KARACASU ADI NEREDEN GELİYOR?
KARACASU ADI NEREDEN GELİYOR?
Yenişehir 1266 (1849-1850) tarihli Devlet Salnamesi’nde kaza merkezi olarak görülürken Karacasu ise köydür. İkisi de aynı yer olarak gösterilmektedir. Ancak 1879’da yapılan idari düzenlemede “Yenişehir” isminin yeri ve Nazilli’ye bağlı bir nahiye merkezi olarak “Karacasu” adı geçmektedir.
Oğuz Hanın altı oğlu vardı. Bu altı gencin dörder oğlundan meydana gelen yirmi dört kabileden birçok boyların Anadolu’nun birçok bölgelerine yerleştiklerini Ziya Gökalp’in H. N. Orkun’un eserlerinde görmekteyiz.
İşte bu yirmi dört kabileden Dağhan sülalesine mensup Yazırlı Boyunun şimdiki Karacasu topraklarında yerleşmiş bulunduklarını ve bu boylardan gelen Karacasu adında bir oymakın Karacasu köyünü kurdukları anlaşılmaktadır.
Karacasu da bir oymaktır. Bugün kazanın “su” diye okunan son hecesi aslında “sû” dür. Sonradan okuma kabalığı nedeniyle “su”‘ ya çevrilmiştir.
Bir söylentiye göre de Kanuni Sultan Süleyman’ın Rodos seferinden dönüşünde uğradığı sırada olan bir olaya bağlanmaktadır. Sultan Süleyman’ın askerleri ile köylerine geldiğini haber alan halk derhal hazırlıklara başlar. Mevsimin yaz oluşu, askerlerin yorgunlukları ve susuzlukları son safhadadır. Karıncalı dağında kıştan (karlıklardan) biriktirdikleri karları suya katarak askerlerin yorgunluklarını, susuzluklarını giderirler. Karacasu halkı Kanuni’yi ve askerleri çok memnun ederler. Bu karlı sudan her seferinde kana kana içerler. Askerler o zaman köyün adına karlı su köyü demeye başlarlar. Zamanla karlı su köyü Karacasu’ya dönüşür.
Başka bir söylentide ise ilçemizde göçmen tabir edilen gayrimüslim halk otururmuş. Bu göçmen halkın dış il ve ilçelerle bağlantısı oldukça fazlaymış, hatta dış ülkelerle de bağlantıları varmış. Bu bağlantıları sayesinde ilçemizde bulunmayan birçok yiyecek ve eşyalar getirirlermiş. Bu getirdikleri içerisinde yerli halkın çok sevdiği kahve de varmış. Kahve halkın toplandığı kahvehanelerde içilir ve çok sevilirmiş. Halk kahvenin adını Kara¬su takmış Karasu sözü ilçe adıyla söylenir olmuş. Zaman içerisinde kahvenin adı Karacasu’ya ad olmuş.
KARACASU TARİHÇESİ
Karacasu İlçesi oldukça eski bir yerleşim birimidir. Bölgede yerleşik hayatın tam olarak ne zaman başladığı bilinmemektedir. Ancak, Karacasu Afrodisias Antik Kenti ve çevresinde bulunan tarihi eserlerden İlçenin tarihinin 5-6 bin yıl öncesine kadar uzandığı değerlendirilmektedir.
Bizans kaynaklarına göre, İlçe ve çevresinin Türklerin eline geçişi ve Türk Boylarının bölgede iskânı 1071 Malazgirt Meydan Savaşı sonrasına rastlar. Tarihi kaynaklardan, Selçuklu Kabilelerinden Dağhan sülalesine mensup Eymür Aşiretinin Ataeymir Beldesinin bulunduğu yerde yerleşmiş olduğu; Ayhan Kabilesi Yazırlı Boyunun Yazır Köyü ve civarını yurt edindikleri; bu boylardan gelen “Karasül” Oymağının ise, İlçemiz Cuma Mahallesinin bulunduğu yerde “Karacasu Köyü”nü kurdukları anlaşılmaktadır.
11-13. yüzyıllar arasında bölge dört kez Selçukluların ellerine geçmiş ve Karacasu toprakları Türkmen boylarınca iskan edilmiş; bölgeye, bir süre Menteşe Beyliği, daha sonra da Aydınoğulları Beyliği egemen olmuştur. 1413 tarihinde II. Murat, Karacasu topraklarını Osmanlı Karacasuİmparatorluğu’na katmış; 1864 yılında Nazilli’ye bağlı “Bucak” olan Karacasu, 1867 tarihinden itibaren “İlçe” olarak Aydın İline bağlanmıştır.
Karacasu İlçesi, doğusunda bulunan Babadağ ile batısında bulunan Karıncalı Dağı arasında kalan ve yer yer dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahip yaklaşık 40 km uzunluğundaki vadide kurulmuştur.
İl Merkezine 90 km mesafede bulunan Karacasu İlçesinin doğusunda Denizli-Babadağ, batısında Aydın-Bozdoğan, kuzeyinde Aydın-Kuyucak, güneyinde ise Denizli-Tavas ve Kale İlçeleri yer almaktadır.