HARPUT KALESİ – ELAZIĞ
Harput Kalesi (Süt Kalesi), Urartular tarafından dikdörtgen bir plan üzerine kurularak yapılmış olan mimari yapıdır. Şu anki Elazığ il sınırları içerisindeki tarihi Harput mahallesinde bulunmaktadır. Kale, iç ve dış kale olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Rivayete göre yapımında kullanılan harca su yerine süt eklenmiştir bu nedenle “Süt Kalesi” olarak da adlandırılır. Yine bir rivayete göre, Süt Kalesi harcında su yerine süt kullanılma sebebi dönemde yaşanan su kıtlığı olduğu söylenir.
Tarihsel kaynaklara göre Harput Kalesi, MÖ 8’inci yüzyılda Urartu Krallığı tarafından kurulmuştur. MÖ 6’ncı yüzyıldan itibaren Persler’in hâkimiyeti altına girmiştir.
MÖ 1’inci yüzyıl ile MS 11.’inci yüzyıl arasında Part, Roma, Sasani, Bizans ve Abbasiler arasında büyük mücadelelere sahne olmuş, 11. yüzyılın sonuna kadar Bizans hâkimiyeti altında devam etmiştir.
Bu süre zarfında Ziata Castellum ve Kharpete, Arapça’da Hısn-ı Ziyad adıyla anılan kale, 1085 yılında Çubukoğulları, 1112 yılında Artukoğulları, 1234 yılında Selçuklular’ın egemenliği altında kalmıştır.
Kale, Çubuk Bey’in, Artuklu Beyi Belek Gazi’nin ve Selçuklu Beyi Alaeddin Keykubad’ın hükümet merkezi olmuş, 1366 yılında Dulkadiroğulları ve Akkoyunlu devletleri arasında sık sık el değiştirmiştir. Harputlu Kalesi, 1465 yılında Akkoyunlu Hükümdarı Hasan Bahadır Han (Uzun Hasan) tarafından ele geçirilerek Akkoyunlu idaresine alınmıştır. Harput Bölgesi ve Kalesi, 1515 yılında Yavuz Sultan Selim zamanında Osmanlı İmparatorluğu’nun idaresine geçmiştir.
Harput Kalesi hakkında çeşitli efsaneler anlatılmaktadır. Bir rivayete göre kalenin yapımı sırasında yaşanan su kıtlığı nedeniyle, zamanın hükümdarının emriyle harcın hazırlanmasında su yerine süt kullanıldığı, bu yüzden de kaleye “Süt Kalesi” dendiği söylenmektedir.
İç kale ve dış surlar olmak üzere iki bölümden meydana gelen Harput Kalesi’nin özgün bir yapı olarak günümüze kadar korunabilmesinde Artuklu Dönemi’nde yapılan onarımların katkısı büyüktür. Kale daha sonra Dulkadiroğulları, Akkoyunlular ve Osmanlı Dönemi’nde de onarımlar görmüştür. Kalesinin dış surları tamamen yıkılmıştır. Yalçın kayalar üzerinde inşa edilen ve kuşatılması oldukça zor olan kale, içerisinde hastane, tahıl ambarı, darphane, su sarnıcı, cephanelik, cami ve çok sayıda sivil yapının bulunduğu büyük bir mahalledir.
MİMARİ YAPISI
İç kale ve dış surlar olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Dörtgen planlı kalenin girişi, doğuda Harput yönündedir. Konumu itibarıyla Elazığ Ovasına hâkim bir bölgede inşa edilmiştir. Günümüzde yapılan kazı çalışmalarında içinde çeşitli zindanlar, yaşam ve tedavi alanları bulunmuştur.
KAZI VE RESTORASYON ÇALIŞMALARI
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün izni ile Prof Dr. Veli Sevin’in bilimsel danışmanlığında 2005 yılında başlanılmış ve 2009 yılına kadar devam edilmiştir. Aynı zamanda Harput Kalesi içinde 17. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın başlarına kadar yaşayan Osmanlı Mahallesini kurtarmaya yönelik çalışmalar da Osmanlı Arkeolojisi kapsamında yürütülmüştür. 2. Dönem kazıları 2014 yılında Prof. Dr. İsmail Aytaç tarafından yeniden başlatılmıştır.
Kaynak: Kültür Portalı