AÇIK SARAY – GÜLŞEHİR / NEVŞEHİR
Açık Saray Harabeleri Nevşehir-Gülşehir yolu üzerinde, Gülşehir’e 3 km uzaklıktadır. Bu küçük antik yerleşim yerinin Bizanslılar devrinde 10-11 yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir.
Bu dönemde tüf kayalar içine oyularak, ortasından bir dere ile ayrılan iki ayrı mekân yapılmıştır.
Yol kenarındaki birinci mekânda daha çok hayvan ahırları yapılmış olup, dinsel mekânlara pek rastlanmamıştır. Burasının 964/65 yıllarında bölgede konaklayan Bizans İmparatoru Nikephoros Phokas’in ordusu tarafından kullanıldığı tahmin edilmektedir.
İmparator Phokas’in ziyaretinden sonra bu bölge 100-150 yıl daha Bizanslıların egemenliğinde kalmış, ancak bu dönem 1071 yılında Türklerin Malazgirt zaferiyle Anadolu’ya girmeleri ile son bulmuştur.
Çok sayıda hayvan ve insanı barındırabilecek bir mekân olması nedeniyle, burasının daha sonra çeşitli amaçlarla kullanıldığını ve bir ticaret bölgesi haline geldiğini iddia eden bilim adamları vardır.
Derenin karşı tarafında yapılan ikinci mekânın 10. yüzyıl ortaları veya ikinci yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Burasının çok katlı bir yerleşim alanı olarak yapıldığı ve kaya içerisine oyulan kiliselere bakılarak önemli bir piskoposluk merkezi olduğu düşünülmektedir. Dönemin din adamları önce burada konaklayarak Avrupa ve Asya’ya seyahatlerine devam etmişlerdir.
Yeraltı şehirlerinin en eski katları genelde giriş katları olup, daha ziyade ahır olarak kullanılmıştır. Bunun nedeni de hayvanları daha aşağı katlara indirmenin zorluğundandır. Gerek kışın gerekse yazın ılık olan yeraltı şehirlerinde sirahaneler ve mutfaklar genelde üst kattadır. Yöreden elde edilen üzümlerin işlenerek şarap haline getirildiği sirahaneler, üzümlerin kolay taşınabilmesi için daha çok üst katlara inşa edilmişlerdir.
Katlar arasında mekânları birbirinden ayıran, savunma amaçlı sürgü taşları bulunmaktadır. Bu taşların dışarıdan açılması asla mümkün olmayıp sadece içeriden açılabilmektedirler. Sürgü taşlarının ağırlıkları 200-500 kg’dır. Ortalarında yer alan delik kapıyı açıp kapamaya yaradığı gibi, arkadan gelecek düşmanı görmeye de yaramaktadır. Yani modern zamandaki kapı delikleri gibidir.
Katlar arasında odaların tavan ve taban kısımlarında iletişim maksadıyla yapılmış, çapı 5-10 cm. yi geçmeyen haberleşme delikleri bulunmaktadır. Bu delikler sayesinde yeraltı şehri halkı uzun yorucu tünellerden geçmek zorunda kalmamakta, olağanüstü zamanlarda ise kolay ve çabuk bir şekilde savunma tedbirlerini alabilmektedir.
Tuvalet konusu henüz tam olarak aydınlığa kavuşmamıştır. Sadece Tatlarin ve Güzelyurt (Gelveri) yeraltı şehirlerinde tuvalet bulunmuştur.
KAYNAK : KÜLTÜR VE TURİZM BAKANLIĞI