26 Aralık 2024
Medreseler

AHMED GAZİ MEDRESESİ ve TÜRBESİ – BEÇİN – MİLAS / MUĞLA

Milas Beçin’de Menteşeoğulları dönemine ait medrese ve türbe.
Bugün Milas’a 4 km. mesafede, vaktiyle Menteşe Beyliği’nin merkezi olan Beçin’de (Perçin, Berçin, Barçın) bulunan medrese, kapısı üstündeki inşa kitâbesine göre 777 (1375-76) yılında Menteşeoğulları’ndan Ahmed Gazi tarafından yaptırılmıştır. Ahmed Gazi Beçin’i beyliğin merkezi yapmış ve imarına büyük önem vermiştir. Evliya Çelebi 1671’e doğru burayı ziyaret ettiğinde, Ahmed Ağa Medresesi adıyla tanınan medrese Menteşeoğlu Orhan Bey Camii’nin karşısında bulunuyordu. “Eni ve boyu yüzer ayak olan, toprak damı on altı çam direk tarafından desteklenen” Orhan Bey Camii’nden bugüne pek az bir iz kalmış, medrese ise harap bir halde günümüze gelebilmiştir.
Muntazam kesme taştan yapılan medresenin cümle kapısı kademeli profilli iki sivri kemer içinde yer alır. Giriş eyvanından dikdörtgen biçimli ve evvelce ortasında bir şadırvanın olduğuna ihtimal verilen bir iç avluya ulaşılır. Eyvanın tam karşısında ise dershane odasının bulunması gereken yerde yine geniş bir kemerle avluya açılan kubbeli türbe bulunmaktadır. Avlunun etrafında üzerleri beşik tonozlarla örtülü on hücre vardır. Bu hücrelerin önlerinde bir revak yoktur. Giriş cephesinin iç tarafında iki yanda medresenin damına çıkışı sağlayan birer merdiven vardır. Bu merdivenler ayrıca, türbeye bitişik bir çift odanın üstünde yer alan iki odanın da aşağı ile bağlantısını sağlamaktadır. K. Erdmann tarafından ortaya atılan, türbe bölümünün diğer kısımlardan daha önce yapılmış olabileceği yolundaki görüş ise inandırıcı değildir.
Ahmed Gazi Medresesi’nde fazla bir süsleme olmamakla beraber, yapı gerek mimari düzenlemesi, gerekse âdeta gotik üslûbu andıran cümle kapısı kemerleri ile Selçuklu geleneklerinden farklı bir mimari anlayışın belirtilerini taşımaktadır.
Menteşeoğlu İbrâhim Bey’in üç oğlundan biri olan Ahmed Gazi, Sultânü’s-sevâhil unvanıyla tanınmaktadır. Medresenin kubbeli büyük eyvanı bir türbe haline getirilmiş olup Ahmed Gazi’nin mezarı burada bulunmaktadır. Türbenin dışında, duvarda Batı’daki asâlet armalarını andırır biçimde mermere işlenmiş arka ayakları üstünde duran birer arslan kabartması görülür. Bu arslanlar ön pençelerinde birer sancak tutarlar. Sancaklardan bir tanesinde Ahmed Gazi adı okunmaktadır. Türbenin içinde iki kabir vardır. Bunlardan biri, Memlük neshi olarak adlandırılan hatla yazılmış ve gerek baş, gerek ayak taşlarının her iki yüzünde devam edecek biçimde düzenlenmiştir. Bundan, Ahmed Gazi’nin 793 Şâbanında (Temmuz 1391) vefat ettiği anlaşılmaktadır. Kitâbeyi yazan ise Hacı Hatib lakabıyla tanınan Mustafa b. Îsâ’dır. İkinci kabrin eski bir tarihte tamir görmüş olduğu ve bu arada değişik taşların kullanıldığı, hatta ayak taşının esasında bu mezara ait olmadığı ileri sürülmektedir. Çünkü bir taşta 6 Rebîülevvel 823 (21 Mart 1420), diğerinde 10 Zilhicce tarihi vardır. Bu ikincide ise yıl eksiktir. Lahdin yapımında kullanılan kırık parçalardan birinde de İlyas kızı Fatma adı okunmuştur. Her halde bu kabir de Menteşeoğulları ailesinden birine ait olmakla beraber kimin olduğu bilinmemektedir. Türbenin dip duvarında dışarı açılan bir kapı vardır. Beçin Dedesi adıyla çevrede bir ziyaretgâh olarak tanınan kabir, halk nazarında bir evliya türbesi durumuna girmiştir. Medresenin dışında yeni, Arslan kabartmaları ile süslü bir de çeşme vardır.

Kaynak: TDV İslam Ansiklopedisi

Fotoğraflar: Mustafa Gürelli