NİKSAR – TOKAT
Niksar; Karadeniz Bölgesi’nin Orta Karadeniz Bölümü’nün iç kesiminde yer alan, Tokat iline bağlı bir ilçedir.
Yüzölçümü 955 km2 olan Niksar, 40°35’ kuzey enlemi ile 36°58’ doğu boylamı üzerinde bulunur. Deniz seviyesinden yüksekliği ortalama 350 m olup kuzey batısında Erbaa, güneybatısında Tokat, güneyinde Almus, güneydoğusunda Başçiftlik ve kuzeyinde akkuş ilçeleri ile çevrilmiştir. Toprak bakımından ilin beş büyük ilçesinden birisidir.
Kuzeyinde Canik Dağları, güneyinde Dönek Dağı ve bu iki dağın arasında ise Niksar Ovası yer almaktadır. Canik Dağları Karadeniz’e paralel uzanan platolarla kaplıdır. Bu platolardan Çamiçi Yaylası yalnız Niksar’ın değil Tokat’ın da en önemli yaylalarındandır.
Akarsular bakımından oldukça zengin olan Niksar topraklarını Kelkit Çayı ve bu çayın irili ufaklı kolları sular. Kelkit Çayı’nın suladığı ve taşıdığı alüvyonlarla bereketine bereket kattığı Niksar Ovası, Karadeniz Bölgesi’nin en önemli ovalarından birisidir.
Tarım arazisi bakımından elverişli bir ovaya sahip olan ilçenin %53’ü orman ve fundalıklarla, %12’si çayır ve meralarla kaplıdır. İlçe topraklarının %32’si ekilip dikilirken, yalnızca %3’ü tarıma elverişli değildir.
Niksar’ın kuzeyindeki yüksek kesimlerde kayın, çam, gürgen, ladin; alçak kesimlerdeki düzlüklerde kavak ve söğüt; ovada otsu bitkiler; vadilerde ise meyvelikler bitki örtüsünü oluşturur.
Dağ ve ormanlarda yaşayan başlıca av hayvanları sansar, tavşan, kurt, tilki, vaşak, ayı ve domuzdur. Kuş türleri içinde ise keklik, yaban ördeği ve bıldırcın önemli yer tutar.
Niksar’da Orta Karadeniz Bölümü iklimiyle, İç Anadolu İklimi arasında bir geçiş iklimi görülür. Kışlar genellikle ılık ve yağışlı, yazlar sıcak geçer. Her aya yağış alan ilçenin yıllık yağış ortalaması 475,2 mm, yıllık sıcaklık ortalaması ise 14,7°C’dir.
Canik Dağları’nın Kelkit Vadisi’ne inen eteklerinde kurulan ve Kelkit Irmağı’nın geçtiği vadi boyunca uzanan Niksar’ın tabii güzelliklerini şehir merkezine 14 km uzaklıktaki Çamiçi Yaylası perçinlemektedir.
Danişmendli, Selçuklu ve Osmanlı zamanlarının Türk-İslam kültürünü yansıtan eserlerle donatılan şehir, tarihin izlerini bütün ihtişamıyla yaşatmaya çalışmaktadır.
BİLİYOR MUSUNUZ?
Niksar’ın dünyanın ilk endüstri başkenti olduğunu,
Dünyadaki ilk dikey milli su değirmenlerinin Niksar’da kullanıldığını ve bu teknolojinin buradan Roma’ya götürüldüğünü,
Niksar’ın Danişmendliler Devleti’nin başkenti olduğunu,
Niksar Kalesi’nin Türkiye’nin ikinci büyük kalesi olduğunu,
Anadolu’daki ilk tıp eğitiminin Niksar’da bulunan Yağıbasan Medresesi’nde verildiğini,
Fatih Sultan Mehmet’in Ramazan Ayı’nı Niksar’da geçirdiğini, bayram namazını Ulu Camii’de kıldığını ve buradan, Rumların yaşadığı Trabzon’a girdiğini,
Yavuz Sultan Selim’in Niksar’da iki gün süreyle konakladığını,
Kanuni Sultan Süleyman’ın doğu seferi dönüşünde ordusunun bir kısmını Niksar’da kışlattığını,
Türkiye’deki ilk İdareci Mektebi’nin Türklerin Anadolu’ya gelişinden sonra 1210 yılında Niksar’da açıldığını,
20 Haziran 1919’da Niksar Hükümet Konağı’nın önünde, İzmir’in işgalini protesto mitingi düzenlendiğini, Miting sonrası, Redd-i İlhak Cemiyeti Niksar Şubesi Reisi Hacı Mahir Efendi imzasıyla, İtilaf Devletleri temsilcilerine bir protesto telgrafı çekildiğini,
Bu mitingin Anadolu’da ki ilk miting olduğunu, Çamiçi Yaylası’nın Kaz Dağları’ndan sonra oksijenin en bol olduğu, nem oranının sıfıra yakın olması nedeniyle astım ve şeker hastaları tarafından tercih edilen, doğa yürüyüşü, dağcılık tırmanışları, flora/fauna incelemesi yapabileceğiniz bir yayla olduğunu,
Tüm dünyanın hayranlık duyduğu ve ay taşı gibi çekiciliğe sahip jeolojik bir mirasa sahip olduğunu,
Niksar Cevizinin dünyada bir numara olduğunu, tüm Türkiye’nin cevizinin Niksar’da kırıldığını,
Beyaz Narince asma yaprağının sadece Niksar ve Tokat’ta yetiştiğini, ceviz, asma ve kuşburnu denildiğinde Niksar ve Tokat’ın akla geldiğini,
Melikgazi Kabristanlığı’nın Anadolu’daki ilk Türk-İslâm Mezarlığı olduğunu,
Niksar’ın dünyadaki üç büyük darphaneden biri olduğunu,
Mühürkesen Türbesi etrafında milyon yıllık fosillere rastlandığını,
Niksar’ın bir zamanlar bir iç deniz olduğunu, biliyor musunuz?.
Kaynak: NİKSARALEM