KESİK MİNARE CAMİİ (KORKUT CAMİİ, CAMİ-İ KEBİR) – ANTALYA
Antik çağdan başlayıp, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerini görüp günümüze ulaşan uzun bir tarihi geçmişe sahiptir. Antalya Kaleiçi‘nde yer alır. Günümüzde ibadete açılmak için onarılmaktadır.
M.S. 2 yüzyıla tarihlenen antik bir tapınağın üzerine M.S. 5. veya 6. yüzyılda antik tapınağın mimari parçaları kullanılarak büyük bir kilise/bazilika yapılmıştır. Bizanslılar tarafından yapılan bu yapı Meryem Ana adına yapılan Panaghia Kilisesidir. Yapı M.S. 7. yüzyılda Arap akınları sırasında tahrip edilmiştir. M.S. 9.Yüzyılda bazı ilave bölümlerle yenilenmiştir. Eser Selçuklular zamanında Camiye çevrilmiştir. 1361 Yılında Kıbrıs Kralı 1. Peter Antalya‘yı işgal edince tekrar kilise yapılmıştır. Yapının tekrar Camiye çevrilmesi Sultan II. Beyazıt’ın oğlu Şehzade Korkut döneminde (1470-1509) gerçekleşmiştir. Bu yüzden dolayı hem Antik Bizans hem de Selçuklu yapı unsurları içeren eser Korkut Camii diye anılır.
1800 lü yılların yaklaşık ortasına kadar kullanılan Cami geçirdiği bir büyük yangınla kullanılmaz hale gelmiştir ve o yangından sonra da kullanılmamıştır. Cami-i Kebir, Merkez Camii veya Cumanın Camii olarak da anılır. Büyük yangında minaresinin ahşap olan küllahının yanmasından dolayı Kesik Minare Camii olarak anılmaktadır.
Antalya’nın ilk yerleşim bölgesi Kaleiçi’nde yer alan ve Selçukluların fethi sonrası kiliseden camiye çevrilerek, Şehzade Korkut’un adının verildiği camide, 1896 yılında yangın çıktı. Kubbesi ve minaresinin ahşap külahı yanan cami, büyük hasar görmesi nedeniyle ibadete kapatıldı. Yenilenmemesi nedeniyle caminin adı, ‘Kesik Minare’ olarak kaldı. Yön levhalarında da kesik minare olarak tarif edilen camide bu yıl, 123 yıl sonra Antalya Vakıflar Bölge Müdürlüğü çalışması kapsamında külah takıldı. Külah, Antalya’da farklı kesimlerce tartışmalara neden oldu.