MUSTAFAKEMALPAŞA İLÇE ADI NEREDEN GELİYOR? / BURSA
Tatlısıyla tanınan bu ilçemiz Bursa’nın 77 km uzağındadır. İsmini bu bölgeyi yöneten prenses Kirmastora’dan almıştır. Zira 1922 yılına kadar bu ilçenin ismi Kirmastı idi. Yunanlıların Bursa’yı 1920 yılında işgal etmesiyle bu ilçe de işgal edilmişti. Ve iki yıl sonra düşmanın kovalanmasıyla bu ilçemize Mustafakemalpaşa ismi verilmiştir.
MUSTAFAKEMALPAŞA TARİHİ
Miletos kolonisi olarak doğrudan Miletoslular tarafından mı yoksa Kyzikoslular veya Atinalılar tarafından mı kurulduğu kesinlik kazanmayan Miletopolis’ in bölgenin ilk yerleşim birimi olduğu sanılmaktadır. Kaynakçalarda Miletopolis için göl kenarında bir yerleşim birimi olarak geçmektedir. Tahminlere göre zamanla göl suları bugünkü mecrasına çekilip Kirmasti Deresi, Debboy veTepebağlık bölgesini bugün regülatörün bulunduğu yerden yararak göle doğru akmaya başlayınca Kirmasti şehri, Melde Bayırından bugün Lalaşahin Mahallesi olarak geçen bölgeye nakledilmiş olması kuvvetle muhtemeldir.
Lalaşahin Bölgesine, Kirmasti (Kirmastorya) kasabası olarak yerleşmesi İS. 301-331 yılları arasında olduğu sanılmaktadır. Adının da Bizans döneminde kasabanın hakimisi (kadın yöneticisi) olan Kirmastorya dan geldiği sanılmaktadır. Aynı zamanda Kirmastoryanın erkek kardeşi olan Mihaliç de bugün Karacabey olan Mihaliç bölgesinin hakimi idi.
Bölgenin Osmanlılara katılması değişik kaynaklarda, değişik şekillerde anlatılmaktadır. Tacüttevarihin birinci cildinin 48. sayfasında Orhan Bey Karesi Hükümetini yıkmak üzere harekete geçtiği ve Kanolyas ve Vanolyas kalelerinin düşman elinden alınarak Kirmasti vilayetine girildiği; Kirmasti ve Mihaliç’ in Hakim ve Hakimesinin itaatlerini bildirmesi ile Osmanlı ya geçtiği yazmaktadır. Solakzade tarihinin 31. sayfasında da olay benzer şekilde anlatılmış olup tarih olarak 737 (1336) verilmiştir.
Lalaşahin Paşa bu savaşta yer almamış olup Orhan Bey’ in küçük oğlu Murat’ la beraber Bursa’ da olduğu sanılmaktadır. Bölgenin Lalaşahin Paşa’ ya verilişiyle ilgili net bir kaynak yoktur. Fakat Orhan Bey tarafından savaş öncesi verilmiş bir söz üzerine Tımar olarak Lalaşahin Paşa’ ya verilmiş olması kuvvetli bir ihtimaldir.
İlçe 1875 yılından önceye kadar Mihaliçe bağlı Sincan Nahiyesi olarak geçer. 14 Mayıs 1881 de Osmanlı Hükümeti bir kararname ile Sincan bucağı merkezi olan Kirmasti’ nin ilçe olduğunu ilan eder. İlk kaymakam Hacı Salih Hayri Efendi atanır. 1 Ağustos 1881 ‘de de Belediye Teşkilatı kurulur.
1881 yılına Kadar Mihaliçe bağlı Sincan Nahiyesi olarak idare edildiğinden nüfus net olarak bilinmemekle beraber 1831 tarihinde vergi yüklümleri Mihaliçte 5425 olarak gözükmektedir. İyimser bir tahminle Kirmasti deki nüfus 2.250 olduğu sanılmaktadır. 1875 de henüz Rumeli ve Kafkas göçmenleri gelmeden önceki vergi yükümlüsü sayımına göre 3367 vergi veren Müslümana karşılık 660 işsiz tespit edilmiştir. 1893 sayımında ilçe merkezinde 3.367 Müslüman, 683 Rum, Ermeni ve Yahudi olmak üzere 4.050 nüfus yaşamaktadır. 139 köyde ise 37.153 kişi bulunmaktadır. İlçenin toplam nüfusu 42.420 dir.
1908 Salnamesine göre 2.000 Km2 olan 139 köylü ilçede nüfus, 93 Harbi göçmenleriyle artarak 56.116 kişiye ulaşmıştır. Göçmenler;
Kadirçeşme, Karaorman, Soğucak, Güvem, Koşuboğazı, Karapınar, Kömürcükadı, Döllük, Eskimezarlık gibi Kafkas Köylerini kururken; Rumeli’ den gelen göçmenler de Hamidiye, Selimiye, Çırpan ve Vıraca Mahalleleri ile Tırnova, Fındıcak, Kosova, Yenice, Demirdere, Kazanpınar, Sarımustafalar gibi yeni yerleşim birimleri oluşturmuşlardır.
1909 da Şemsettin Sami Bey’ in Kamus’ul A’lam adlı eserinde Kirmasti de:
3 Cami, 5 Mescit, 1 Medrese, 1 Rüştiye, 8 İlkokul, 2 Kilise, 2 Hamam, 7 Han, 183 Dükkan, 4 Tabakhane, 2 Boyahane, 3 Dokuma El Tezgahı, 2 Buharlı 1 Atlı 6 değirmeni bulunmaktadır.
1910 da, ilçede akrabaları bulunan İngiliz asıllı bir Ermeni, ilçeye ilk otomobili getirdi. 3 ay konuk olan İngiliz, ilçelilerin şeytan arabası dediği otomobiliyle ilçe sokaklarında gezmiş, özellikle de çocukların büyük ilgisini çekmişti. 1923 ‘de de Fuat Bey, Benli Ahmet ve Demirci Hafız Mehmet otomobil aldılar.
Savaş yılları ilçemizde de çok çetin geçmiştir. Çerkez Davut gibi birçok savaş kaçkını ilçemizde çeteler kurmuş halka eziyet edip silah zoru ile halktan para sızdırmışlardır. Kirmasti ve Mihaliç te bulunan 172. Yaya Alayı Komutanı Yarbay Osman Bey, ilçemizde Kuvayi Milliye teşkilatının kurulmasında büyük etken olmuştur. 1919 da Yunanlılar İzmir’ e çıkana kadar 10 ay boyunca bu çetelerin özellikle de Çerkez Davut ve yandaşlarının korkulu rüyası olmuştur. Hem 172. Alayın Bursa’ ya çekilmesine kadar, hem de Yunanlıların İlçemize yerleşmesiyle Milli Ruha sahip çeteler de kurulmuş, vatan için canlarını feda etmişlerdir. Bunların başlıcaları; Nazif Ağanın Ahmet, Gürcü Ahmet Efendi, Laz İsmail, Hacı Bekir, Karapınarlı Mehmet, Cinci Mehmet in oluşturduğu çetelerdir. Ayrıca İlçe Kaymakamı Saffet Bey, Şube Başkanı Ömer Lütfü ve Yüzbaşı Halil Bey önderliğinde Başkanlığını Gürcü Mehmet Efendinin yaptığı Kuvayi Milliye Teşkilatı kurulmuştur. Başhafız Ahmet Efendi, Hafız Mustafa Efendi, Benli Ahmet Ağa, Kürt Mevlüt, Ahmet Hulusi Koçak, İsmail Uzel, Kıyıcı Halit Efendi bu teşkilatta canla başla çalışmışlardır.
14 Eylül 1922 tarihine kadar 26 ay ilçemizi işgali altında tutan, vatan haini çetelerle işbirliği yaparak, her türlü zulmü, adam öldürmeyi, yağmalamayı yapan Yunanlılar, kaçarken Karapınar, Kosova, Adaköy, Taşköprü, Eskimezarlık, Demirdere ve Paşalar’ da yangınlar çıkarmışlardır. Dallımezarlık, Tepecik ve Çırpan en fazla zarar gören yerlerdir. 33. Süvari Alayının 7. Bölük Komutanı Sabri Bey’ in komutasındaki Türk Askerlerinin ilçeye girişi ile ilçe hürriyetine kavuşmuştur.
3 yıl 6 ay süren Kurtuluş Savaşı’ nda değişik cephelerden 100 şehidimizin künyesi gelmiştir. 100 lercesi de ilçe sınırlarında çeteler ve Yunan askerlerince şehit edilen ilçe halkı, Birinci Dünya Savaşı’ nda bir çok cephede 5.000 den fazla şehit vermiştir.
Ekim 1922 de Çolak Kemalettin Paşa, alayı ile birlikte ilçemize gelerek Demireli ve civarı köylerde konaklar. Bir Harp Divanı kurarak işbirlikçi ve vatan hainlerinin yargıları yapılır. 72 kişi idama Mahkum edilir. Bir günde dört posta halinde Debboy Bayırındaki Ağabağında kurşuna dizilerek idam edilirler. Savaş sonrası Yunanlıların kaçarken yakarak zarar verdiği yerler arasında en büyük hasar Karacabey’ dedir. Evleri yanan Karacabey’ lilerin bir kısmı Kirmasti’ ya getirilerek kaçan Rumlardan boşalan evlere yerleştirilir.
Birçok işbirlikçi eşkıya Kurtuluş Savaşı yıllarında kaçmıştır. Çerkez Davut, kardeşi Zekeriya, Çördüklü Hüseyin bunların başında gelir. Lozan Konferansı arifesinde, konferans gereğince çıkarılacak olan Af Yasası kapsamı dışında kalacak olan kişilerin belirlenmesi için 16 Nisan 1924 tarihli, 487 sayılı Genel Af Yasası çıkarılması için yapılan görüşmelerde, Hükümet Meclise 600 kişilik liste vermiş ve bu sayının 150 ye düşürülmesi önerilmiştir. 150 kişilik listede Kirmastili vatan hainlerinin de adı geçmektedir. 600 kişilik listede adı bulunan ve 150 kişilik listede adı geçmemiş olan Çerkez Davut, Çördüklü Kara Ali oğlu İsmail, Kopuk İbrahim ve Peder İbrahim daha sonra vatandaşlıktan çıkarılmıştır.
24 Aralık 1922 tarihinde İlçenin adı Belediye Meclisi’ nin aldığı kararla Lalaşahin oldu. Aynı kararla Karakilise Köyü’ nün adı Işıklar olarak değiştirildi. Fakat Edirne’ de Lalaşahin adında başka bir ilçenin bulunması nedeniyle 24 Aralık 1922′ de Belediye aldığı yeni bir kararla ilçenin adını Mustafakemalpaşa olarak değiştirirken, Ermeni Mahallesi’ ni Lalaşahin Mahallesi’ ne bağladı. Aynı kararla Rum Mahallesi’ nin adı Yüzbaşı Sabribey Mahallesi olarak değiştirdi.
1924 yılında Hükümet Yakasında Esnaf Kulübü, Belediye Yakasında da İdman Yurdu futbol kulüpleri kuruldu. 1926 yılında bu iki kulüp birleşerek Gençlik Kulübü adını alır.
İlk sağlıklı sayım 1927 yılında yapılmış ve bu sayımda merkezde 13.022 kişi bulunurken 26 köyün başka ilçelere bağlanmasıyla 113 e düşen köy sayımızla beraber toplam nüfus 53.272 dir. Bu sayımda nüfusun azalmasında 26 köyün ilçemizden ayrılmış olmasıyla beraber 19 yıl içinde Balkan, Birinci Dünya ve Kurtuluş Savaşlarında yaklaşık 6 bin evladımızı şehit vermemiz büyük bir etkendir. Bu yıllardan sonra ilçe nüfusu giderek artmaya başlamıştır.
Yapımına 1926 da başlanan köprü 1927 yılında bitirilmiştir. Şartnamede olmadığı gerekçesiyle demir korkuluklar yükümlüsü tarafından yaptırılmamış fakat açılan dava belediye lehine sonuçlanınca yükümlü korkulukları da tamamlamıştır. Böylece 1906 yılında sel sularıyla yıkılan köprü yerine Dönemin kaymakamı Ali Haydar Yücebaş tarafından yaptırılmış olan köprü ilçe tarihine son tahta körü olarak geçmiştir.
1935 yılında Mareşal üniforması içinde Gazi Mustafa Kemal’ in tunçtan bir anıtı, Hükümet Konağı meydanına dikilir. 25 m2 alana, mermerden prizma şeklindeki kaide üzerine yerleştirilir. Kaide ile beraber yüksekliği 5 metredir. Bu tarihten itibaren daha önce Belediye binası önünde yapılan törenler, Ata’ nın anıtı önünde yapılmaya başlanmıştır.
1937 yılında ilk Halkevi binası açıldı. Bugün Kız Meslek Lisesi ile Öğretmen Evi’ nin bulunduğu yerde yıllarca ilçe gençlerine kitaplığıyla, kursları ve piyesleriyle hizmet vermiştir.
1938 yılında ilk Elektrik Santrali Binası yapılarak içine kömürle çalışan buharlı lokomobil konuldu. Bu ilçelilerin elektrikle ilk tanışması değildi. 1930′ lu yıllarda Şeyhmüftü Camii karşısında sessiz sinema oynatanlar benzinli jenaratörle ürettikleri elektrikle hem sinema oynatıyor hem de yatsı namazlarında caminin aydınlatılmasını sağlıyorlardı.
1939 yılını 1940′ a bağlayan yılbaşı gecesi ilçe en büyük sel baskınına uğradı. Bugün regülatörün bulunduğu yerde İtalyan firmaları sondaj çalışmalarını bitirmiş ve Nafia (Bayındırlık) Bakanlığı beton ayakları kakmaya başlamıştı. Çalışmalar nedeniyle Belediye yakası dere boyu yer yer su tünelleri için kazılarak oyulmuştu. Bu nedenle dere sularının yayılmasını önleyecek bir koruyucu kalmamıştı. Tavşanlı ve Dursunbey’ den gelen uyarıları Kaymakamlık tellallarla halka duyurmuş, ovada bulunan mahalleler Selimiye, Çırpan ve Hamidiyedeki evlere yerleştiriliyordu. Gece birden sular yükselmiş, bugünkü Balıkesir ve Yeniyol’ dan 2 metre yüksekliğinde sular akmaya başlamıştı. Baskında 22 kişi boğularak ölmüş 120 ev yıkılmış, 2500 evinde alt katları oturulmaz hale gelmişti. Sular çekilince yerini soğla denilen balçığa bırakmış, binlerce hayvan ölüsü ovaya yayılmıştı. Sel suları köprünün her iki yakasını da oyarak bir ada gibi ortada bırakmış fakat köprü sel sularına dayanmıştı.
1943 yılında Cumhurbaşkanı İnönü ilçemize gelerek göle kadar uzanan seddelerin yapımını izlemiştir. Bataklıklar ve çeltik ekimi yüzünden sıtma tüm ilçeyi pençesine almıştır. Toplanan buğdayları saklamak için 500 tonluk ofis binası yapılmıştır.
1948 yılında ilçe ilk matbaasına kavuşur. İstanbul’ da Tan Gazetesinde çalışırken, gazetenin kapanmasıyla ilçeye yerleşen Ziya Tamburacı, aynı zamanda ilçenin ilk gazetesi olan DİRLİK GAZETESİ ‘ ni de çıkartmaya başlar. 1950 yılına gelindiğinde ilçe nüfusu 65 552 olmuştu. Geçen yıllarda Karaoğlan Köyü ve civarında 10 bin dekar arazide bataklık kurutulmuş, sıtma hastalığının önüne geçilebilmişti. Cumhurbaşkanı İnönü ilçemizi iki defa daha ziyaret etti.
1952 yılı ilçeye birçok yenilik getirmiştir. Bunların en önemlilerinden iki tanesi; 50 abonelik ilk telefon santralinin kurulması ve ilk “Balolu” düğünün yapılışıdır. Diğer bir yenilik te ilçenin İstanbul ile olan bağlantısının değişmesidir. Bu yıla kadar Bandırma üzerinden vapur ile ulaşılan İstanbul’ a, karayollarının onarılması ile Mudanya, Yalova üzerinden ulaşmak mümkündür. Bu tarihten sonra vapur ile İstanbul ulaşımı hafızalarda bir onu olarak kalacaktır.
1955 yılında Hara üzerinde iki jet uçağı çarpışır ve düşer. Pilotlar ölür. Aynı yıl 1932 dan bu yana belediyece işletilen tarihi hamam Kızılay’ a satılır. Hamam yıktırılarak yerine yeni bir hamam, otel, lokanta ve düğün salonu yaptırılır. Modernleşme, kentleşme adına bir yaşayan günümüze ulaşabilmiş bir tarih daha yok olmuştur. 1956 yılında köprübaşında bulunan belediye binası yıktırılmış 1957 yılında da Şimdiki yeri olan Garaj üzerine taşınmıştır. Yine 1957 yılında stadyum arkasına yaptırılan Cezaevi hizmete açılmıştır. 1954 yılında temeli atılan Sağlık Merkezi 1958 yılında bitirilerek hizmete açıldı. Böylece ilçe halkının bir çilesi daha sonlanmış oldu.
1961 yılında Susurluk ve Kirmasti Çayları bir kez daha taşmış ve Yahyaköy – Taşköprü arasındaki Balıkesir yolu 4 gün kapanmış, yolcular otobüslerin üzerinden askeri helikopterlerle kurtarılmıştı. 1964 yılında tüm yurtta olduğu gibi ilçemizden de gurbete giden işçiler oldu. Nisan ayından itibaren yıl sonuna kadar Almanya ve Belçika’ ya giden ilçeli sayısı 200. Yine bu yıl içerisinde Vurun Kahpeye filminin çekimleri ilçemizde gerçekleştirildi. 6 Ekim’ de ilçede 6 şiddetinde 55 saniye süren bir deprem oldu. Merkez üssü Gönü Köyü ve Hara arasıdır. Deprem sonucunda 2000 civarında ev oturulmaz hale gelmiş, 20 minare yıkılmış, 2 çocuk ölmüş ve 20 vatandaş yaralanmıştı. En fazla hasar Çeltikçi Durumbey, Boğaz, Kavaklı ve Güllüce Köylerinde idi. 1966 yılında Belediye ve Orman İşletmesi Danaçayırı Kavaklığındaki parkı hizmete açtılar. 1967 yılında da Endüstri Meslek Lisesinin temeli atıldı. 1968 yılında ilçenin ilk televizyonu izlenmeye başlandı. 27 Ağustos 1967 tarihinde Vehbi Koç, törenle Tat Konserve Fabrikasının açılışını yaptı.
1970 yılında Halk Eğitim Merkezi hizmete girdi. Aynı yıl yapılan sayımda ilçe nüfusu; merkezde 25.686, köylerde 58.680 toplam 84.366 bireydir. 12 Eylül 1974 yılında Şeyhmüftü Camii karşısında çıkan yangın sonucu Eski Sinema Hanı ile beraber Köseleciler ve Kunduracılar Çarşısında 87 iş yeri yandı. 1976 yılında 108 dekar alan üzerine 262 iş yerinden oluşacak Sanayi Sitesinin yapımına başlandı.1974 yılında hizmete giren Hallaçoğlu sineması yapımında 2 yıl sonra televizyonların artması sonucu kapanarak Tekel’ e depo olarak kiralandı.
1986 yılı birçok yapının açılışına tanık olduk. 10 yıl önce yapımına başlanan kapalı spor salonu bu yıl açıldı. Meliköy Köprüsü bitirildi. 18 derslikli Züferbey Okulu ile 4 Katlı Kız Merkez Kuran Kursu hizmete açıldı.
1990 sayımında ilçe nüfusu merkezde 37.795, köylerde 63.009 olmak üzere toplam 100.804′ e yükselmişti. 1991 yılında ilçenin ikinci köprüsü tören yapılmadan hizmete açıldı.