25 Nisan 2024
UMRE

MESCİD-İ NEBEVÎ – MEDİNE / SUUDİ ARABİSTAN

Mescid-i Nebevî
Peygamber Mescidi
 
Temel bilgiler
YerMedine-i Münevvere, Suudi Arabistan
Coğrafi koordinatlar24.468333 K, 39,610833 D
İnançİslam
Mimari
Mimari türCami
Mimari biçimKlasik ve Modern İslam, Osmanlı mimarileri
İnşaat başlangıç tarihi622
Tamamlanma tarihi2000’ler
Özellikler
KapasiteNormalde 600.000, Hac zamanında 1 milyon
Minare sayısı10
Minare yüksekliği105 meter (−-344 ft)

    Mescid-i Nebevî (Arapça: المسجد النبوي) Hicret‘ten sonra Medine‘de Muhammed bin Abdullah ile ashabı tarafından inşa edilen, Hz. Muhammed’in kabrini ihtiva eden mescid. Nebevî sözcüğü Arapça’da “peygambere ait” anlamına gelir. Dolayısıyla tamlamanın anlamı Peygamber Mescidi’dir. Mekke‘de bulunan Mescid-i Haram‘dan sonra Müslümanlara göre ikinci en kutsal mescittir.

  Mescid-i Nebevî ya da Mescidi Nebi ilk inşasında basit yapılıydı. Hurma kütüklerinden sütunları, hurma dallarından çatısı, taşlardan duvarları vardı. Hemen bitişiğindeki ev kısmı da (bugün kabirdir) kerpiçtendi. Minberi, mihrabı yoktu. Peygamber Cuma hutbelerini minber olmadığından bir ağaç kütüğünün üstünden okurdu. Bir bölümü Suffe denilen fakirler ve öğrencilere ayrılmıştı.

654 yılındaki deprem ve yangında bu mescid yanmıştır. Emeviler, Abbasiler, Memlükler ve Osmanlılar dönemlerinde yeniden yapılmıştır. Halifeler Ebu Bekir ve Ömer bin Hattab‘ın kabirleri de buradadır.

Mescidin yapım aşaması

Mescid-i Nebevi‘nin 19. yy’daki bir tasviri

Muhammed dönemi

 İslam peygamberi Hz. Muhammed Medine‘ye vardığında Ensar ve Muhacirler‘den oluşan Müslümanlar onu şehrin girişinde minik bir şölenle karşıladı. Muhammed herkesin namaz ibadetini yerine getirebileceği ve toplantı yapabileceği bir mescid (Cami inşa etmek istedi. Şehre vardığında devesine salık verdi ve devesi başıboş olarak gidip çöktüğü yerde mescid inşa edildi. İslam kaynakları bunun kimsenin gönlünü kırmamak için tercih edilen bir yöntem olduğunu çünkü halkın kendi arazisinde mescidin inşan edilmesini istediğini belirtir. Mescid takriben 35m eninde ve 30m genişliğinde taş temel üzerine yanmayan kerpiçten elde edilen kiremitler örülü duvarlarla üç kapılı olarak inşa edildi. Çatısı ise hurma yapraklarıyla oluşturuldu. Hz. Muhammed’de bizzat taş ve kerpiçlerin taşınmasında müslümanlara eşlik etti.

  Hicret‘ten sonra Medine‘deki müslümanların sayısı günden güne artmaya başladı ve mescid namaz kılanlara dar geldi. Bunun üzerine Hz. Muhammed mescidi genişletmeye karar verdi. Hicri Takvim‘e göre 7.yılda Hayber‘in alınmasının ardından mescid takribi olarak 20m en ve 15m boy eklemesi ile genişletildi. Böylece mescid 50×50 m’lik bir kare şeklini aldı. Bu eklenen alanı Osman bin Affan satın almıştır.

Ömer bin Hattab dönemi

  Devletin sınırlarının genişlemesi ile beraber İslam Devleti‘nin nüfusu arttı. Bu yüzden Halife Ömer bin Hattab mescidi genişletme kararı aldı. Bu Ebu Bekir zamanında mescid üzerinde bir değişiklik yapılmadığı için ondan sonra ilk genişletme olacaktı. Zaten Ebu Bekir, Hz. Muhammed’in ölümünden sonra çıkan bir takım isyan hareketleriyle uğraşmıştı. Sonunda h.17. yılda Halife Ömer mescitte büyük bir restorasyona girişti. Mescid-i Nebevi, takribi olmak üzere Kıble yönünden 5m. Batı yönünden 10m. ve Kuzey yönünden 15m. Genişletildi. Böylece Mescidin eni 60m. Boyu ise 70m. Uzunluğuna ulaştı. Yapı malzemesi olarak yine aynı malzemeler kullanıldı. Hurma kütüklerine dayandırılarak 5.5-6m. Yüksekliğinde ve 2 metrelik kalınlığa sahip hurma yapraklarıyla örtülü bir çatı inşa edildi.

Osman bin Affan dönemi

  Ömer bin Hattab döneminde yapılan restorasyon Halife Osman döneminde namaz kılanların ve ziyaretçilerin ihtiyacını karşılamamaya başladı. Hicri 29. yılında mescid Kıble, Batı ve Kuzey yönünden genişletilip aynı zamanda yükseltildi. Malzeme olarak kireç ve işlenmiş taş kullanıldı.

 Osmanlı dönemi Bugünkü yapı

Mescid-i Nebevi‘den bir görünüm.

  Hz. Muhammed,(s.a.v.) bir hadisinde şöyle der: “Benim şu mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram haricinde diğer mescitlerde kılınan namazlardan bin kat hayırlıdır.”

Mescid günümüzde etrafını kuşatan mermer kaplı avlusu dâhil toplam 400.000 m2dir.

Hücre-i Saadet

Mescid-i Nebevi‘nin Hücre-i Saadet bölümü

Mescid-i Nebevi’nin bir minaresi.

  Mescid-i Nebevi’nin ilk inşasında mescidin doğu duvarına bitişik Hz. Muhammed ve ailesi için iki oda yaptırıldı. Bu odaların sayısı daha sonra dokuza kadar yükseldi. Daha sonra Muhammed , Ebu Bekir ve Ömer buraya defnedilmiştir. Bir kaç defa tadilat geçirdikten sonra II. Mahmut zamanında üzerine kubbe yapılmış ve üzerine kurşun dökülmüş daha sonra da bu kubbe yeşile boyanmıştır.

Ravza-i Mutahhara

 İslam Peygamberi’nin içinde namaz kılmayı teşvik ettiği Minber ve Hücre-i Saadet arasında kalan kısımdır. Buranın cennetten bir bölüm gibi olduğu hadislerde bildirilmektedir. (bkz. Buhâri, Müslim)

Minber

 Hz. Muhammed, mescidinde cemaate hitap ederken dayanması için hurma ağacından olan büyük bir kütüğü kullanmaktaydı. Daha sonra cemaatin Muhammed’in yüzünü göremeyip sesini de işitememesi üzerine hicri 7. (628) veya 8. (629) yıllarda ılgın ağacından 50×125 cm ebadında ve bir metre yükseklikte, arkasında 3 sütunu bulunan 3 basamaklı ilk minber yapılmıştır. İlk halifeler Resûlüllah’a hürmetten dolayı üçüncü basamağı kullanmamışlar ve bu basamağı bir tahta parçasıyla kapatmışlardır. Osman devrinde minber üzerine bir kubbe yapılarak kumaşla örtülmüş, ayrıca merdivenler abanoz ağacıyla kaplanmıştır. Muaviye b. Ebû Süfyan zamanında ise minber altı basamak daha yükseltilmiştir. Bu ilk minber 654 (1256) senesine kadar kullanılmıştır. Aynı yıl meydana gelen yangında minber yanınca Yemen hükümdarı el-Melikü’l-Muzaffer Şemseddin tarafından gönderilen minber 656 (1258) yılında yerine yerleştirilmiştir. Bu tarihten sonra 666 (1268)’da Sultan I. Baybars, 797 (1395)’de Memluk sultanı Berkuk, 820 (1417)’de bir başka Memluk sultanı Şeyh el-Mahmudî tarafından minber yenilenmiş veya yenisi gönderilmiştir. 886 (1481) senesinde minber tekrar yanınca Medineliler tarafından tuğla alçıdan yapılan minber, 888 (1483) senesinde Sultan Kayıtbay tarafından gönderilen mermer minberle değiştirilmiştir. 998 (1590) tarihinde Osmanlı sultanı III. Murad’ın İstanbul’da imal ettirip süslettirdiği mermer minber, Medine’ye gönderildiğinde Kayıtbay’ın minberi Kuba mescidine taşınmıştır. Halen Sultan III. Murad’ın minberi Mescid-i Nebevî’de kullanılmaktadır.

Kubbe-i Hadra

“Yeşil kubbe” anlamına gelir; mescidin yeşil kubbesine verilen addır.

FOTOĞRAFLAR 2013 YILINDA ÇEKİLMİŞTİR