KESTELEK KÖYÜ VE CAMİ – MUSTAFAKEMALPAŞA – BURSA
M. Kemalpaşa ilçesi Çaltılıbük bucağına bağlı bir köydür. İlçenin güneydoğusunda, Çaltılıbük karayolu üzerinde, M. Kemalpaşa’ya 23 km uzaklıktadır. M. Kemalpaşa çayının hemen batısındadır
Bilge Umar’a göre köyün adı, “kestel” yani “hisar” sözcüğünden küçültme takısı “ek” eklenerek türetilmiştir ve “hisarcık” anlamınadır. Yakınında bir kale kalıntısı olması, bu görüşü doğrular niteliktedir. 1830’lu yıllarda bölgeyi dolaşan Seyyah Charles Texier, bu köyden şöyle söz etmektedir:
“Kirmast’dan 24 kilometre daha gidilince 40-50 haneden oluşan ve küçük bir köy olan Kestelek’e varılır. Bu köyü geçtikten sonra duvarları tuğla ile taştan yapılmış bir Bizans şatosu görülür. Bu şatonun, Loupad/Uluabat şatosunun yaşında olması gerekir. (Bak. ULUABAT)”
Gerçekten de kale, bir tepe üzerinde ve bölgeden geçen yolları gözetleyebilecek bir konumdadır. Kale bir savunma hattı olmasının yanı sıra, önemli bir yerleşim alanı olabilecek genişliktedir. Kalenin önemli bölümü halen ayaktadır. Köylülere göre, Osmanlı devrindeki Sincan kazasının merkezinin bu kale olduğu söylenmektedir. Köyün yanındaki maden ocağında da önemli antik yerleşim kalıntıları çıkmıştır. Bizans dönemindeki Kastallus kalesi bu olmalıdır. Menthon keşişlerin hayatını anlattığı kitabında, bu kentin Uludağ’daki en önemli yerleşim alanlarından biri olduğunu yazıyor. Kalenin Lapudium/Ulubat Kalesi ile aynı dönemde yapıldığı sanılmaktadır
Köydeki modern caminin yerinde, Vakıf kayıtlarına Hacı Hasan Camisi adıyla eski bir cami bulunmaktaydı. Bu caminin avlusunda konman 33 X 66 santimetre boyutlarındaki yazıt taşında, üç satırlık yazı ile caminin (eski cami) Muharrem 1304 H. (Eylül 1886) tarihinde yaptırıldığı belirtilmektedir, Kirmastı’nın (Mustafakemalpaşa) kaza/ilçe merkezi oluşuna değin, Sincan Bucağı’nın merkezi idi. 1325 H. (1907) tarihli Hudavendigâr Vilâyeti Salnâmesinde 98 hane olarak kayıtlıdır.
Kitabede:
. . . . Olundu işbu cami’-i şerif i’marına
On senede çün nasib oldu bunun itmamına
Ger hulus ile muvaffak olduk ise bu işe
Olmadık. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Li hamsetün utfi biha harre’l-vebai’l-hatime
El-Mustafa ve’l-Mürteza ve’b-nahüma ve’l-Fatıme
Muharrem, sene 1304, yazmaktadır.
“Veba ateşi gibi beni saran bu harareti şu beş şeyle söndürürüm.
Mustafa, Mürteza, onun iki oğlu ve Fatıma” manasına gelen meşhur Arapça söz kitabenin son iki mısraına yazılmış
Köyün içinde koruma altına alınmış çok eski bir servi ağacıyla, eski mezarlığı ve mezar taşları vardır. Köyün hemen yanındaki Etibank’a ait madende ‘bor’ çıkarılmaktadır. Madenin bulunduğu alana Eskiköy yeri denilmekte olup, madenden çok sayıda eski yerleşim kalıntıları çıkmaktadır
KAYNAK: BURSA GAZETECİLER CEMİYETİ / BURSA COM
FOTOĞRAFLAR: MUSTAFA GÜRELLİ