19 Nisan 2024
Ören Yerleri

TETRAPYLON – AFRODİSYAS / AYDIN

Tapınağın hemen doğusunda ve kuzey-güney caddesi üzerinde yer alan bu anıtsal kapı İS. 2. Yüzyıla tarihlenmektedir. Korinth nizamında yapılmış olan bu yapı, Hellence, tetra: dört, pylon: kapı anlamına gelir. Dört tarafındaki dörder sütundan oluştuğu için bu adı almıştır. Tam olarak bir işlevinin olduğunu söylemek zordur. Tapınağın giriş binasının aksında değildir. Ancak tapınağa ulaşan merasim alaylarının burada toplanarak tapınağa gittiğini söyleyebiliriz. Genel anlamda bu yapı Aphrodisias’lı mimar ve yontucuların salt gösteriş amacı ile yaptıkları bir anıttır. Yapıda mimari olarak çok zengin tarzların bir arada kullanıldığını görmekteyiz. Düz, yivli, spiral yivli sütunların bazısı çift sütundan oluşur. Bazı sütunlar mavi mermerlerden yapılmıştır.

Batı alınlıkta kırık alanlık tarzının içerisinde akantus yapraklarının arasından çıkan Eros, Nike ve atlardan oluşan av sahneleri betimlenmiştir. Doğu alınlık ise yarım daire şeklindeki kemerden oluşur. Bu kemerin içerisinden Aphrodithe’nin yıldızı Venüs sabah akşam parlamasını sürdürmektedir. Nike ve Erotes’in rahatlatıcı şekilleri ile birlikte yarım daire şeklindeki eşiği, yapının 2. ve 3. kolonlarından baskı görünür. 16 sütun yeniden dikilmiş ve yapılan onarımlarda gerçeğine olabildiğince sadık kalınmaya çalışılmıştır.

Tetrapylon’un hemen doğusunda Aphrodisias mermer ocaklarının beyaz mermerlerinden yapılmış mütevazı bir mezar yer almaktadır. Burada Aphrodisias kenti için hayatının yarısını adayan ve Aphrodisias’ın ortaya çıkarılması ve tanınmasında büyük çaba harcayan Prof. Dr. Kenan T. Erim yatmaktadır.

Tetrapylon’un restorasyonu için çok büyük çaba harcayan Kenan Erim, yapının onarımının bitişi ve zamanın Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal tarafından açılışından üç hafta sonra sonsuzluğa ulaşmıştır.

Tetrapylon’un onarımı şimdiye dek Anadolu’da yapılmış en önemli restorasyondur. Antik devirde kullanılmış olan özgün parçaların %80’i kazılarda bulunarak yerlerine konulmuştur. Ayrıca yapının tümü hakkında bir fikir edinilecek bir araştırma yapılmıştır. Yapının onarımında Avusturyalı mimarlar, Türk arkeologlar ve ustaları görev almışlardır. Tetrapylon’un kolonlarının onarımı ve yeniden inşaatı 1990 yılında tamamlandı.

Bir yanıt yazın