MELÎK GAZÎ TÜRBESÎ PINARBAŞI / KAYSERİ
Yeri: Melik Gazi Türbesi, Kayseri’nin doğusunda kurulmuş olan Pınarbaşı ilçesine takriben 18 km. kala ana yoldan sola sapılarak girilen tali bir yolun götürdüğü ve kavşaktan itibaren 6 km. ötede Melik Gazi köyünde inşa edilmiştir.
Bugünkü durumu: Asli fonksiyonuyla değerlendirilmektedir.
Tarihi: XII. asrın sonlarında yapılmış olmalıdır.
Plan ve mimari özellikleri: Melik Gazi Türbesi, alçak taş bir kaide üzerinde yükselen kübik bir gövde ile onun üzerindeki yüksek bir kasnağa oturan promidal külahtan oluşan tuğla bir yapıdır. Türbenin üst kat girişi güney cephesinin ortasında açılmış sivri kemerli bir açıklık olup, kapının kemeri ve söveleri tuğladan örülmüştür. Bir tam iki yarım tuğlaların münavebe ile örülmesinden elde edilen söveler, yarım tuğlaların aralarında boşluklar bırakılarak süslenmiştir. Aynı tarz boşlukları, kapı kemerinde ve onu kuşatan kemer silmede de görürüz. Kemerli kapı açıklığı yarım tuğla derinliğinde dikdörtgen şekilli bir çerçeve içine alınmış olup, çerçeve ile kemer kavsi arasında kalan satıhlar yarım tuğlaların dik ve yatık konmasıyla tezyin edilmiştir. Tek yönlü ve dört basamak bir merdivenle çıkılan 1.03 x 1.83 m. Ölçülerindeki kapıdan geçilince her kenarı 5.35 m. olan kare planlı üst kat salonuna girilir.
Eser içte tromplar bölgesine kadar kireçle sıvalı olup, duvarlar ayrıca, zeminden 1.95 m. yüksekliğe kadar ahşap levhalarla kaplanmıştır. Bu ahşap kaplama üzerine yüksekliğe 1.40 m.ye varan geniş bir kuşak türbeyi dört yanda çevreler ki kare veya dikdörtgen panolara bölünmüş bu kuşak üzerinde çiçek, vazo, saat gibi değişik motifler ile Ayete’l Kürsi yer almaktadır. Gerek yazı, gerekse motifler basit karakterdedirler. Kubbe tuğladan balıksırtı tarzında örülmüştür.
Türbe ana eksenler üzerinde ve yüksekte açılmış, dikdörtgen şekilli ve içten dışa doğru daralan dört mazgal penceresi ile aydınlanır. Zemini ahşap döşeme olan eserin üst katında ahşap altı sanduka yan yana uzanmaktadır. Alt kat dört kollu haçvari bir planla düzenlenmiştir. Kollar sivri kemerli birer beşik tonozla örtülmüş ortadaki kare mekân ise çapraz tonozla kapatılmıştır. Tonozlar ve duvarların iç cidarları tamamıyla tuğla örgüdür. Cenazelik doğu ve batı duvarlarında açılan ve içten dışa doğru küçülen iki mazgal pencere ile aydınlatılmıştır. Zemini toprak olan cenazelikte Melik Gazi’nin olduğu söylenen bir mumya yer almaktadır.
Süslemesi: Eser tuğla malzemenin verdiği imkânlar kullanılarak, tuğlaların değişik tarzda dizilmesiyle elde edilen kompozisyonlarla süslenmiştir. İçte sıva üzerine sonradan yapılmış boyalı nakışlar olmakla birlikte dış cephelerin daha özenle ele alındıkları açıktır.
Malzeme ve teknik: Melik Gazi Türbesinde taş ve tuğla birlikte kullanılmış olmakla beraber taş sadece kaide de kullanılmış, tuğla ise hâkim malzeme olarak tüm yapıda kullanılmıştır. Anadolu’da bütünüyle tuğla malzemenin kullanıldığı sayılı türbelerden biri de Melik Gazi Türbesi olmakladır.
Kitabesi: Türbeye ait herhangi bir kitabe mevcut değildir
Tarihlendirme: Eserin Danişmentlilerden Melik Gazi’ye atfen inşa edilmiş olması ve Anadolu’daki Kemah Mengücek Gazi Türbesi (XII. asır sonu XIII. asır başı) Niksar, Kırkkızlar Türbesi (XII. asır ilk çeyreği) gibi örneklerle benzerliği dikkate alınarak 12. yy. sonlarında inşa edilmiş olduğu söylenebilir.
MELİK GAZİ
Melik Emir Gazi ya da Emir Gazi ya da Melik Gazi (ö. 1134), Danişmendliler‘in üçüncü hükümdarıdır. Haçlı seferlerindeki mücadelesi ile tanınan Danişmend Beyi Gümüştekin Gazi’nin büyük oğludur. Onun devrinde Danişmendliler Anadolu’nun en güçlü devleti haline geldi.[1] Onun ölümünden sonra Danişmendliler gerilemeye başlamış ve doğan boşluğu Anadolu Selçukluları doldurmuştur.
Gümüştekin Gazi hayatını kaybettiğinde beylik ikiye ayrılmıştı. Emir Gazi Sivas ve çevresindeki toprakların, kardeşi Sungur ise beyliğin Malatya ve Suriye topraklarının yöneticisi idi. Sungur’un elindeki topraklar 1106’da Anadolu Selçuklu hükümdarı I. Kılıçarslan tarafından ele geçirildi. Bütün kardeşlerini öldürterek Danişmend Beyliği’nde iktidarı elinde toplayan Emir Gazi, 1134 yılında Sivas’ta ölünceye kadar beyliği yönetti. Kızını I. Kılıçarslan’ın oğlu Mesud ile evlendirdi. 1107’de I. Kılıçarslan’ın ölümü üzerine başlayan saltanat savaşında Mesud’u destekledi. Mesud, 1116’da iktidarı ele geçirebildi. Emir Gazi, bu sayede siyasi gücünü arttırdı. I. Kılıçarslan’ın ölümünden sonra dul eşi Ayşe Hatun ile evlenen Artuk Belek, Malatya’ya hakim olmuştu. 1124 yılında Belek Gazi’nin ölümü üzerine aylar süren bir kuşatmadan sonra Emir Gazi Malatya’yı Ayşe Hatun ve oğlu Tuğrul Arslan’dan teslim aldı (10 Aralık 1124).
Damadı Mesud’u, kardeşi Melik Arab ile mücadelesinde destekledi; Kayseri ve Ankara’yı ele geçirdi. 1129’da Çankırı, Kastamonu ve Karadeniz sahillerini de kontrol altına aldı.
Vaktiyle babasının esir ettiği Antakya Haçlı prensi I. Boemondo’nun oğlu II. Boemondo’nun Anavarza Kalesi’ni işgali nedeniyle Ermeni prensi I. Leon’un yardım talebi gelince Çukurova’ya giderek II. Boemondo’yu yendi, kafasını Abbasi halifesi’ne gönderdi. 1131’de tekrar Çukurova seferine çıkarak I. Leon’a yıllık haraç vermeyi kabul ettirdi.
Onun Çukurova’da bulunmasından yararlanan Bizans imparatoru II. Yannis Komnenos Kastamonu’yu istila etmişti. Emir Gazi, 1132’de Kastamonu’yu geri aldı ve imparatora karşı isyan eden kardeşini himayesine aldı.
1134 yılında Sivas’ta hayatını kaybeden Melik Gazi, sağlığında yaptırdığı Pazarören yakınında ki türbesine mumyalanarak taşınmıştır.
Kaynakça: M. Oluş Arık, “Başlangıç Devri Anadolu Türk Mimari Tezyinatının Karakteri, Malazgirt Armağanı, Ankara 1972, s. 176. Ömür Bakırer. “Anadolu Selçuklularında Tuğla işçiliği”: Malazgirt Armağanı, Ankara 1972, s. 19
Tahsin Özgüç, Mahmut Akok, “Melik Gazi Türbesi ve Kalesi”, Belleten, cilt 18, sayı 69 -72, Ankara 1954,s. 332.333. Hakkı Önkal, Anadolu Selçuklu Türbeleri, Ankara, 1996.
Orhan Cezmi Tuncer, Anadolu Kümbetleri, Cilt I, Ankara 1986.