ATLIHAN EL SANATLARI ÇARŞISI – ODUNPAZARI – ESKİŞEHİR
Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Eskişehir’in çok önemli bir değeri olan lületaşının tüm dünyada etkin tanıtımı ve pazarlanması, ayrıca geleneksel sanatlarımıza emek ve hayat veren lületaşı ustalarımızın himaye ve teşvik edilmesi için 2005 yılında, Odunpazarı Belediyesi tarafından hizmete açılmıştır. Bünyesinde yer alan 25 adet atölyesi ile el sanatlarımızın üretim, teşhir ve satışının yapıldığı Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Türkiye’de lületaşını tanımak ve ürünlerini görmek isteyen vatandaşlarımızın ilk durağı haline gelmiştir.
1850’li yıllarda Takattin Bey tarafından çevre köy, kasaba ve şehirlerden gelen pazarcıların, seyyahların ve köylülerin hem kendilerinin hem de hayvanlarının konaklamaları için yaptırılır. Atlıhan, hem dinlenilip konaklanan hem hayvanların bakımının yapıldığı hem de içinde çay ocağı bulunan bir yer olması dolayısıyla bölge halkının da toplandığı, dönemin bütün sosyal, siyasi ve ekonomik gündeminin oluştuğu bir mekân hâlini alır. Zaman içinde Han, Tavafçı Hanı, Odunpazarı Hanı gibi isimlerle anılır. 20. yüzyılın özellikle ikinci yarısından sonra han, eski işlevini yitirerek metruk ve harabeye dönüşür. Han, Odunpazarı Belediyesi tarafından Odunpazarı Evleri Yaşatma Projesi kapsamında 2006 yılında, orijinal mimarisi göz önünde bulundurularak Atlıhan adıyla yeniden inşa edilir.
768 metrekarelik bir alanda yer alan han, geleneksel mimari unsurları da içinde barındıran bir yapıdır. Zemin ve birinci kat olmak üzere iki kattan oluşan Atlıhan’da lületaşının üretildiği ve satıldığı birimler bulunmaktadır. Çarşıda diğer geleneksel el sanatları ürünleri de görülebilir.
Atlıhan El Sanatları Çarşısı, Eskişehir’in en eski ve bugün ise turistik yerleşim yeri olan Odunpazarı’nda yer almaktadır. 1850 yılında Takattin Bey tarafından inşa ettirilen çarşı; çevre il ve ilçelerden gelen pazarcıların ve köylülerin hem hayvanlarına hem de kendilerine konaklama yeri bulacakları bir han olma özelliğine sahiptir. Bu amaçla inşa edilen han zaman içerisinde çeşitli isimlerle adlandırılmaya başlamış ve içerisinde çay ocağının bulunmasının yanı sıra hayvanların bakımının yapılıyor olması onu önemli bir konuma getirmiştir.
Hanın Atlıhan El Sanatları Çarşısı haline gelmesi ise 2006 yılında yapılan proje kapsamında yeniden inşa edilmesiyle olmuştur. İçerisinde onlarca hediyelik eşya dükkânı ve lüle taşından üretilmiş heykeller, pipolar ve nice el yapımı ürün satılmaktadır. Yapı giriş katının yanı sıra bir de ikinci bir kata sahiptir. Özellikle de Eskişehir’i ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekmektedir.
Sizin de eğer el sanatlarına, el emeği takılara ve minik hediyelik eşyalara ilginiz varsa Atlıhan El Sanatları Çarşısı’nı mutlaka ziyaret etmeli, sevdiklerinize minik hediyeler almayı ihmal etmemelisiniz. Ayrıca Lületaşı Müzesi’ne ve başka bir el sanatları çarşısına ev sahipliği yapan Kurşunlu Camii ve Külliyesi’nin de tam karşısında yer alan Atlıhan’ı ziyaretinizin hemen ardından müze ziyareti de yapabilirsiniz.
TARİHÇESİ:
Atlı Han, 1850’li yıllarda Eskişehir’in büyük toprak sahiplerinden Takattin Bey tarafından çevre köy, kasaba ve şehirlerden gelen pazarcıların, seyyahların ve köylülerin hem kendilerinin hem de hayvanlarının konaklamaları için yapılmıştır. Her gün meydanda kurulan odun pazarına, odun satmak için gelen köylüler, önce Atlı Han’a uğrar; öküz arabalarını ve hayvanlarını buraya bırakır, pazara giderlerdi. Akşam olduğunda hana döner geceyi burada geçirirlerdi. Yapıldığı tarihten günümüze kadar birçok defa el değiştiren Atlı Han, genel olarak asıl amacının dışında kullanılmadı. Kurtuluş Savaşı yıllarında bölge Yunanlılar tarafından işgal edildiğinde Beyler Sokak ile Tiryaki Hasan Paşa Sokağının kesiştiği yerdeki bir numaralı evi karargâh binası olarak kullanan Yunan askerleri, her gün Atlı Han’ın karşısındaki meydana gelir, hava kararıncaya kadar kendileri için konulmuş masalarda oturur, Atlı Han’ın çay ocağından gelen çayı içerlerdi. Cumhuriyetten sonra Eskişehir Garnizon Komutanlığı, burayı o dönem hanın sahibi Çerkez Hüseyin’den atlarını barındırmak amacıyla kiraladı. Fakat askerlerin yüzlerce atı, her gün iki defa Akarbaşı Camisi’nin bulunduğu mevkie sulamaya getirip götürürken oluşturdukları gürültüden halkın rahatsız olması nedeniyle birkaç ay sonra hanı boşaltmak zorunda kaldılar.
O dönemde büyük bir ahşap giriş kapısı olan hanın ortasına geniş bir avlu hâkimdi. Kapının tam karşısındaki bölüm hayvanların konulduğu ahır kısmıydı. Bu hayvanların bakımını yapmak amacıyla ahırın sağ köşesinde bir nalbant dükkânı bulunurdu. Orta kısımdaki kuyu sayesinde hem hayvanların hem de misafirlerin su ihtiyacı karşılanırdı. Hanın zemin katının sol tarafı yan yana dizilmiş döşeklerden oluşan yatakhaneydi. 18. yüzyılda boş bir meydan olan Hicri Sezen Parkı’na dağlardan getirdikleri odunları satmaya gelen köylüler akşam pazar toplandıktan sonra hana gelerek bu döşeklerde yatarlardı. Hanın üst katına, sağ taraftaki merdivenlerle çıkılmaktaydı. Burası yine orta halli kişiler tarafından kiralanan, yan yana yapılmış ufak odalardan oluşmaktaydı. Atlı Han’da sonraki dönemlerde daha çok ekonomik durumu zayıf olan köylüler barınırken, durumu daha iyi olanlar ise bugünkü Hicri Sezen Parkı’nın karşısındaki günümüzde Bahçeli Kahve olarak bilinen handa kalırlardı. Atlı Han hem dinlenilip konaklanan hem hayvanların bakımının yapıldığı hem de içinde çay ocağı bulunmasından dolayı bölge halkının da toplandığı, dönemin bütün sosyal, siyasal ve ekonomik gündeminin oluştuğu bir mekân konumundaydı. Zaman içinde han, Tavafçı Hanı, Odunpazarı Hanı gibi isimlerle anıldı. 19.Yüzyılın sonlarına kadar hanın ortasındaki kuyu varlığını korumuştu. Hatta bir söylenceye göre; Yunanlıların, Kurtuluş Savaşı’nda aldıkları ağır yenilgiden sonra bu bölgeden kaçarken altınlarını bu kuyunun içine attıkları söylenmektedir.
20. yüzyılın özellikle ikinci yarısından sonra han eski işlevini yitirerek metruk ve harabe bir hal aldı. Birçok bölümü yıkıldı ya da yandı. Han, Odunpazarı Evleri Yaşatma Projesi kapsamında 2006 yılında, orjinal mimarisi göz önünde bulundurularak Atlı Han adıyla Belediyemiz tarafından yeniden inşa edildi. 675 metrekarelik bir alanda yer alan han, geleneksel mimari unsurları da içinde barındıran bir yapıdır. Zemin ve birinci kat olmak üzere iki kattan oluşan Atlı Han, içinde lületaşı, gümüş, toprak kap ve cam atölyelerinin, dükkânlarının bulunduğu geleneksel el sanatları ürünlerinin teşhir ve satışının yapıldığı bir çarşıdır. Atlı Han bu haliyle bölgenin Sosyo-ekonomik ve Sosyo-kültürel yapısını iyileştiren en önemli aktörlerden biridir.
KAYNAK: ODUNPAZARI BELEDİYESİ