26 Aralık 2024
Türbeler

ARAP ŞEYH TÜRBESİ – SİVAS

Asıl adı Seyyid Abdullah el-Hâşimî el-Mekkî er-Rıfâî’dir. Rıfâi tarikinde hizmet etmiş büyüklerimizdendir. 1829 yılında Mekke’de doğmuştur. Hicaz’dan Afganistan’a gitmiş orada 20 sene kalarak Tarîkat-ı Rıfâiyye’yi neşretmiştir. Arap Şeyh; Suriye, Hicaz, Yemen, Mısır ve Anadolu’nun pek çok yerinde irşad faaliyetlerinde bulunmuştur.

Daha sonra İstanbul’a davetle gelen Arap Şeyh, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın pek çok iltifatlarına mazhar olmuş, 1876’da Sivas’a yerleşmiştir. Daha sonra İttihat ve Terakki hükümeti tarafından sürgün edilmiştir.

Milli Mücadele döneminde Sivas’ta yapılan 4 Eylül Sivas Kongresine Sivas temsilcisi olarak katılmış, Mustafa Kemal Paşa’ya destek vermiş, kendisini Sivas’ta bulunduğu müddetçe dergâhında misafir etmiştir. Sivas Kongresi boyunca delegelerin yemek ihtiyacına büyük miktarda katkı sağlanmış, eşyalar Abdullah Hâşimî el-Mekkî’nin azîz dergâhından karşılanmıştır. Yine Sivas Kongresi fotoğrafı olarak bilinen, Kongre Binası önünde çekilmiş fotoğrafta Mustafa Kemal Paşa’nın sağ tarafında görülen kişi Arap Şeyh Hazretleridir.

Harabe halinde olan türbesi imar edildi

13 Kasım 1922 tarihinde Hakka yürüdüğünde 92 yaşında olduğu anlaşılmaktadır. Satın alıp Rıfâi Tekkesi olarak vakfettiği konağının alt katındaki bir odada ebedi istirahatına çekilmiştir. Şimdi ise kabri, Paşa Bey Mahallesinde kendi ismiyle anılan Arap Şeyh Caddesi üzerindedir. Burası, küçük kulübe görünümde bir türbe iken Zamanın Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp, Arap Şeyh Türbesinin yeniden düzenlenmesine önayak olmuştur.

ARAP ŞEYH(1829-1922)

Kültür ve medeniyetin başkenti SİVAS aynı zamanda manevi aleminde başkentlerden biri olduğunu ,son yüzyıllık dönem hariç ,peygamberimizden devr aldıkları İslam sancağını en ileriye ve en yükseğe taşımak için ömrü nefs terbiyesi ile geçmiş mubarek insanları barındırmaktadır.Her gün yanından geçip gittiğiniz ,ismini okuduğunuz ,bazılarımızın beş dakikasını ayırıp ta dua okuduğu manevi önderlerimizden biride ,ilimizde meşhur olduğu ismiyle ARAP ŞEYH’dir.

Künyesi SEYYİD ABDULLAH EL HAŞİMİ ,EL MEKKİ ER RİFAİ olarak bilinir.1829 yılında Mekke-i mükerreme’de doğmuştur.Annesinin adı Havva Mehri hanımdır.Arap şeyh babası seyit Muhammed Azim el-haşimi kaddese’lahü sırrahu’l azize intisap etmiş ,babasından gördüğü seyr-i sülük ile Rıfai Sayyadi,Bedevi,Şazeli,Sadi,Nakşibendi,Mevlevi tariklerinden hilafet ve icazet almıştır.

Arap şeyh 17 yaşında Hicazdan ayrılmış Afganistan’a gitmiştir orada 20 sene kalarak Tarikat-ı Rifaiyye neşr etmiştir.Suriye,,Hicaz,Yemen,Mısır ve Anadolunun pek çok yerinde irşad faaliyetlerinde bulunmuştur.Padişah sultan abdulhamit tarafından İstanbula davet edilerek onun pek çok iltifatlarına nail olmuş,bizzat Abdulhamit tarafından kendisine ŞEYHÜ’L-EKBER ünvanı verilmiştir.Tüm iç Anadolu bölgesindeki bütün seyyid’lerin başına ‘’Nakibul –Eşraf’’olarak atanmıştır.Sultan Abdulhamid han hazretleri tarafından özellikle Sivas vilayetindeki alevi-sunni cemaatlerin arasında cereyan eden fitne ve fesadın bastırılması için bizzat İstanbul’da padişah tarafından görev ve yetki verilmiştir.

1876 yılında Sivas’a yerleşerek ,buraya dergah açmıştır.

Her zaman olduğu gibi o yıllarda da siyasi hayatın çok hareketli geçtiği ilimizde dönemin Sivas valisi Reşit Akif Paşa ile iyi ilişkilerde bulunmuştur.

Tarihe 31 mart vakası olarak geçen olayda, Abdulhamidin tahtan indirilmesini istemeyen ,ve bu olaydan on gün önce Ayasofya caminde bir mevlidden sonra ittihat-ı Muhammedi Cemiyetini kurduklarını açıklayan Derviş vahdeti, kurmuş olduğu bu dernek ve üyeleri ki, bunların arasında Arap Şeyh’te vardır olay sonrası yapılan sıkı yönetim mahkemeleri tarafından Arap Şeyh hicaza sürgüne yollanmıştır.Arap şeyh torunlarının ifadesine göre mekke- de yedi yıl kalmıştır.

Arap şeyhin sürgünde kaldığı yıllarda çektiği sıkıntılara işaret olarak kendisinin’Kabe’nin altın halkalarına yapışıp aileme tekrar kavuştur diye çok dualar’’ ettiğini ifade etmiştir.Sürgünde kaldığı yıllarda eşi halime hanım evkaftan gelen paralarla ,kendisinin yaptığı el işi yaptığı ürünleri satarak dergahın hizmette kalmasını sağlamıştır.

Milli mücadele döneminde Sivas’ta yapılan 4 Eylül kongresine Sivas temsilcisi olarak katılmış Mustafa Kemal’e destek vermiş,kendisini sivas’ta bulunduğu müddetçe dergahında misafir etmiş,pek anlatılmasada paşa’ya suikasti önlemiştir.Sivas kongresinin meşhur fotoğrafında Mustafa Kemal’in yanındaki sakallı cüppeli olan kişi ARAP ŞEYH’tir.

1909 yılında sürgüne mekkeye gönderildiğinde yaşı seksene dayanan ARAP ŞEYH 13 kasım 1922 tarihinde 92 yaşında vefat etmiştir.

Arap şeyhin vefatında Mustafa Kemal ATATÜRK bir başsağlığı telgrafı çekmiş,aileyede yüz lira para göndermiştir.

Türbesi kurşunlu hamamın aynı hizasında normalde iki katlı ahşap bir konağın alt katlarındaydı,çocukluk yıllarında komşuluk ettiğimizden ,aileye dönem dönem büyüklerimizin bizleride arkasına katarak dua ettiğimiz vaki olup ,konağın yıkılması ile türbe tek göz bir oda halinde yıllarca kalmış olup iki yıl önce sevgili belediye başkanımız türbeler konusunda gösterdiği ilgi ve alakadan çok memnun olduğum Doğan ÜRGÜP bey tarafından şanına yakışır bir türbe yapılmıştır.

Gelip geçenlerin dualarına ,eşlik ettiği vatandaşlarımız tarafından dile getirilip bir çok insanın doğru yola ulaşmasında emeği geçen bu mubarek zata yetişemediğimiz için yürekten üzülüyor,yüce rabbimizin bizlere ,özelliklede gardaşlığımızı pekiştirecek bir din alimini bahş etmesini yürekten temeni ediyorum.

Arap Şeyh Hazretleri Hakk’a yürümeden kırk gün önce memleketlerine dönen gaziler,onunla savaşta beraber çarpıştıklarını halka anlatınca’’artık gitme vaktimiz geldi’’buyurmuşlar ve kırk gün sonra bu dünyayı terk etmişlerdir.Arap şeyh cenazesini yıkamayı vasiyet ettiği Ahmet Hoca ile sağlığında iyi dosttur hakk’a yürümesi vaki olunca Ahmet hoca cenazeyi yıkamaya başlar,içinden

‘’Ermiş diyorlardı ,şu haline bak’’diye içerisinden geçirdiği vakit,arap şeyh hocanın serçe parmağından tutar,uğraşmasına rağmen bir türlü kurtulamaz,hocanın telaşına orada bulunanların okuması sayesinde parmağını kurtarır.

Allah yolunda cihat edenlere ölü demeyiniz,onlar diridirler.Bilmediğimiz bir alemde insanlara en güzel cihat kişinin nefsiyle olandır tembihiyle ,hizmet eden bu mubarek insana dualarınızı eksik etmeyiniz.Allah rahmet eylesin

Kaynak: Sivas Tarih Ve Geleneksel Yaşam Kültürü