HASAR KALE (Kocaömer) – KINIK / İZMİR
Kocaömer köyünün alt kesiminden değirmenlerin yanından geçen yol karadere boyunca ilerler, bu yol takip edildiği zaman Asar denilen bölgeye gelinir. Burada elle yapılmış izlenimi veren Tümülüs görüntüsünde bir tepe vardır, bu tepenin adına Asar kale denmektedir. Aslı hisar olup Osmanlı döneminde bu adı almıştır, bilindiği üzere hisarlar gözetleme, savunma noktaları olarak karşımıza çıkar. Asar tepesinin yüksekliği 475 metredir, tepenin etrafı sur kalıntılarıyla çevrili durumdadır. Tepenin tam ortasında büyük bir sarnıç bulunur, çapları 2 metreyi bulan dört adet çanak biçiminde kesme taştan ve ortada daha büyük bir alanda suların toplandığı beş çanaktan oluşur, çanaklar birbirine küçük kanallarla bağlıdır. Bu sarnıç yüksekte olan kalenin su ihtiyacını karşılamak için yapılmıştır. Asar tepesinin tarihi geçmişiyle ilgili olarak elimizde yazılı bir kaynak olmamasına karşın tepenin güney yamaçları gezildiğinde büyük çaplı bina temellerine rastlanır. Burada bulunan roma ve Bergama sikkeleri, buranın yetiştirilen zeytinlerin, çıkarılan yağların, şarapların, tahılların vb. toplandığı yer olduğu, çıkan büyük ebatlardaki küplerden anlaşılmaktadır. Küpler pişmiş topraktan olup yaklaşık olarak 1,8 metre yüksekliktedir. Toplanan ürünler kara yoluyla Gambrion’a veya Bergama’ya oradan da deniz kıyısına aktarılıp, deniz ticareti yoluyla başka ülkelere aktarıldığı ortaya çıkmaktadır. Karadere Asar tepenin hemen yanından geçmekte ve iki kol bu noktada birleşmektedir. Karadere’nin asıl adının Luwi dilindeki Kharadra’dan geldiği sanılmaktadır, Luwi dilinde Kharadra dağdan gelen derin su yatağı anlamı taşımaktadır. Karadere Junt (Yunt) dağlarının en yüksek yeri olan Asperdenum (Mamurt Tepe) denilen yerden Asar Tepe’ye kadar çok hızlı biçimde akar ve Asar Tepe’nin bulunduğu yerde suyun akışı sakinleşir. Daha sonra Kınık ovası içinde kıvrılarak Bakırçay’a ulaşır.
Asar kalenin arkeologlar tarafından ilk araştırılması 14 Ağustos 1877 tarihinde yapılmıştır.”Alter Tümer Von Pergamon “adlı eserde bu gezinin içeriği ve tespit edilenler anlatılmaktadır. Asar tepesi üç bölümden meydana gelmektedir; En üstte 1. bölümde düz alanda sarnıç,2. bölümde üstte iç duvar altta dış sur duvarları ve gözetleme yerleri,3. bölümde eteklerde ise bina temelleri güneye doğru eğimli arazide bulunmaktadır. Asar tepesine doğu, batı ve kuzey yönünden çıkmak neredeyse imkânsız gibi görünmekte bu kısımlar Bergama, Kınık ve Soma’ya doğru tüm ovayı gözetlemeye uygun şekildedir. Buradaki kaleye giriş ve çıkışlar sadece güney yönünden yapılmakta ve bu yönde kaleye çıkan ancak şu an yerinde olmayan düzgün köşeli kesme taştan yapılmış bir yoldan bahsedilmektedir. Yol bu günkü kullanılan yolun aksine tepenin kuzeyinden değil tepenin güneyinden batısına doğru dolaşarak karaderenin kenarından geçen yolla birleşmektedir.
Perslerin Lydia’ya saldırmalarında, Bergama krallığının genişleme ve duraksama dönemlerinde ve Bizans döneminde Türklere karşı Asar tepesi önemli bir gözetleme kulesi olma özelliği taşımıştır. Özellikle Bizans döneminde tepenin iç ve dış kale surları kireç, taş ve tuğlayla örülerek yükseltilmiş ve sağlamlaştırılmıştır. Horasan denilen bu teknik; kireç, kum, çakıl, saman ve yumurta kullanılarak meydana getirilmekte ve beton etkisi yapmaktadır. Birçok Bizans mezarlarının yan duvarları da bu şekilde yapılarak mezarlar güvenli hale getirilmiştir. Asar tepedeki sur kalınlıkları yaklaşık olarak 5 metre, yüksekliği de şimdiki ölçülerde 8,5 aslı 10 metre civarındadır. Tepe iç ve dış surlarla iyi şekilde korunaklı hale getirilmiştir, bu surlardan günümüze pek azı ulaşabilmiş zaman içerisinde depremler, yangınlar ve doğal olaylardan kaynaklanan sebeplerden dolayı yıkılmış ve parçalanmıştır
Kaynak: Kültür Portalı