26 Aralık 2024
Camiler

ÇANAKÇI MESCİDİ – TİRE / İZMİR

Tirenin Bahariye Mahallesi, Çatal Çeşme konumunda bulunan mescid, Tire tarihi yapıları içinde ilk mescidler grubunda yer almaktadır. 1339 yılında Selçuklu Ailesinden Kara Seyfettin Beyin oğlu Bahadır Bey tarafından yaptırılmıştır. Bahadır Bey Türkleşme ve fetih sürecinin etkin adlarının başında yer almaktadır. Babası Kara Seyfeddin Bey Selçuklu vezirlerinden ünlü Karatay Beyin kardeşidir.
Mescit, Çanakçı aşiretinin yerleşim bölgesi içinde bulunduğundan halk arasında daha çok Çanakçı Mescidi olarak tanınmaktadır. Tirenin en önemli tarihi yapıları içinde yer alan mescit, Defter-i Hakani de (1531/739) ; (Vakfı mescid-i ibni Çanakçı der nefsi Tire ) ifadesiyle yer almaktadır. Bu dönem vakıfları içinde, dükkanlar, tarlalar, mera ve Uşakpınarı köyünde 86 dönümlük bir arazi vakfı görünmektedir.
Mescit, Tire yapıları içinde önceliğe sahip yapılar topluluğu içinde yer almaktadır. Önemli ölçüde yapıldığı dönem özelliğini koruması nedeniyle de ayrıca değer taşımaktadır. Mihrabı özelliğini koruyan Tiredeki ender mihraplar kapsamında yer almaktadır.
Tire Müzesine kaldırılan mescit kitabesinde şu ifadeler yer almaktadır :
(Bismillahirrahmanirrahim Ense hazel mescid-il mübarek El abdül fakir el Allahi taala Bahadır ibn-i Seyfeddin-i Baytar Gaferallahi leh-ü livalideyn ve cemili müslümin Tarih şehr-i rebiyül evvel tisa ve selasin ve seba mie.) (1339/H.739)
Mescit bugün kullanılmamaktadır. Mescitin kubbe örtüsü şistli kayraklarla kapatılmıştır. Ayrıca giriş kapısı batıda yer almaktadır. Tirenin eğimli bir coğrafyaya oturması, yapı tekniğine platformların sokulmasını gerekli kılmıştır. Bu nedenle hemen hemen tüm Tire cami ve mescitlerinde kuzey yönler duvarlarla beslenmiştir. Çanakçı Mescidi de bu nedenle kuzeyden yükseklik kazanırken batıdan kolay giriş bulmuştur.
Ünlü imamı, (İbnü-l Kusa) takma adlı Tireli Muslihiddin Mustafa’dır. 1476 (H.880) tarihinde görev yapmıştır. Görev yaptığı sırada ( Mişkatül Envari fi letaifil asar ) adlı kitabı yazmıştır.
Görüleceği üzere, 1838 yılı vakıf gelirleri 238 kuruş gibi oldukça küçük rakamlarda görünmektedir. Gelir kalemleri içinde bağlar ve evler bulunmaktadır. Cumhuriyete değin mescit çevresi Çanakçı Mahallesi olarak yaşamıştır.
Çanakçı Mescidinin kubbesi muhteşem. Muhteşemliği büyüklüğünden değil, mimarisinden. Mimari olarak incelenmesi gerekir düşüncesindeyim. Kubbeyi inşa etmişler, Çatal çeşmenin çatısında olduğu gibi, kubbeyi büyük ince kayrak taşlar ile dıştan içe doğru su akıntısına dikkat edilerek kaplamışlar. Her iki eserin mimarı veya ustasının çok iyi taş işçiliği kullandığı belli. İkisi de aynı anda yapıldığı izlenimi veriyor.
Mescit, bugün kendi kaderine terkedilmiş durumdadır. Kent ve kültür tarihi açısından büyük önem taşıyan yapının restore edilerek, koruma altına alınması gerekmektedir.
Kaynak : Devlet Arşivlerinde Tire, A. Munis Armağan, 2003.

Bir yanıt yazın