CİDDE – SUUDİ ARABİSTAN
Cidde, Suudi Arabistan’ın eski başkenti ve Kızıldeniz kıyısındaki en büyük yerleşim merkezi. Başkent Riyad’dan sonra ülkenin ikinci büyük, Mekke İdari Bölgesi’nin en büyük kenti. Yaklaşık 3.4 milyon nüfuslu olan bu kent, aynı zamanda Suudi Arabistan’ın ticaret merkezi. Cidde, Ortadoğu ve Batı Asya’nın en zengin kentlerinden biri olmanın yanı sıra, İslam’ın kutsal kenti Mekke’nin de ana giriş noktası konumunda, Medine’ye de erişim noktasında bulunuyor. Orta Doğu’nun coğrafi merkezinde bulunan Cidde’de Kral Abdülaziz Uluslararası Havalimanı ile yine uluslararası Cidde deniz limanı var.
Cidde adının ne anlama geldiği konusunda anlatılan iki açıklama var: Bunlardan birincisi “Cidde”nin “deniz kıyısı” anlamına geldiği ve Kızıldeniz’de Mekke’nin ana limanı olarak kullanılmasından ötürü kente bu ismin verildiği. İkinci açıklama ise “Cidde”nin “büyük anne” anlamında Arapça “caddah” tan geldiği yolunda birleşiliyor.. Ciddeliler Hz. Havva’nın mezarının bu kentte bulunduğuna inanıyorlar ve kentin de adını bu efsaneden aldığını anlatıyorlar.
Cidde, bundan 2500 yıl kadar önce bir balıkçı köyü olarak kurulmuş. M.S. 647′de üçüncü İslam halifesi Osman bin Affan burasını hacıların Mekke’ye gidişlerini kolaylaştırmak için bir limana dönüştürmüş. XII. Yüzyılda Eyyubi İmparatorluğunun bir parçası olan Cidde, XIII. Yüzyılda Memluk Sultanlığının, 1517 de 1. Selim zamanında Osmanlı İmparatorluğunun eline geçmiş. 1802 de Necd güçlerince ele geçirilmiş ancak Mehmet Ali Paşa 1813′de şehri geri almış. Birinci Dünya savaşı sırasında isyan eden Hicaz Şerif’i Ali bin Hüseyin’in kontrolüne geçen kent, Ibn Saud’un eline geçtiği 1924′den bu yana, Suudi Arabistan’ın en önemli şehirlerinden biri haline gelmiş bulunuyor.
Kentte, bugün eski Cidde’den fazla bir iz yok. Ancak az da olsa eski dönemlerden kalma geleneksel mimarinin temsilcisi olan evlere de rastlanıyor. Suudilerin her zaman yaptığı gibi Osmanlı zamanından kalan cumbalı binalar kaderlerine terk edilme sonucu bir, bir yok olmuş. Osmanlı surları ve kapıları Suudilerce adet olduğu üzere 1947 de yerle bir edilmiş.
Cidde’nin ekonomik yaşamı büyük çoğunlukla ticarete dayanıyor. Eskiden sarraflarıyla yani döviz değiştiren esnafıyla meşhurdu. O esnafların torunları günümüzün bankerleri olmuşlar. Bugün biraz daha medeni sayılabilecek döviz bürolar yanında hala sokakta salaş tezgâhta döviz bozduranları görmek mümkün.
MARKALAR
Dünyanın hemen bütün ünlü moda ve ticaret firmalarının temsilcilikleri ve satış
Departmanları burada. Eski adıyla Tahlia yeni adıyla Prens Muhammed bin Abdul Aziz caddesinde Dolce & Gabbana, Gucci, Burberry, Chanel, Giorgio Armani, Versace, Massimo Dutti, Tod’s gibi markaları görmek mümkün. Bütün bunlar Cidde’ye zenginlik getirmiş ve Cidde’de yaşam kalitesini dünya standartlarına çıkartmış.
ÇALIŞANLAR (EXPAT)
Ticari anlamda ilgi odağı haline gelen Cidde’ye dünyanın her yanından insanlar çalışmak için geliyorlar. Bunların çoğu diğer Arap ülkelerinden ve Afrika’dan, Asya-Hint Yarımadasından, Uzak Doğudan gelenler. Büyük bir kısmı da az parayla yetiniyor ve çok iyi şartlarda yaşamıyor. Başta giyim olmak üzere gittikçe artan dini baskıların sonucu gayrimüslim Batılı expatların sayısı 30 yıl öncesine hayli azalmış bulunuyor. Suudi Arabistan’ın genelinde olduğu gibi burada da başka bir dinin hatta başka bir İslam mezhebinin bile ritüellerini yerine getirmek hatta teşhir etmek dahi yasak.
LOKANTALAR
Cidde lokanta kültürüne büyük ölçüde Lübnan, Suriye ve Türk lokantaları hakim olmasının yanında Hint, Çin, Fransız, İtalyan, Japon, Moğol lokantaları da var. McDonald’s, Burger King, Domino’s Pizza, KFC, Fuddruckers, Chili’s, Kudu, Herfy gibi uluslararası zincirleri görmek de mümkün. Lokal fast foodçuları ise Al Baik, Al Tazaj, Hot and Crispy, Foultamiz, Halawani. Sadece geleneksel Arap yemeği veren lokantaların en bilinenleri: Althamrat, Abu-Zaid, Al-Quarmuşi, Ayaz ve Hicaziyat. Cidde’nin meşhur fast food yemeği ise “Brost” yani büyük fritözde kızarmış tavuk. Bir yerde temizini bulabilirseniz mutlaka deneyin. Ayrıca her yerde “Şavarma” yani çevirme, yani DÖNER ile Arap nohut köftesi Falafil bulunuyor. “Faruuz” denilen kızarmış piliçden, pilavındaki baharat, çekirdek ve otlara alışkın değilseniz uzak durun. Arap köfte ve kebabları da öyle sayılır.
Arap lokantalarında Kabsa (genelde tavukla yapılır) Mandi (Yemen yemeği) yanında Hicaz’a özgü yemekler: Mabşuur, Mitabbak, Ful (bakla), Areyka, Hareysa, Kebab Meyruu, Şorabah Hareyra (Hareyra çorbası), Migalgal, Madhbi (kiremitte tavuk), Madfun (gömülü demek), Magluubah, Kibdah, Manzalah (genelde Ramazan Bayramında yenir), Maasuub, Magliya (nohut köftesi Falafel‘in Hicaz versiyonu), Saliig (sütlü pirinçten yapılır), Humus, Biryani, Ruz Kabli, Ruz Buhari ve Sayyadiya verilmektedir.
AÇIK HAVA SANATI – HEYKELLER
Ticaretin yanı sıra Cidde meydanlarında, özellikle Korniş boyunca Vahhabi esaslara aykırı olmayan yani insan figürü içermeyen bazı ilginç modern heykeller bulunuyor. Cidde günümüzde, dünyadaki bu tarz en büyük açık hava sanat galerisine sahip olmakla övünüyor. Cidde’ye eser kazandıran sanatçılar arasında Jean (Hans) Arp, César Baldaccini, Alexander Calder, Henry Moore, Joan Miro ve Victor Vasarely gibi isimler de bulunuyor: Bu isimlerin Cidde’ye kazandırdıkları eserler, yukarıda belirttiğimiz gibi Vahhabi inanışında insanın bir sanatsal figür olarak kullanımı günah sayıldığı için, genellikle nesneler ve doğal konular üzerinde yoğunlaşıyor.
CİDDE’NİN GÖZ ALICI KÖŞELERİ
Kral Fahd Çeşmesi – Fıskiye
1980′de Guinness Rekorlar kitabına da giren bu çeşmenin fıskiyesinden çıkan su 312 metre yüksekliğe ulaşıyor.
NCB Kulesi: National Commercial Bank. Ulusal Ticari Bankası. Yapımı 1983 yılında biten ortası delik binanın yüksekliği 235 m. Suudi Arabistan’ın eskiden en yüksek binasıydı.
IDB Kulesi: İslam Development Bank, İslam Kalkınma Bankası’nın bulunduğu bina.
TV Kulesi: 2006-2007 arasında bitirilen binanın yüksekliği 250 m.
Yani Cidde böyle yüksek binaları, fıskiyesi, insansız heykelleri, “suk” yani eski çarşısı, alışveriş merkezleri, marka mağazaları, kornişi (sahil yolu), yılın neredeyse 365 gününde denize girilebilen plajları, her daim rutubetli aşırı sıcağı, kum fırtınaları, selleri, trafiği ve de elbette Mekke’ye ulaşım sağlaması ile meşhur.
FOTOĞRAFLAR 2013 YILINDA ÇELİŞMİŞTİR