22 Aralık 2024
Ören Yerleri

TERMESSOS ANTİK KENTİ – ANTALYA

Termessos Antik Kenti, Pisidia Bölgesi’nin “Milyas” olarak anılan güneybatı bölümünde, bugün “Güllük” adını taşıyan Solymos Dağı’nın dorukları arasındaki vadide, Anadolu’nun en eski halklarından Luvi‘lerinsoyundan gelme Solym’ler tarafından kurulmuş önemli bir antik kenttir. Orman içinde korunan ören yerlerinin en çarpıcılarından biri olup, aynı adı taşıyan Milli Park içinde yer alır. Antalya-Korkuteli karayolunun 24’üncü kilometresinden sola tırmanan özel yolla, Güllük Dağı’ndaki kalıntılara ulaşılabilir. Şehrin tarih sahnesine çıkışı Büyük İskender’in İ.Ö.333’de kenti kuşatması ve Termesosluların güçlü bir savunma yaparak kenti teslim etmemesiyle olmuştur. İskender’in ölümünden sonra kent Ptolemy‘ler tarafından alınmıştır. İ.Ö. 189 yılında komşu şehir İsinda’yı zapt eden Termessos’lular İsinda halkının şikayeti üzerine Anadolu’daki Roma Kuvvetleri Komutanı Manlius Vulso tarafından cezalandırılmışlardır. Büyük ihtimalle aynı tarihlerde Termessos ile Likya Birliği arasında bir savaş da söz konusuydu. İ.Ö. 71’de Roma ile arasında “dostluk ve ittifak” bulunan Termessos’un işlerinde bağımsız olduğu ve kendi kanunlarını kendileri yapacakları konusu da Roma senatosunca kabul ve tasdik edilmiştir.

İ.Ö. 36’dan 25’e kadar Galatialı Amyntas’ın Pisidya’nın diğer kentleriyle Termessos’u da yönettiği bilinmektedir. Roma İmparatorluk döneminde ise şehrin bağımsızlığını koruduğu bastığı sikkelerden anlaşılmaktadır. Şehrin Bizans döneminde ve sonraki devirlerdeki durumu hakkında hiçbir bilgi bulunmamaktadır. Termessos kenti terk edildikten sonra yeni bir yerleşmeye tanık olmadığı gibi deprem ve doğal tahribin dışında oldukça sağlam ve iyi korunmuş ören yerlerinden biri olarak gösterilebilir. Şehrin kalıntıları Antalya-Korkuteli karayolu üzerindeki Yenicekahve yakınında bulunan Hellenistik Devir suru ile başlar ve Güllük Dağı’nın zirvesine kadar devam eder. Otoparktan sonra şehre tırmanan patika takip edildiğinde, sağ yanda İmparator Hadrian devrinde yapılmış İon düzenindeki tapınağın basamak ve anıtsal girişine rastlanır. Aşağı şehir surları ve su kaynağının bulunduğu alandan güneye doğru tırmanmaya devam edilirse, solda yer yer birinci katı ayakta kalmış Gymnasium’a ulaşılır. Birçok oda ve salondan oluşan yapının güneybatısında, arkalarında dükkânlar bulunan sütunlu cadde yer alır. Hemen yakınında kanalizasyon şebekesinin mükemmelliğini gösteren kanallar hala görülebilir. Düzlüğe çıkıldığında, orman gözetleme noktasına giden patikanın solunda şehrin birçok resmi yapısının bulunduğu alana ulaşılmış olur. Düzlükteki ilk kalıntı agoraya aittir. Batısındaki portiko veya stoa, II. Attalos zamanında (İ.Ö. 159–138) inşa edilmiş olup Dor düzenindedir. Agoranın doğusunda, yamaca yaslanmış olan ve Antalya Körfezi’ni görebilen konumdaki tiyatro yer alır. Tiyatronun yaklaşık 100 metre güneybatısında çatı yüksekliğine kadar ayakta duran meclis binası bulunmaktadır. Agoranın doğusundaki düzlükte ise birbirine geçişli 5 adet sarnıç, derinlik ve genişlik açısından benzersizdir. Şehrin güneybatısında, “Kurucunun Evi” olarak adlandırılan Roma tipinde fevkalade güzel bir villanın kalıntıları yer almaktadır. Cephe duvarı Dor düzeninde olan ve 6 m yüksekliğe erişen yapı, kapısının sol tarafındaki kitabeden dolayı ‘Kurucunun Evi” adını almıştır.

Termessos, çok sayıda tapınağa ve çok geniş mezarlık alanlarına sahiptir. Mezarlarının çeşitliliği ve bezemeleri oldukça zengindir. Bunlardan Büyük İskender döneminin önemli komutanlarından Alketas’ın mezarı (İ.Ö. 319) ve diğerleri şehir tarihine ışık tutmaları açısından da önemlidir. Anıtsal mezarların yanında çok sayıda savaşçılıklarını betimleyen kalkan motifli lahit, mezarlık alanında oldukça geniş bir yer kaplar. Antalya Müzesi’nde Termessos’a ait en ilginç eser “Lahitler Salonu”nda sergilenen “Köpek Lahdi” dir. Stefanos adlı köpeğe sahibesi tarafından yazılmış şiirsel kitabe benzersiz olmasıyla ayrı bir önem taşır.

Zorlu coğrafya, bu kadar büyük bir antik kentin, çok fazla zarar görmeden günümüze kadar ulaşabilmiş olmasının da arkasındaki sır olmuş. Sarp bir dağın doruğunda ve orman içinde gizlenmiş doğal bir platform üzerinde kurulmuş antik kent, konumunun avantajı  ile günümüze kadar çok fazla zarar görmeden ulaşabilmiş.

Antalya-Denizli kara yolu üzerinde, Korkuteli yol ayrımında, Antalya şehir merkezine yaklaşık 25 km mesafedeki Güllük Dağı Milli Parkı girişi görürsünüz. Milli park girişinde günü birlik kullanım alanında birkaç ağaç ev ve bunglov var. Kazı çalışanlarının kullanımı için inşa edilmiş ve hariç zamanda atıl duruyormuş. Piknik masaları mevcut. Kamp yeri sormadık ancak genel olarak milli parklarda kamp kurulmasına izin verilmiyor.

Milli parklar yaban hayatın korunup yaşatılması ve çoğaltılması için belirlenmiş özel alanlar iken, kamp kurma talebi ile gelen ama ne yaban hayatı ne de kamp kültürü ile alakası olan insanların talepleri ile baş etmenin pek de kolay olmaması olabilir diye tahmin ediyorum.

Termessos Antik Kenti, kadim Anadolu halkı Luvi’lerin soyundan gelen Solym’ler tarafından kurulmuş. M.Ö. 4. asırda sefere çıkmış Büyük İskender’in fethedemediği şehir olarak tarihe geçmiş Termessos, ilerleyen yüzyıllarda tüm Anadolu gibi önce uzun süre müttefik oldukları Romalılar, sonra da Bizanslılar (Batı Romalılar) tarafından zapt edilmiş. Antik kentin taş yollarını gezerken farklı dönem mimarilerini bir arada görmek mümkün. Ancak, yapılar ve kalıntılar hakkında bilgilendirme panoları veya Sagalassos’da olduğu gibi interaktif bir sunum alanı bulunmuyor. Kente gelmeden önce araştırma yapmanızı öneririm, ancak bu şekilde gördüğünüz kalıntılara ve moloz yığınlarına bir anlam verebilir ve iki bin öncesi yaşananları hayal edebilirsiniz!

Üzeri parmaklık ile örtülmüş su kuyuların ve sarnıçların derinliği ve birbirlerine bağlandı kanallarının görüntüsü, o günün teknik şartlarını düşününce oldukça detaylı hesaplanmış görünüyor. Adeta kartal yuvası gibi kurulmuş her iki antik şehri de gördükten sonra Pisidyalılara hayran olmamak elde değil!

Termessoslular ve antik şehir hakkında araştırmalar devam etmekte.  Örneğin, şehre ulaşan farklı yollar varken, Büyük İskender’in neden en zorlu yolu seçtiği gibi stratejik bir soru henüz yanıtlanamamış. Diğer yandan, Termessos’da başarısız olan Büyük İskender’in ordusunu, bir sonraki durağı Sagalassos’da hiçbir güç durduramamış!

Antik kent, Büyük İskender’in ölümü sonrasında da Anadolu’nun hakimiyeti için birbirine savaş ilan eden generaller döneminde de paylaşılamaz. Pisidyalıların desteklediği General Alcetas rakibi ile giriştiği savaşı kaybeder ve Termessos’a sığınır. General Antigones rakibinin peşini bırakmaz ve Güllük Dağı eteklerine kamp kurarak Alcetas’ın teslim edilmesini ister, aksi duruda şehri yerle bir edecektir! Şehir meclisi toplanır ve yaşlılar heyeti bir plan yapar. Alcetas’ı destekleyen gençleri savaşa devam etmek üzere farklı bir yöne sürerken, Antigones’e de Alcetas’ı teslim edecekleri yönünde haber gönderirler. Planı öğrenen Alcetas düşmana esir olmaktan ise hayatına son vermeyi tercih eder ve Termessos’da intihar eder. Yaşlılar, Alcetas’ın cesedini teslim ederler. Oyuna geldiklerini anlayan gençler şehre geri dönerler. Düşmanı tarafından işkence görmüş ve parçalanarak atılmış ceseti bulur, gömer ve anısına bir anıt dikerler. Kayaya oyulmuş mezar odası tahrip edilmiş olsa da kaya üzerine işlenmiş asker motifini, antik tiyatroya doğru devam eden yürüyüş rotası üzerinde görebilirsiniz.

Termessos Antik Kenti Ziyaret Saatleri Yaz Dönemi: 08:30-19:30 (15 Nisan-2 Ekim)

Termessos Antik Kenti Ziyaret Saatleri Kış Dönemi: 08:30-17:30 (3 Ekim-14 Nisan)

Termessos Antik Kenti Tatil Günleri: Her gün ziyaret edilebilir.

Kaynakça: “Termessos” Dünden Bugüne Antalya [II. Cilt], Antalya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü (2012)