KAYSERİ ARKEOLOJİ MÜZESİ
Kayseri Arkeoloji Müzesi, Hititler’den bu yana birçok medeniyete ev sahipliği yapan Kayseri’nin ilk çağlarına ışık tutmaktadır. Özellikle Asur kolonilerinden olan Kaniş-Karum yerleşkesinde bulunan başta yazılı tabletler olmak üzere binlerce eser ile Roma ve Bizans dönemine ait birçok eser Kayseri tarihi ve kültürünün zenginliğini ortaya koymaktadır.
Tarih öncesi ve sonrasında büyük önemli gelişmelerle sahne olan Kayseri’de müzeciliğin geçmişi eskilere uzanmaktadır. Osman Hamdi Bey tarafından vilayetlerle gönderilen bir genelge ile taşınabilir eski eserlerden en önemlilerinin İstanbul’a gönderilmesi, diğerlerinin korumaya elverişli okullarda toplanmasının istenmesi üzerine, Kayseri çevresinden toplanan pek çok eser Kayseri Lisesinin bir odasında koruma altına alınmıştır. 1928 yılında Milli Eğitim Bakanı Esat Bey, Kayseri’ye yaptığı bir ziyaret sırasında, bu eserleri görür ve Kayseri Valisi Fuat Bey’le bir müze kurulması konusunu görüşür. Vali Fuat Bey’in çalışmalarıyla, Hunat Hatun Medresesi’nin onarımı yapıldıktan sonra, 1 Mart 1930 tarihinde açılan müze 1937 tarihine kadar “Depo Müze” olarak faaliyette bulunur. Eserlerin kronolojik ve bilimsel tasnifinin yapılmasından sonra, 1938 yılında, 5 kuruş giriş ücreti karşılığında halkın ziyaretine açılır. 1948 yılında Prof. Dr. Tahsin Özgüç tarafından. Kayseri’nin 22 km. kuzeydoğusunda bulunan Kültepe Kaniş/Karum’da sistemli kazıların başlatılması ile açığa çıkartılan eserlerle çevreden satın alınan ve bağışlanan eserlerin gün geçtikçe çoğalması, müze teşhir ve depolarında yer temininde güçlükler doğurunca, 1965 yılında, daha önce kullanılan müze binası inşaatına başlanır ve 26 Haziran 1969 tarihinde ziyarete açılır. Burada yaklaşık 50 yıl hizmet veren Kayseri Arkeoloji Müzesi Kayseri Kalesi içerisinde yer alan yeni Müze binasına taşınarak 19 Ekim 2019 tarihinden itibaren yeni yapısıyla ziyarete açılmıştır.
TARİHİ
Anadolu’nun coğrafi özellikleri ve iklim uygunluğu birçok halkı buraya çekti. Zamanla Anadolu’nun yerlileri dışında göçlerle gelen halklar da uzun sürüler bölgede bulunup etkileşim içinde oldu. Bu etkileşim Anadolu’da çok halklı ve çok kültürlü bir ortamı yarattı. Kayseri de Anadolu’nun önemli merkezlerinden biriydi. Şehirdeki müzecilik tarihi ise Osman Hamdi Bey ile başlatılabilir. Osman Hamdi Bey yayımladığı bir genelge ile ülke vilayetlerindeki taşınabilir durumdaki eski eserlerden en önemlilerinin başkent İstanbul’a gönderilmesini talep etti. Diğer eserlerin ise uygun okul depolarında muhafaza edilmesini istedi. Bu doğrultuda şehirdeki birçok eser Kayseri Lisesi’nde toplandı.
1928 yılında Milli Eğitim Bakanı Esat Bey şehre yaptığı ziyaret sırasında bu eserleri gördü ve vali Fuat Bey’le eserlerin sergilenmesi için bir müze açılması konusunu görüştü. Vali Fuat Bey’in çabalarıyla 1930’lu yıllarda “Depo Müze” olarak işlev görecek bir yer kuruldu. 1948 yılına gelindiğinde ise Prof. Dr. Tahsin Özgüç tarafından, Kayseri’nin 22 km. kuzeydoğusundaki Kültepe Kaniş/Karum’da sistematik kazılar yapıldı. Kazılar sonucunda artan envanter sayısı yeni bir müzenin kurulmasına yol açtı ve günümüzde kullanılan binanın 1965’te inşasına başlandı, 26 Haziran 1969 tarihinde ise ziyarete açıldı.
ÖZELLİKLERİ
Müze, 8704 m²lik bahçesi olan bir alan içerisinde 580 m²lik iki katlı bir işlev alanı üzerine kurulmuştur. İki salon, bir koridor, çalışma odaları ve depodan oluşmaktadır. İki salon ve bahçedeki eserlerin sunumunda kronolojik değerler dikkate alınmıştır. Birinci salonda Eski Tunç Devri’ne ait boyalı/boyasız seramik ve mermer ürünler ile Asur Ticaret Kolonileri Çağı’na ait eserler tipolojik şekilde düzenlenmiştir. Bu eserler çivi yazılı tabletler, yuvarlak gaga/yonca ağızlı testiler, çömlek, vazo, mühür, içki kabı, madeni eşya vb.den ibarettir. İkinci salonda Frigya, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinden eserler yer almaktadır. Kayseri’de bulunmuş eserler, Beştepeler-Garipler Tümülüsü’nden çıkarılan mezar hediyeleri, Kayseri Herakles Lahdi ve urnalar da bu salondadır. Bahçe bölümünde ise Hellenistik, Roma ve Bizans çağlarından mermer heykeller, mezar stelleri, lahitler ve pişmiş topraktan yapılmış iri küpler vardır
TEŞHİR ALANLARI
Bugün hala faaliyette bulunan ve tamamı arkeolojik olan eserler, iki salon ve bahçede teşhir edilmektedir. Birinci salonun girişinde Kalkolitik (M.Ö. 5500-3000) ve Eski Tunç Devrine ait (M.Ö. 3000-2000) Polikrom ve Monokrom Seramikler ile Su Mermeri (Alabastron) İdoller ve Ana Tanrıça heykellerine yer verilmiştir.
BÜYÜK SALON
Büyük salonda Kültepe Örenyeri’nde (Kaniş/Tepe ve Karum/Aşağı Şehir) 1948 yılından beri yapılan düzenli kazılarda açığa çıkartılan Asur Ticaret Kolonileri devrine ait (M.Ö. 1950-1750) eserler tipolojik olarak sergilenmektedir. Bunlar arasında çivi yazılı tabletler, boyalı ve boyasız, pişmiş topraktan yapılmış, yuvarlak, yonca ve gaga ağızlı testiler, vazolar, meyvelikler, silindir ve damga mühürler, hayvan biçimli içki, kapları (ryton), madeni eşyalar ve kalıplar ile İmamkulu Hitit kaya kabartması mulajı önemli bir yer tutar. Kültepe’de bulunarak Kayseri Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen kap kacaklarda çömlekçi çarkının kullanıldığı değişik formlarda kapların yapılmış oldukları gözlemlenmiştir. Özellikle gaga, yuvarlak ve yonca ağızlı testiler, meyve kapları, rythonlar, tek ve çift kulplu vazolar burada sergilenmiştir.
Bunların yanı sıra müzenin büyük salonunda Asur Ticaret Kolonilerinin eserleri ile M.Ö. 2000 yıllarına tarihlenen Hitit eserleri bir araya getirilmiştir. Kültepe, Kululu ve diğer merkezlerden getirilmiş Geç-Hitit devrine (M.Ö. 1200-700) ait heykellere, kabartmalara ve hiyeroğlif stellere yer verilmiştir. Çeşitli madenlerden yapılmış objeler, silahlar, damgalar ve silindir mühürler de onları tamamlamıştır. Küçük buluntulardan ayrı bir bölümde ise, Geç Hitit Devri’ne ait taştan yapılmış Kululu kral heykeli, sfenks başı, yazıtlar ve aslan kabartmaları da dikkati çekmektedir.
KORİDOR
İkinci salona geçişi sağlayan koridorda Kültepe’ den çıkartılan Frig Devri (M.Ö. 750-300) boyalı ve boyasız keramikleri görülebilmektedir.
İKİNCİ SALON
Kayseri Arkeoloji Müzesi’nin ikinci salonunda Kayseri çevresinden toplanmış, Helenistik (M.Ö. 330-30), Roma (M.Ö. 30-M.S. 395) ve Bizans (395-1071) dönemlerine ait eserler yine kronolojik bir düzen içerisinde sergilenmektedir. Bunlar arasında kıymetli madenlerden yapılmış ziynet eşyalarını, cam, şişe ve kolyeleri, mermer heykel ve heykel parçalarını, bronz figürinleri ile Herakles lahidini sayabiliriz. Ayrıca kadın, erkek heykelleri, sunaklar Kayseri çevresindeki Erkilet, Yılanlıdağ, Beştepe Tümülüslerinden getirilmiş mezar buluntuları ile süs eşyaları da dikkati çekmektedir.
BAHÇE
Kayseri Arkeoloji Müzesi’nin bahçesinde ise Hellenistik, Roma ve Bizans Çağına ait, mermer heykeller, mezar stelleri, pişmiş toprak iri erzak küpleri ile Tümülüs Mezar örnekleri sergilenmektedir.
Kayseri’den 68 km uzaklıktaki Kaletepe’de bulunmuş Kululu eserleri, İmamkulu Kaya Kabartmasının müzedeki Hitit Çağı eserleri arasında ayrı bir yeri vardır. Çeşitli dönemlere tarihlenen altın, gümüş, bronz ve bakırdan yapılmış sikkeler müzenin nümizmatik bölümünü oluşturmaktadır.
Kayseri Arkeoloji Müzesi’nin yanı başında yapılan Kültür Sitesi’nin temel hafriyatı sırasında 1991’de mermer bir Herakles lahdi çıkmıştır. Bu lahit de müzedeki belli başlı eserlerden biridir.
Adres: Cumhuriyet Mahallesi Kaleiçi Çarşı Kümeevler No:1/1 Melikgazi / KAYSERİ
Tel: 0 352 222 21 49
Müze Ziyaret Saatleri (Yaz/Kış):
Yaz: 1 Nisan-31 Ekim: 08:30-19:00
Kış: 1 Kasım-31 Mart: 08:30-17:30
KAYNAK: WWW.KAYSERİDEN.BİZ