ULU CAMİ – KAYSERİ
Kayseri şehir merkezinde olup, Kapalıçarşı’nın yanında yer almaktadır. Ulu Cami olarak bilinmekle beraber değişik kaynaklarda Cami-i Kebir veya Sultan Camii olarak da anılmaktadır. İnşasında Roma devrinden kalmış olan malzemelerde kullanılmıştır. Oldukça sade olan Ulu Camii, Konya Alâeddin Camii’ye çok benzemektedir. Mihrap kısmı oldukça zengin desenlerle işlenmiş olan caminin minaresi tuğladan örülmüştür. Kayseri’nin en eski ve en güzel camilerinden biri olan Ulu Camii kırk iki kemer üzerine bina edilmiştir.
Muntazam bir taş işçiliğine sahip olan Kayseri Ulu Camii, Danişmendliler devrinde, 1135 yılında, Dânişmedliler’in üçüncü sultanı olan Melik Mehmed Gazi tarafından yaptırılmıştır. Selçuklular’ın Kayseri’ye egemen olmasından bir müddet sonra, 1206 yılında, I. Gıyaseddin Keyhüsrev’in saltanatında, Yağıbasanoğlu Muzaffereddün Mahmud tarafından ciddi şekilde onarılan Ulu Camii’nin diğer bir güzel özelliği de içerisinde ender yazma eserlerin ve kitapların bulunduğu bir kütüphaneyi barındırmasıdır. Caminin kuzey kapısı üzerinde bulunan dört satırdan ibaret kitabesinde şu ifadelere yer verilmiştir.
“Bu camii, Kılıçarslan oğlu, büyük sultan Keyhüsrev devrinde –Allah onun saltanatını yüceltsin- H.602, M.1205/6 yılında Yağıbasanoğlu Muzaffereddün Mahmud tarafından onarılmıştır.”
Camiyi 1206 yılında onaran Yağıbasanoğlu Muzaffereddün Mahmud, 1142- 1167 yıllarında Sivas’ta hüküm süren Danişmendli beyi Melik Yağıbasan’ın oğludur. Yani Yağıbasanoğlu Muzaffereddün Mahmud, dedelerinin yaptırmış olduğu camiyi onarmıştır.
Kaynak: Kayseri belediyesi