21 Kasım 2024
AVRUPA GEZİLERİM

HALVETİ TEKKESİ – PRİZREN – KOSOVA

    Halveti tekkesi (Arnavutça: Teqja e Halvetive), Prizren’in merkezinde bulunan 350 yıllık bir tarikattır. Halveti’nin tekke objesi Saraçët semtinde, Kukli Mehmed Bey’in camisinin yanında bulunur. Havlet Tarikatı, 16. yüzyılın sonlarında Prizren’e gelen ve Kukli Mehmet Bey’in camisinde oturan Osman baba tarafından kurulmuştur. Nesne basit, taş ve çamurdan yapılmış, kaplama ise geleneksel tuğladan yapılmıştır. Tekke külliyesi, tekke, ayin odası (semihane), türbe, konut binası ve bekleme salonu gibi çeşitli yapılardan oluşmaktadır. Daha genel olarak, külliye iki bölümden oluşur – tekke ve ayin odası.

   Tekkenin binası 1835 yılında inşa edilmiştir. Bina son derece sadedir, taş ve kerpiçtendir, kaplaması ise geleneksel kiremittendir. Tekkenin birkaç yerden oluşmasına rağmen: tekke, ritüel salonu(semihan), türbe, oturma ve bekleme binası gibi, bina olarak iki kısımdan oluşur: tekke ve semihan. Semihan binası altı açı şeklindedir ve duaların ve diğer dini ibadetlerin yapıldığı yerdir. Batı kısmında türbe bulunur ve orada Halveti Tarikatının kurucusu Osman Babanın ve diğer 9 tarikatçının mezarlıklar bulunur. Tekkenin havlusunda iki çeşme bulunur. Birincisi yuvarlak şeklindedir Şadırvan gibi, ikincisi ise dikdörtgen şeklindedir. Şimdi kompleksin dışında olmasına rağmen binanın doğu kısmını da belirtmemiz gerekir. Ev XVIII yüzyılında inşa edilmiştir ve folklorik unsurlarla zengin olan oldukça büyük bir evdir. Tekke birkaç defa restore edilmiştir ve maalesef orijinal unsurlar pek fazla korunamamıştır.

HALVETİLİK

  İslam’da tasavvuf inancı Hz. Muhammed (s.a.v)’in Kur’an ışığında İslam dinini yayması ile başlamıştır. İslam medeniyetinde tasavvuf inancı Allah’ın dinine uygun bir hayat sürebilmek için günahlardan tevbe ederek Allah’a sığınmak, ihlasla devam etmek ve hakiki bir takvaya ulaşmak amacı güdülür.

    İslam tarihinde tasavvufi mistisizmi sürdüren çeşitli kurumsal yapılar ortaya çıkmıştır. Bu yapılar İslam dininin yeni coğrafyalara yayılmasını kolaylaştırmış ve kalıcı hale gelmesinde etkili olmuştur. Tasavvufun kurumsallaştığı yapılar olarak bilinen Tarikatlar zaman içerisinde çok büyük önem kazanmıştır. Tasavvufi hayat, Abbasiler döneminde oluşmasını, Selçuklu yıllarında kurumsallaşmasını, Osmanlı Hanedanı döneminde ise yayılmasını gerçekleşmiştir. Asıl konumuz olan Halvetilik/Halvetiyye tarikatına gelecek olursak tarikat, 14. yüzyılda Azerbaycan ve İran coğrafyasında ortaya çıkmıştır. Halvetiyye tarikatının temeli Harezm’de Ahi Muhammed tarafından atılmış ve kurucusu ise Ahi Muhammed’in yeğeni ve halifesi olan Ebu Abdullah Siraceddin Ömer Ekmeleddin Lahci Halveti’dir 3 (kısaca Ömer-ül Halveti olarak bilinir). Doğum tarihi net olarak bilinemeyen Şeyhin ölüm tarihi 1397-98 olarak düşünülmektedir. Halvet sıfatı ise dervişin veya müridlerin dar bir mekâna, hücreye veya bir alana çekilip orada ibadet, murakabe, zikir, fikirle meşgul olmasına verilen isimdir. Tekkedeki halvethanelere çilehane denildiği bilinmektedir. Ömer-ül Halveti hazretlerinin 40 sene üst üste bir ağaç kovuğunda Halvet çıkardığı, halvethanesinden çıkıp dervişleriyle buluşmaya giderken ise halvet ağacının da arkasında yürüdüğü ve acıklı sesler çıkardığı anlatılan menkıbelerdendir. Halvetilik tarikatını bir diğer önemli ismi de tarikatı sistemleştirip geliştiren Pir Seyyid Yahya Şirvani’dir. 13. yüzyılla beraber Balkanların Türkler tarafından peyderpey fethedilmesi ve bu topraklara Müslüman Türk ahalinin iskân edilmesiyle birlikte Müslüman nüfus artık gözle görünür bir biçimde artmıştır, Horasan Erenleri diye tabir edilen Hoca Ahmet Yesevi dervişleri, Anadolu’ya ve Balkanlara gelerek bu topraklarda manevi öncüler olmuş kurdukları kurumlarla insanların gönlünü kazanmıştır. Bu dervişlerin bazıları doğrudan fetih hareketlerine katılıp gaza ederken diğer dervişler de gittikleri topraklarda tekke ve zaviyeler kurmuşlar bölgenin sosyal, kültürel ve dini hayatı üzerinde doğrudan etkili olmuşlardır.

 İSLAM DİNİNİN YAYILMASINA GAYRET ETTİLER

   İslam dininin yayılmasına gayret sarf eden dervişler, Nasreddin Hoca Efendi’nin deyimiyle göle maya çalmıştır. O maya tutmuş büyük bir İslam medeniyeti bu topraklarda yeşermiştir. Arnavutlar, Boşnaklar, Pomaklar gibi milletler İslam’ı kabul etmiştir. Bu nedenlerle Balkanlara gerçekleştirilen fetihlerin sadece Türk ordularının yetenekli ve güçlü olmalarıyla açıklanamaz. Fetihlerin gerçekleşmesi ve Osmanlı idaresinin uzun soluklu bir idare kurmasının arka planında yatan gerçeklik Türkistan’dan Anadolu’ya oradan da Balkanlar’a gelmiş olan tasavvuf, tarikat ehlileridir. İrşad ve tebliğ faaliyetleri yürüten Erenler bölgenin İslamlaşmasında ve Türkleşmesinde en büyük altyapıyı ve maneviyatı hazırlamıştır. Kosova, Makedonya ve Arnavutluk başta olmak üzere Rumeli Müslümanlarının gönlüne zühur eden tarikatların başında gelen Halvetilik bu topraklarda Ömer-ül Halveti’nin müridleri ve halifeleriyle yayılmış ve güçlü bir dini kurum haline gelmiştir. Kosova’ya Halvetilik, tarikatın Ahmediyye Şubesi’nin Ramazaniyye kolu vasıtasıyla sirayet etmiştir. Geçmişe bakıldığında Balkanlar’da en çok tekke ve zaviyeye sahip olan Halvetilik’in bugün maalesef tekke ve zaviye sayısının muazzam bir şekilde azaldığı görülmektedir. Bunun en önemli sebebi ise Osmanlı idaresinin getirdiği istikrar ve barış ortamının zayıflayarak yıkılması, din savaşlarının bölgede büyük acılara sebep olması görülebilir. Ancak Kosova gibi Müslüman nüfusun hâkim olduğu bölgelerde yıkım ve savaşlara rağmen bu kültür korunmaya çalışılmıştır. Halveti Ramazaniyye’nin Kosova’daki merkezi, Prizren şehrindeki Bistrica nehrinin yanında bulunan tekkedir. Şeyh Pir Osman Baba (ö. 1164/1747) tarafından 1712 yılında kurulmuştur. Şeyh Osman Baba’nın kurmuş olduğu bu tekke Arnavut bölgelerinde kurulan tekkelerin ilkidir ve merkezi konumuna oturmuştur.

PRİZREN SARAÇHANE HALVETİ TEKKESİ

    Prizren Saraçhane Halveti Tekkesi’ne Şeyh Osman Baba’dan sonra Şeyhin oğullarından olan şu isimler Şeyhlik makamına oturmuşlardır. Şeyh Ahmed b.  Şeyh Osman (ö. 18.yüzyılın ikinci yarısı). Şeyh Sinan b. Şeyh Osman (1808-09), Şeyh Hüseyin b. Şeyh Sinan (ö. 1803-04) Şeyh Cemaluddin, Şeyh Sihabuddin, Şeyh Alaüddin (ö.1918), Şeyh Hüseyin (ö.1926), Şeyh Hasan (ö. 1955), Şeyh Necati (ö. 2001) tekkenin şeyhlik makamında bugün Şeyh Necati’nin oğlu Şeyh Abidin Oturmaktadır. Kosova’nın diğer önemli tekkelerden birisi de Rahovça kasabasına Şeyh Süleyman Efendi tarafından kurulan 1732 yılında Halveti tekkesidir. Rahovça kasabasının en büyük ve en eski tekkesi olma özelliğine sahip olmakla birlikte zengin el yazmaları barındıran bir kütüphaneye sahiptir. Bu eşsiz kıymetlere sahip olan tekke devlet koruması altına alınmıştır. Şeyh Süleyman Efendi de Şeyh Osman Baba’dan icazet alarak bu makama sahip olmuştur. Alışılmış bir halveti tekkesinin bütün özelliklerini içinde barındıran bu tekke büyük bir semahaneye, halvet odalarına ve kahve ocağına sahiptir. Kosova’nın diğer Halveti tekkeleri şu şekildedir: Kosova Kameniçesi köylerinden Topanica’da 1754 yılında Şeyh Zeynelabidin, bir tekke açmıştır. Rakovça köyünde de Şeyh Begzad bir tekke açmıştır, bu tekkenin II. Dünya Savaşı’nda yıkıldığı bilinmektedir. İpek şehrinde ise Şeyh Süleyman tarafından 1893 yılında bir Halveti tekkesi kurulmuştur. Pir Osman Baba’nın halifelerinden Şeyh İbrahim’de Damyan’da bir halveti tekkesi kurmuştur. Mitroviça şehrinde bugün hala faal olduğu bilinen Halveti tekkesini 19.yy de Şeyh Muhammed açmıştır. Bir Halveti tekkesi de Yakovalı Şeyh Halid tarafından Deçan kasabası yakınlarındaki Nevrokoz köyünde açılmıştır. Prizren yakınlarında Lukinje köyündeki Halveti tekkesini de Şeyh Bekir açmıştır. Şeyh Osman tarafından Yumnik’de de bir tekke kurulmuştur. Kosova’da Halvetilik’in Ahmediye Kolunun Sinaniye şubesine ait bir tekke de Prizren’de 17.yüzyılın başlarında Horasanlı Kutup Şeyh Musa tarafından açılmış ve 19. Yüzyılın sonlarına kadar faaliyetlerini sürdürmüştür. Yine Prizren’de Sinaniye şubesine ait bir tekkede Şeyh Ali Recep Koro tarafından 1768 yılında inşa edilmiştir. Kosova’nın Halveti tekkeleri bu şekildedir. Bu tekkelerden işler halde olanların bugün dahi Kosova toplumu üzerinde hâkim bir gücü vardır, manevi öncüler olarak bilinen bu kimseler halk arasında yeri geldiğinde bir kamu gücü, yeri geldiğinde ise bir sosyal vakıf gibi hareket edebilmektedir. Bu ilgi çekici özellikleri sebebiyle ünlü Alman düşünür ve sosyolog Max Weber’de derviş/tekke kültürünü incelemiştir. Halvetiyye sosyal, dini ve kültürel hayatta olduğu gibi siyasal alanda da kendini göstermiştir. Öyle ki II. Bayezid’ı Cem Sultan’a karşı destekleyen Halvetiyye, Bayezid’in saltanatında saraydan büyük yardım görmüş, zengin vakıf ve tekkeler kurmuştur. Yine bu dönemde Osmanlı Sultanlarının ve yüksek dereceli idarecilerinin mensup olduğu gözde tarikatlar arasında olmuştur. Sultan ve saray eşrafından birçok kimse bu tarikatlara bağlanmıştır. Halvetilik, bir dönem için tarihi doğrudan yönlendirmiş, kolonizatör dini, kültürel ve siyasal bir güç olmuştur.

Kaynak: www.osmanli-eserleri.com