22 Kasım 2024
Camiler

BAYRALAR KÖYÜ CAMİ – ELMALI / ANTALYA

     Bayralar Köyü Cami, Antalya’nın Elmalı ilçesine bağlı olan Bayralar Köyü’nde yer almaktadır.

    Arşiv kayıtlarından “İdriszade Ömer Ağa” tarafından yaptırıldığı anlaşılan caminin inşa tarihi bilinmemektedir. Yine aynı arşiv belgesinden 1874 yılında cami hatibinin Mehmed Efendi olduğu, kendisinin vefatıyla birlikte yerine büyük oğlu Abdullah Efendi’nin geçtiği anlaşılmaktadır.

    Caminin beden duvarları günümüzde boyandığı için inşa malzemesi tespit edilememiştir.

Ancak caminin duvarlarında oluşan tahribat ve yörenin genel inşa malzemesi incelendiğinde

Eskihisar Köyü Camisi’ndeki gibi ahşap hatıllar arasına kerpiç ve moloz taşların doldurulmasıyla inşa edildiği anlaşılmaktadır. Caminin pencere çerçevelerinde, saçak kısımlarında ve son cemaat yerinde ahşap malzeme kullanılmıştır. Kırma çatıyla örtülü olan cami, ahşap iskelet üzerine alaturka kiremitlerle kaplanmıştır. Caminin minaresi ise tamamıyla kesme taş malzemeden inşa edilmiştir. Dikdörtgen planlı cami, sundurmalı bir kırma çatıyla örtülmüştür.

      Caminin doğu cephesinin kuzey köşesine tek şerefeli minare konumlandırılmıştır. Kuzey cephede ise dört gözlü son cemaat mahalli yer almaktadır. Caminin beden duvar kalınlığı 0,80

m, daha sonradan eklendiği düşünülen doğu kısmındaki mekânın duvar kalınlığı ise 0,30 m’dir

     Caminin batı cephesinin güney köşesinde simetrik olarak sıralanmış üç adet, dikdörtgen formlu alt kot penceresi yer almaktadır. Üst kotta ise saçak kısmının hemen altında daha küçük ölçekli, dikdörtgen planlı üç adet pencere açılmıştır. Ancak bu üst pencerelerden güney köşedeki iki pencere içten kapatılmıştır. Doğu cephede, simetrik olarak açılmış üç adet dikdörtgen formlu pencere bulunmaktadır. Bu pencereler, batı cephedeki pencerelere nazaran daha büyük ölçüde planlanmıştır. Güney cephede ise yine zemin seviyesine yakın yerlerde üç adet dikdörtgen formlu pencere yer almaktadır. Ancak doğu köşedeki pencere de diğer iki pencereye göre daha büyük ölçülüdür.

     Minare, doğu cephenin kuzey köşesinde harim duvarından bağımsız olarak inşa edilmiştir.

Tek şerefeli olan minare, orijinal değildir. Sekizgen planlı olan minare kaidesinin kuzeydoğu cephesinde Latin harfleriyle, “Bayralar köyü ustası-Kasın Kızılağaç köyünden Durmuş Öztürk” yazılı bir kitabe yer almaktadır.

    Son cemaat mahalli, caminin kuzeyine konumlandırılmış olup 13,00×3,15 m ölçülerinde, dikdörtgen planlı ve tamamıyla ahşap malzemeden inşa edilmiştir. Beş sıra ahşap destek arasına atılan kemerle dört gözlü bir mekân elde edilmiştir. Mekânın kuzey cephesi, ahşap çitlerle sınırlandırılmış olup ahşap bir sundurmayla örtülmüştür.

    Caminin kuzey harim duvarı diğer cephelere göre daha hareketlidir. Cephenin doğu kanadının alt kotunda bir adet dikdörtgen formlu pencere yer almaktadır. Pencerenin hemen solunda ise yan mekâna geçişi sağlayan dikdörtgen formlu bir kapı açılmıştır. Bu mekân günümüzde “makine nakışı kursu” olarak işlev görmektedir. Kuzey cephenin batı kanadı köşesine ise kadınlar mahfiline çıkışı sağlayan 11 basamaklı merdiven ve mahfile girişi sağlayan dikdörtgen planlı, küçük ölçekli bir kapı yerleştirilmiştir. Ana cephenin merkezinde dikdörtgen planlı ve tamamıyla ahşap malzemeden yapılmış harime giriş kapısı yer almaktadır. Kapının hemen üzerine ise iki adet dikdörtgen formlu pencere açılmıştır. Harime giriş düz lentolu kapıdan sağlanmaktadır. Ancak bu düz lentolu kapı girişi boşluğuna iki kanatlı ahşap bir kapı konulmuştur.

    Ahşap kapı kanatlarının üst kısmı Bursa kemerini andıran bir uygulama ile düzenlenmiştir.

Kemer köşeliklerinin her biri gülce motifiyle süslenmiştir. Kapı alınlığı, ahşap yatay dikdörtgen pano şeklinde düzenlenmiş olup kıvrım dal motifleriyle süslenmiştir. Bu alınlığın tam merkezine daire formlu mermer bir tabaka aplike edilmiştir. Tabaka yüzeyinde M. (Muharrem) 1309 (H. Ağustos/Eylül 1891) tarihi okunmaktadır. Her iki kapı kanadı simetrik olarak tasarlanmıştır. Her kanadın alt ve üst kısımları birer adet kare, orta bölümleri ise ikişer adet dikey dikdörtgen formlu panolarla hareketlendirilmiştir. Kare formlu panoların içi gülçe motifleriyle; dikey formlu panoların içi ise kıvrım dal ve yapraklarla doldurulmuştur. Bu panoların çevresi ise C kıvrımlarının ters ve düz olarak yerleştirilmesiyle oluşturulan ve dönüşümlü olarak birbirini tekrarlayan birim motifiyle süslenmiştir. Kapı tepeliği ise dalga formunda işlenmiş bir uygulamayla bezenmiştir. Kapı yüzeyindeki süslemelerin tamamı ahşap üzerine derin kazıma tekniğinde işlenmiştir.

    Harim bölümü, 8,60×10,00 m ölçülerinde dikdörtgen planlı olup ahşap düz tavanla örtülmüştür. Tavanın merkezinde 2,57 m çapında sembolik bir kubbe yer almaktadır. Kubbenin iç yüzeyi ise mavi ve bej zemin üzerine mavi, sarı ve yeşil renklerin hâkim olduğu süslemelerle bezenmiştir. Kubbe göbeği daire içine alınmış mavi zemin üzerine siyah, beyaz ve mavi renkler kullanılarak oluşturulmuş bitkisel motiflerle süslenmiştir. Kubbe eteği ile göbeği arasında kalan bölüm, dikey yönde 12 bordüre ayrılmış olup bordür yüzeyleri atlamalı olarak işlenmiş servi ağacı, zincirli şamdan ve kandil motifleriyle doldurulmuştur. Kubbe eteği ise sekiz adet panoya ayrılmıştır. Panoların yüzeyi atlamalı olarak bir sıra kitabe bir sıra vazo içinden çıkan bitkisel süslemelerle bezenmiştir. Kitabeler, mavi zemin üzerine siyah renkte yazılmışken vazolardan çıkan bitkisel motifler sarı zemin üzerine yeşil, kırmızı ve siyah renklerle oluşturulmuştur.

    Kitabelerde sırasıyla “la ilahe illallah, Muhammeden Rasûlullah, tevekkel-tü teal Allah ve ma-tevfiki illa billah” yazmaktadır. Bu panoların hemen altı ise tek sıra bordür halinde üç boyutlu olarak düzenlenmiş mavi ve bej renkteki testere dişi motifleriyle hareketlendirilmiştir.  

     Kubbe dışında kalan tavanın diğer kısımları, ahşap çıtaların ışınsal olarak merkezde birbirine bağlanmasıyla oluşturulmuş 6 adet süslemeyle zenginleştirilmiştir. Bu süslemenin merkezine birer adet bitki motifi aplike edilmiştir. Harim duvarları süsleme bakımından yalın tutulmuş olup alt kotta doğuda ve batıda üçer adet; güneyde iki adet; kuzeyde ise bir adet pencereyle aydınlatılmaktadır. Alt kottaki pencerelerin tamamı dikdörtgen planlı ve şevli olarak tasarlanmıştır. Doğu cephenin kuzey yönündeki bir adet pencere ile kuzey cephenin üst kotunda yer alan üç sıra pencere, daha küçük ölçekli ve dikdörtgen planlıdır. Genel olarak incelendiğinde her cephenin üst kotunda üçer adet pencerenin izleri görülmektedir. Ancak günümüzde bu pencereler kapatılmıştır.

     Mihrap, güney cepheye asimetrik olarak yerleştirilmiştir. Mihrabın genişliği 0,88 m, niş derinliği ise 0,42 m’dir. Mihrabı üç adet ince kaval silmenin oluşturduğu 0,17 m genişliğinde bir bordür çevrelemektedir. Mihrap nişi yalın bırakılmışken mihrap kavsarasını aşağıdan yukarıya doğru daralan dört sıra bordür meydana getirmektedir. Mihrabın her iki yanında birer alt kot penceresi yer almaktadır.

    Minber, mihrabın hemen batısında bulunmaktadır. Tamamıyla ahşap malzemeden yapılmış olan minberin orijinal olduğu düşünülmektedir. Minberin süpürgelik bölümü üç sıra daire formlu açıklıkla hareketlendirilmiştir. Minber kapısı, kaş kemerli olup kemer köşelikleri ajur tekniğinde işlenmiş yaprak motifleriyle süslenmiştir. Kapı tepeliği üçgen formunda düzenlenmiştir. Tepelikte aynı teknikte işlenmiş benzer süslemeler görülmektedir. Bu süslemenin merkezinde kazıma tekniğiyle oluşturulmuş damla motifi, motifin yüzeyinde siyah renkte “maşallah” yazısı okunmaktadır. Minber aynalıklarının alt ve üst kısmı, maşrabiye tekniğinde düzenlenmiş çıtalardan, aynalığın ortası ise yatay ve dikey yönde atılmış düz çıtalardan meydana gelmektedir. Aynalığın geri kalan kısımlarını kazıma tekniğindeki gülçeler süslemektedir.

    Minber korkuluğu, iki ucu volütlü çıtların birleşmesiyle oluşturulmuştur. Dokuz basamakla çıkılan minber köşkü, baldaken tarzında planlanmıştır. Baldakenin tavan merkezi, çakma tekniğinde, dört adet palmet motifleriyle bezenmiştir. Palmet motifleri sarkıt şeklinde düzenlenmiştir. Minber, ahşap konik bir külahla sonlanmaktadır. Esas harim kısmının güneydoğu köşesine konumlandırılan vaaz kürsüsü, yerden yaklaşık 1,70 m yüksek tutulmuş olup maşrabiye tekniğinde işlenmiş ahşap çıtalarla sınırlandırılmıştır.

     Kuzey cepheye yaslanan kadınlar mahfili, dört adet ahşap ayak tarafından taşınmaktadır.

Ahşap mahfil tavanı süsleme açısından yalın tutulmuştur. Mahfile, dışarıdan kuzeybatı köşedeki merdivenle çıkılmakta olup mahfil kuzeyde üç adet, batıda ise bir adet pencereyle aydınlatılmaktadır. Mahfilin doğu cephesindeki pencere günümüzde kapatılmıştır.

Harimin doğusunda, yakın tarihlerde eklendiği düşünülen 2,47×11,00 m ölçülerinde, ahşap tavanlı ek bir mekân yer almaktadır. Mekâna kuzeydeki düz lentolu kapıdan ve harim içinden giriş sağlanmaktadır. Mekânın doğusuna üç, güneyine ise bir adet pencere açılmıştır. Pencereler dikdörtgen planlı olup esas harim bölümündeki pencerelere nazaran daha büyük ölçeklidir.

    İnşa tarihi ve banisi bilinmeyen caminin, 19. yüzyılda ibadete açık olduğu arşiv belgelerinden anlaşılmaktadır. Camiye, günümüze kadar birçok onarım ve müdahalede bulunulmuştur.

   Caminin son cemaat yerinde, harimin doğu ve kuzey cephesinde bu müdahaleler görülmektedir. Son cemaat yerini destekleyen ahşap direkler incelendiğinde, doğu yöndeki ahşap direğin diğer direklere nazaran daha orantısız bir şekilde konumlandırıldığı tespit edilmiştir. Camiye yakın tarihlerde eklenen doğu yöndeki mekân, müdahaleler arasında yer almaktadır. Buna ek olarak; harim ve kadınlar mahfilinin tavan döşemesi arasında da farklılıklar görülmektedir. Bu malzeme ve teknik farklılıklar camideki onarım ve eklemeleri açıkça ortaya koymaktadır. Harimin kuzey cephesinde yer alan kadınlar mahfili, 19. yüzyıl dönem özelliği taşımamaktadır. Çünkü 19. yüzyılda inşa edilen camilerde görülen kadınlar mahfilinde, mahfil hafif dışarı taşırılarak bir balkon gibi düzenlenmekte ve maşrabiye tekniğinde işlenmiş ahşap çıtalarla da sınırlandırılmaktadır. Ayrıca hem cami ile ilgili arşiv belgeleri hem harime giriş kapısının yüzeyine işlenmiş süsleme programı hem de kapı alınlığının tam merkezinde yer alan H.1309/M.1891 tarihli kitabe caminin 19. yüzyılın sonlarında inşa edilmiş olabileceği ihtimalini güçlendirmektedir.