20 Nisan 2024
Camiler

HALİME HATUN CAMİİ VE KÜLLİYESİ – GÖLMARMARA – MANİSA

    Vakfiyesinden, III. Mehmed’in (1595-1603) sütannesi Halime Hatun tarafından yaptırıldığı ve cami, medrese, dârülhadis, sıbyan mektebi, kütüphane, imaret ve misafirhaneden meydana geldiği öğrenilmektedir (vakfiye hakkında geniş bilgi için bk. Gökçen, II, 70-73). Bugüne kalan birimler cami, medrese ve imaretle aynı yüzyılın sonlarında gelir sağlamak amacıyla külliyeye eklenen çifte hamamdır.

    Cami. Tek kubbeli tipte olan cami plan bakımından Bursa Alâeddin Bey Camii’ni andırır; yakın çevresinde yer alan XIV. yüzyıl sonuna ait Şahuban Hatun (Kadın) Camii’nin daha gösterişli bir benzeridir. 12 × 12 m. boyutlarındaki harimi örten kubbe sekizgen bir kasnağa oturtulmuş ve geçişi pandantiflerle sağlanmıştır. Cami, baklava ve mukarnas başlıklı mermer sütunlar üzerine ortada beşik tonoz, yanlarda kubbe ile örtülmüş ve yan açıklıkları tuğla ile örülmüş üç gözlü bir son cemaat yerine sahiptir; sonradan burayı genişletmek maksadı ile önüne ahşap direklerin taşıdığı kiremit çatılı sundurma şeklinde bir bölüm ilâve edilmiştir. Duvarlarında moloz taş ve iki sıra tuğla dizisi kullanılan yapının taçkapısı dışarıya doğru çıkıntı oluşturur; derin girişte karşılıklı birer mukarnas dolgulu küçük niş bulunmaktadır. Ahşap kapı kanatları geometrik kompozisyonlarla süslenmiştir. Kapının her iki yanında mukarnas dolgulu birer mihrâbiye yer alır; bunların yanlarındaki dikdörtgen açıklıklı pencereler harimi kuzeyden aydınlatan unsurlardır. Batı cephesinden çıkılan ve dört mermer sütuna oturan kadınlar mahfili değişik bir görünüşe sahiptir. Üç petek pencere ile aydınlatılan bu mekân, dış tarafta üçgen alınlıklı kiremit örtülü çatısı ile cepheye kademelenme ve hareket kazandırmıştır. Klasik Osmanlı pencere düzenine sahip olan yapıda, üç sıra halinde açılan sivri kemerli ve alçı şebekeli pencerelerden alttakilerin üzerinde biri kaş, diğeri sivri ikişer tezyinat kemeri bulunmaktadır. Tek sıralı kirpi saçakla geçilen sekizgen kasnağın dört yüzünde dikdörtgen nişler içerisine yine sivri kemerli sekiz petek pencere yerleştirilerek ana mekâna alışılagelmiş aydınlık sağlanmıştır.

   Klasik üslûbu yansıtan âbidevî mermer mihrabın beşgen kesitli nişi yanlarda sütunçeler, yukarıda beş sıra mukarnaslı kavsara ile kuşatılmıştır; köşelerinde birer rozet göze çarpar. İki renkli mermerden yapılan minber titiz bir işçiliğe ve değişik bir görünüşe sahiptir. Kadınlar mahfilinin alt kısmına rastlayan tavanda geometrik düzen içerisinde süslenmiş ahşap bir göbek dikkat çeker. Altın yaldızlı kalem işleriyle bezeli geometrik yıldız geçmelerin içleri kahverengi çiçek ve yapraklar, bordür ise nar çiçekleri ve hançer yapraklarının (saz) yer aldığı XVI. yüzyılın klasik motifleriyle dolgulanmış, göbeğin etrafında tavan kenarları beyaz üçgenlerle çevrili kırmızı altıgenler ve siyah konturlarla dekore edilmiştir.

   Harimin kuzeydoğu köşesinde yer alan minare, kare prizma kürsü üzerine kenarları nişli sekizgen pabuçla oturmaktadır. Pabucun üzerinde bir çember ve silindirik gövdede tuğlaların dekoratif örülüşü dikkat çeker. Şerefe iki sıra mukarnasla dolgulanmıştır. Minare, büyük benzerlik gösterdiği Şahuban Hatun Camii’nin minaresine göre daha ustaca inşa edilmiştir. Caminin kuzeybatı köşesinde de kare planlı ve kiremit çatılı bir imam odası bulunmaktadır. Moloz taş ve tuğla örgülü odanın duvarlarının iki sıra kirpi saçakla sona erdiği ve pencerelerinden batıdakinin sonradan kapatıldığı görülmektedir.

KAYNAK: İSLAM ANSİKLOPEDİSİ