeletleri ve Mısır mumyaları.

Whitworth Güzel Sanatlar Galerisi: Oxford Road’de üniversitenin güney doğusunda üniversiteye bağlı guzel sanatlar müzesi.

Bilim ve Sanayi Müzesi:”Castlefield” içinde. Dünyanın ilk tren garı bu muze içindedir. Çeşitli bilimsel deneyler, makineler ve eski uçaklar çok ilgi çekicidir.

People’s History Museum (Halk Tarihi Müzesi)

Gallery of English Coştume (İngiliz Giysiler Galerisi): Rusholme’da

Manchester Yahudi Müzesi: Eski bir Portekiz-Yahudi havrasında.

Urbis: Çok modern tüm camdan bir binası olan eskiden “Modern hayat Müzesi” bulunmakta iken kapanmıştır. Preston’da bulunan Millî Futbol Müzesi bu binaya nakil edilmektedir.

SPORTİF MANCHESTER

Sportcity: Şehrin doğusundadır. 2002’de “Commonweslth Oyunları” için yapılmıştır. İngiltere Millî Bisiklet Stadı’nı içine alır. 47.805 oturan seyirci kapasiteli Manchester City FC “Etihad Stadı” da bu spor kompleksi içinde bulunur.

Old Trafford Futbol Stadı: Ünlü kırmızı üniformalı Manchester futbol kulübü Manchester United FC kulübünün 75.957 seyirci kapasiteli merkez stadıdır.

Old Stafford Kriket Sahası: 1864’ten beri “Lancashire County Kriket Kulübünün ana kriket sahası. 1884’ten beridir İngiltere’yi ziyaret eden yabancı millî kriket takımları ile İngiltere millî kriket takımının üç gün süren adı “Test Maçı” olan uluslararası kriket maçlarının oynandığı saha.

KAYNAK: VİKİPEDİ, ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ

FOTOĞRAFLAR 2010 YILINDA ÇEKİLMİŞTİR.