22 Aralık 2024
Hanlar

PAŞA HAN -TOKAT

Tokat Kalesi’nin güneyinde, eskiden şehrin en canlı ticari merkezi olan Sulu Sokak’ın batı ucunda yer alır. Hemen yanında aynı isimle anılan Hamam’ın hanla ilgisi olmayıp, her ikisi de farklı tarihlerde, farklı kişiler tarafından yaptırılmıştır.

Günümüzde özel bir şahsın mülkiyetinde bulunan Paşa Hanı, giriş eyvanı ve dış çevre duvarları dışında tamamiyle haraptır. Hanın doğuya bakan giriş eyvanında sahibi tarafından dükkan haline getirilmiş, içeriden de güney tarafa bir kapı açılarak bir hücresi, depo olarak kullanılmaktadır.

Hanın girişinde, 37×50 cm. boyutlarında mermer üzerine yazılmış üçerden iki bölümlü altı, bir de aşağıda olmak üzere yedi satır halinde yapım tarihini veren kitabe bulunmaktadır.

Kitabeden Hanın, 1166 H. (1752-53 M.) yılında, Sultan l. Mahmud zamanında Zaralızade Vezir, Abaza Mehmet Paşa tarafından yaptırıldığı anlaşllır . Bu şahsın Mirmiran rütbesiyle 1747 yılında Sultanönü mutasarrığında, daha sonra Trabzon, Vidin ve iki kez de Sivas Valiliği görevlerinde bulunduğu, bilahare bu görevden alınıp idam edildiği bilinmektedir.

Sivas’ta valiliği sırasında bazı eserlere bakım, onarım ve eklemeler yaptığı tarihi kayıtlarda belirtilmektedir.

Paşa Hanı, 1930’Jarda A. Gabriel’in dikkatini çekmiş ve giriş eyvanının iki kemerinde ortada bir hayat ağacına zincirle bağlı aslan figürlerinin de çizimini yaparak eserine koymuştur.

Bu eyvan günümüzde dükkan olarak faaliyet göstermektedir. Eyvan kemerinin iki yanında, kemere doğru yüzleri dönük iki hayvan kabartmasından sağdakinin aslan, soldakinin bir köpeği andırdığı teşhis edilebilir.

Her iki figür de ayrı bir kompozisyon oluşturacak şekilde, ortada stilize selvi motifini andıran hayat ağacına doğru ilerler tarzda, boyunlarına takılmış zincirle birlikte tasvir edilmişlerdir. Aynı kompozisyon, hayat ağaçları ile birlikte kemerin sağ üst ve sol üst boşluklarında iki kez tekrarlanmıştır.

Sağdaki aslan figürü’nün vücudu yandan, başı cepheden, hafif öne eğik şekilde ve ilerler tarzda tasvir edilmiş Anadolu Selçuklu aslanlarıyla benzerlik içindedir. Kuyruğu sırta paralel olarak uzanmakta ve bel ortasında yukarıya doğru hafif kıvrılarak sonuçlanmaktadır. Yeleleri ve başı irice gösterilmiş olup, boynuna takılı kalın zincirle, kaidesi üçgen biçiminde şematize edilmiş, selvi ağacına doğru ilerler şekildedir.

Soldaki kabartma, aslandan çok bir köpeği andırmakta, diğerindeki gibi vücut yandan gösterildiği halde, bunun başı da yandan gösterilmiş, yelesiz ve ağızkısmı sivrice olup daha çok bir köpeğe benzemektedir. Bu fıgürün aslan figüründen bir farkı da kuyruğudur. Bunun kuyruğu, sırt üzerinde paralel olamayıp S şekli çizerek açıkta sonuçlanmaktadır.

Önemli bir tarihi olayı sembolize ettiğini sandığımız bu kompozisyonun yakın örnekleri, AnadoJu-Türk sanatında oldukça yaygındır.

KAYNAK: Prof. Dr. Hamza GÜNDOGDU