AVANOS – NEVŞEHİR
Ortasından nehir geçen, su sesiyle şakıyan,Toprağı sanat doğurmuş, çömleğiyle anılan, ‘Kör de bilir yolunu, testi bardak kırığından bellidir’ diyen Aşık Seyrani’nin dizelerine dökülen, Nevşehir’e 18 km uzaklıkta, Aksaray – Kayseri kervan yolu üzerinde Kapadokya bölgesinin şirin bir ilçesi Avanos. Tarih boyunca gürleyerek akmaktan yorulmadan Orta ve Kuzey Anadolu’yu dolanan, nihai yolculuğunu Karadeniz’e kavuşarak bitiren Kızılırmak, Kapadokya’da Avanos’un tüflü, killi topraklarını kızıla boyayıp sanatçı bir halk yaratmış. Öyle ki; aş yaparmış gibi yoğurulan toprak, dede yadigarı işliklerde çanaktan çömleğe, küpten, güvece birçok forma sokularak sanata dönüşmüş. Bitmemiş; dağlardan toplanan otlar kaynatılarak elde edilen kök boyalardan halılar dokunmuş, üzümünden tadı bölgeye has testi şarapları yapılmış.
Her parmağına marifet biçilen sanatçı diyar Avanos’un iki yakası biri taş, bir asma ikisi çevre yolu olmak üzere dört kolla birbirine bağlı. 11 ayak üzerine inşa edilen Taşköprü’nün tarihi 1900’lere dayanırken, tahta köprü ise 1973 yılında yapılarak ‘Türkiye’nin 2. asma köprüsü’ sıfatını almış. Sırtını dağa yaslayan Avanos’un labirent gibi dar sokakları yığma taşlarla yapılan tarihi evlerle çevrelenmiş. Tarihle doğanın el ele verip farklı bir seyir yarattığı Avanos, belki de dünyada güneşin en güzel battığı yerlerden biri.
AVANOS HAKKINDA TARİHİ BİLGİ
Bilinen geçmişi M.Ö. 2000’li yıllara, Hititlere kadar uzanan Avanos’un tarihi, tadı damaktan, seyri gözden silinmeyen birçok sebep sunuyor gezginine. Araştırmalara göre Avanos Hititler döneminde Zu-winasa, bazı tarihçilere göreyse Nenassa olarak anılıyor. Antik Yunan, Bizans çağlarındaysa adı Venessa olarak geçiyor. Venessa tarihçi Strabo’nun o dönemde kaleme aldığı ‘Coğrafya’ eserinde Kayseri, Kemerhisar bölgelerinden sonra Kapadokya Krallığı içindeki üçüncü önemli merkez olarak gösteriliyor ve Tanrı Zeus kültünden kaynaklanan dini ve politik önemine değiniliyor.
Avanos şimdiki ismine ise bir rivayete göre Selçuklu ordusunun kumandanlarından Evranos Bey’in adını alarak, başka bir söylentiye göre ise ‘Evani’ denen mutfak kap kacağı yapan kasaba özelliğinden kavuşmuş. Yakın tarihteki Osmanlı belgeleri ise Avanos’tan ‘Enes’, ‘Evenez’ olarak da bahsediyor.
Avanos gezilecek yerler açısından Leb-i Derya desek yalan olmaz!
ÇANAK ATÖLYELERİ
Avanos’un tarihi dokusuna belki de en çok işleyen, toprağın sanata, insanın sanatçıya dönüştüğünü gösteren çanak atölyeleri. Kayalara oyulmuş mağaraların içinde, Kızılırmak’ın hediyesi kızıl toprağın ayakla döndürülen işlikler üzerindeki aldığı şekli izlemek, birçok turisti içindeki yaratıcılığını göstermeye özendiriyor. Ata mesleği çanakçılığın tarihi de Avanos kadar eski, Hititlere kadar uzanıyor. Çamuru el emeği göz nuru eserlere dönüştüren bu atölyeler Avanos gezilecek yerler arasında mutlaka gidilesi, görülesilerden.
PAŞABAĞI
‘Keşişler Vadisi’ diye de bilinen Paşabağı aslında peribacalarının oluşum galerisi gibi. İki ve üç başlıklı peribacalarının bazıları henüz bebek misali küçük, bazıları ise yaşlı insanları andırırcasına oluşumunu tamamlamış. Vadinin tam ortasında yer alan ve girişinde antitetik haçlar bulunan üç başlı peribacası Keşiş Simeon’un inzivaya çekildiği hücre olarak da biliniyor. Bu çok başlı ve çok gövdeli peribacalarından bazılarının içi şapel olarak oyulmuş. İçlerinde küçük odacıklar, ocak oyuntuları ve ışık alan pencere aralıkları bulunuyor.
Paşabağı Avanos’un 3 km güneyinde ve merkezden yürüyerek de ulaşılabilecek mesafede. Avanos gezilecek yerler içerisinde ‘güneşin batışını en güzel nerden izleyebilirim?’ diye soranlara yolun sağ tarafında bulunan beyaz tepe şiddetle önerilir.
ZELVE VADİSİ
Paşabağı’nı gezdikten sonra yolu takip ederek Avanos’un 3 km güneyinde yer alan geniş gövdeli sivri uçlu peribacalarıyla dolu Zelve vadisine ulaşabilirsiniz. Kapadokya’da en fazla peribacasını birbirine eş üç vadiden oluşan Zelve vadisinden izleyebilirsiniz.
Zelve 9. Ve 13. Yüzyıllarda Hristiyanlığın en önemli dini merkezlerinden biri ve rahiplerin ilk dini bilgilerini edindikleri yer olması açısından tarihsel bir öneme sahip. 15 tane büyüklü küçüklü kilisesi var ama en ünlü olanları Geyikli, Üzümlü ve Balıklı kiliseleri. Kayalara oyulmuş mağaralarda 1924 mübadelesine kadar Rumlar yaşamış, Rumlar Yunanistan’a gidince de Türkler yerleştirilmiş. 1952 yılında kayaların oluşturduğu tehlike gözetilerek Türk nüfus da boşaltılmış.
ÖZKANAK YERALTI ŞEHRİ
Nevşehir Avanos’ta 4 kattan oluşan ve 1972 yılında bulunan Özkonak Yeraltı Şehri’nin ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmese de, M.Ö. 400 yıllarında olduğu tahmin ediliyor. İdiş Dağı’nın volkanik tüf tabakasının en fazla olduğu yere inşa edilmiş olan bu yeraltı şehri, görenleri ‘o dönemlerde nasıl oldu da yapıldı?’ hayretine düşürecek kadar farklı bir mimari. Hem barınma, hem de düşmana karşı savunma amacıyla, günümüz mimarisinde es geçilmeyen tüm detaylar düşünülerek tasarlanmış. Geniş galerilere bağlanan dar tüneller, düzgün oyulmuş odacıklara kapı görevi gören ve değirmen taşından daha ağır tırhız taşları, taşların üzerinden saldırılara karşı kızgın yağ dökülen küçük delikler, uzun süre içeride kalındığında hava sağlayan ve düşmanın görmemesi için gizlenen bir elin bile girmeyeceği kılcal kanallar Mısır Piramitleri’nin gizemini çağrıştırıyor adeta.
Avanos’tan 13 km kuzeyde bulunan Özkonak Yeraltı Şehri’ne özel araç veya belediye otobüsüyle ulaşılabiliyor. Bölge mağaralar ve höyükler açısından da oldukça zengin!
LAHİT MEZAR
Avanos’ta Kızılırmak kenarında tesadüfen bulunan lahit, artık Kayseri Arkeoloji Müzesi’nde sergilense de tarihsel açıdan büyük önem taşıdığından gidilip görülesi bir eser. Semerdam biçimli kapağı bulunduğu dönemlerde açılarak içindeki buluntular çalınmış maalesef. Nevşehir Kapadokya bölgesinde 1971 yılında bulunan bu ilk lahit, yapılan araştırmalara göre saçları kınalı bir kadına aitmiş.
DEREYAMANLI KİLİSESİ
Avanos’ta görülmesi gereken II. Yüzyıl en önemli kiliselerinden biri. Kilise, belediye kararıyla Vatikan temsilcilerinin de katılımıyla bölgeye gelen dini gurupların ibadetine açılmış. Kiliseye Avanos’tan 1 km batıya yürüyerek ulaşılabiliyor.
SARUHAN KERVANSARAY
İpek Yolu’nun Aksaray- Kayseri istikametinde Nevşehir il sınırlarında içinde yer alan ve Selçuklunun yaptırdığı son kervansaray olarak bilinen Sarıhan Kervansaray, Avanos’un 4 km güneydoğusunda kalıyor ve İstanbul-Bağdat arasında en önemli duraklardan biri. 1249 yılında II. İzzettin Keykavus döneminde yaklaşık 2000 m²’lik alana inşa edilmiş.
Kervansarayın en ilgi çeken yanını mimaride kullanılan kesme taşlar oluşturuyor. Pembe, devetüyü ve sarı renklerden (ismini de bu sarı taşlardan almıştır) oldukça muntazam kesilmiş taşlarla tek kat olarak yapılmış. Giriş kapısı oldukça heybetli olan kervansaray üstü açık ve kenarlarında odalar bulunan geniş bir avluyla, misafirlerin atlarını bağladığı kapalı bölümlerden oluşuyor. Gezdikçe kendinizi elinizde mum ve duvarlardaki kandillerle yolunu aydınlatan bir seyyah gibi hissettiren bu yapı, 1991 yılında restore edilmiş.
ÇEÇ TÜMÜLÜSÜ
Nevşehir’de Avanos’un 15 km güneybatısında, uzaktan bakıldığında bir kovboy şapkasına benzeyen Çeç Tümülüsü yaklaşık 30 metre yüksekliğindedir ve kazı çalışmaları yapılmadığından arkeolojik gizemini hala korumaktadır. Tahminler bir Bizans Kralı’na ait veya Gordion gibi önem arz eden bir mezar olduğu yönündedir. Bir rivayete göre Tümülüs yakınlarında koyunlarını otlatan bir çobanın köpeği koyunlara yanaşan tilkiyi kovalarken ufacık bir delikten Çeç Tümülüsü’ne girer ve bir daha çıkamaz.
ÇAVUŞİN
Nevşehir yolunda Avanos’tan Göreme’ye giderken 2 km. sonra solda kayaların içine kurulmuş evleriyle küçük bir köy Çavuşin. Bölgenin en ünlü kiliselerinden olan Çavuşin Kilisesi, Güvercinlik Kilisesi ve Vaftizci Kilise gezilesi yerlerinden. Ön cepheleri deforme olsa da içlerinde İsa ve Hristiyanlık figürlerinin yer aldığı kesitler bulunuyor.
GÜLLÜDERE (AZİZ AGATHANGELUS) KİLİSESİ
Avanos’un 5 km. güneyinde yer alan Güllüdere Kilisesi’ne, Çavuşin Köyü’nden 2 km sonra Güllüdere Vadisi’nin sol kolundan ulaşabilirsiniz. Dik bir yamaç üzerine yapılmış kilise VI-VII. Yüzyıla tarihlenmektedir. Mimariye IX-X. Yüzyılda apsis ilavesi yapılmıştır. Madalyon figüründe tahtta oturan İsa ve çevresinde İncil yazarları görülmektedir.
BELHA MANASTIRI
Avanos’a 15 km uzaklıktaki Özkonak Beldesi’nde bulunan manastır, IV. Yüzyılda Romalıların zulmünden kaçan ilk Hristiyanlar tarafından kurulmuş. İçinde kız ve erkek talebelerin ayrı ayrı din eğitimi gördüğü bölümler, gözetleme kulesi, mutfak, zindan ve Ayazma suyundan nasiplenmiş bir hamam var. Rivayete göre Belha, bölgede yaşayan bir reisin güzel kızı ve Ayazma suyunda yıkanırken onu izleyen bir erkeğe aşık olur sonradan. Babasının Belha’nın talipleri için düzenlediği cirit oyunlarında iki aşığın da aynı okla vuruluşunun efsanesini hissetmek ve geçmişe götürecek kısa bir anın büyüsüne kapılmak için gidilesi yerlerden… Belha’yı gördükten sonra Avanos’ta gezilecek yerler henüz bitmedi. Yakına gelmişken tarihi meşe ağacını ve Ceneviz Vadisi’ni görün deriz.
TARİHİ AVANOS EVLERİ
Günümüz mimarisinin temelleri aslında Anadolu Selçukluları döneminde atılmaya başlanmış. Önce Saruhan Medresesi, ardından 1202 yılına tarihlenen Alaaddin Camii mimarinin başlangıcı olmuş. Saruhan Medresesi’nin yapıldığı ilk dönemlerde hanı koruyan bir çavuş Kızılırmak’ın kuzey kıyısına bir mescit yaptırmış. Çevre köylerden göçenlerin zamanla çevresine ev yaptığı mescidin bulunduğu mahalle Avanos’un bilinen en eski mahallesi, Çavuşin olmuş. Yerleşimin başladığı bu tarihlerden itibaren Avanos’un bilinen Türk evlerinin ise yaklaşık 150 yıllık bir geçmişi var. İlk yerleşimin başladığı Çavuşin’den sonra, Alaaddin, Bayır, Orta ve Yukarı Mahallelerde Türk evleri yapılmış. Toprağı sanata dönüştüren sanatçı Avanoslular evlerin mimarisinde taş işçiliğine önem vermiş. Eski yerleşim yeri olarak kullanılan mağaraların üzerine geometrik ve bitkisel süslemelerle taş evler inşa etmişler. Mağaraların İdiş Dağı’ndan inen suyla yıkılmasıyla eski Türk evlerinden günümüze kala kala 50-60 Avanos Evi kalmış. Bazıları restorasyon görmüş bu evlerden birkaçına uğramadan Avanos’a veda etmeyin.
Kızılırmak’ın ayırdığı yakada Orta Mahalle Zafer Sokak’ta Doktor Hacı Nuri Bey Konağı Avanos’un en dikkat çekici evlerinden biri. 3 katlı ve Nevşehir’in Kapadokya evlerine özgü bir avlulu bir mimarisi var. Dizilerde ve sinemalarda hikayelerin geçtiği ev olmuş önce, sonra da bir eğitim kurumu. Ahşap balkonlarından birinde ‘Maşallah’ yazısının altında 1902’de yapıldığı yazar.
Yukarı Mahalle Çarşı Sokak’ta Tevfik Körükçü Konağı hala ayakta duran eski Avanos evlerinden biri. İki katlı ve avlusuz inşa edilmiştir. Maşallah yazısının altındaki yapım tarihi ise 1903’dür.
Yine Yukarı Mahalle’de İlyas Sokak’ta bulunan Ahmet Benzer Evi de 1903’de inşa edilmiş olup iki katlı ve avlusuzdur.
Orta Mahalle Alaaddin Hamamı bitişiğindeki Mustafa Erdil Evi’nin yapımı 19. Yüzyıl sonlarına tarihleniyor. İki katlı olan evin taş üzerine oturtulmuş küçük bir balkonu var.
Orta Mahalle Cerit Sokak’ta bulunan Hikmet Cingi Evi (Postacı Hikmet’in Konağı) 1859 yılında yapıldığı maşallah kitabesinden anlaşılan en eski Avanos evlerinden biri. Diğer evlerden farklı olarak içinde bir su kuyusu bulunuyor ve 2013 yılından bu yana butik otel olarak işletiliyor.
KAYNAK: KAPADOKYADAYIM