DOKUZUN HANI – KONYA
Konya Selçuklu ilçesinde, Konya-Akşehir karayolunun 24. km.sinde bulunan Dokuzun Hanı’nı kitabesinden öğrenildiğine göre, Emir Hacı İbrahim 1210 yılında Mimar Osman’a yaptırmıştır. Hanın dokuzun adının kaynağı kesin olarak bilinmemektedir. İ. Hakkı Konyalı’nın tahminine göre dokuz sayısının Türkler tarafından kutsal sayılmasına bağlamaktadır. Ayrıca Konyalı, hanın önündeki suyun bir adama dokuz gün geçit vermediğini bu nedenle bu adın verildiğini belirten bir rivayeti aktarmaktadır.
Uzun yıllar harap bir durumda olan bu hanı Selçuk Üniversitesi adına Prof.Dr. Yılmaz Önge 1990 yılında kazı çalışmalarına başlamış ve çalışmalar 1995 yılında tamamlanmıştır. Anadolu Selçuklu sonrasında kullanılan handa, yapılan kazı çalışmalarında Osmanlı döneminde yapılan bazı eklemelere rastlanmıştır. Eklemelerin yapıldığı gibi bazı onarımların yapıldığı kesindir. Özellikle 18. Yüzyılın başında avlu elden geçirilmiş ve çöken tonozlar kara dam olarak onarılmıştır. Kazı çalışmalarından sonra Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu yapılmıştır. Bu arada avlu ve ona bağlı bölümler ortaya çıkarılmış ve bunlara dayanılarak da hanın restorasyonu yapılmıştır.
Dokuzun Hanı kapalı ve açık bölümleri bir arada bulunduran hanlar grubundandır. Burada avlu ile kapalı bölüm birbirine eş plandadır. Kuzey-güney yönünde dikdörtgen planlı olan hanın avlu girişi doğudaki dar cephesindedir. Yapılan kazılar sonunda avlunun doğu ve batı kanatlarının revaklı olduğu anlaşılmıştır. Kapalı kısmın öne doğru taşırılmış ve bezemesiz basit bir kapısı vardır. Bu kapı üzerinde altı satırlık yapım kitabesi bulunmaktadır. Kapalı kısım diğer hanlara göre daha basit düzenlenmiştir. Bu mekânın ortasında daha geniş ve yüksek bir kubbe ve yanlarda da tonozlu üç bölüm bulunmaktadır.
Hanın yapımında kesme taş ve moloz taş kullanılmış, ancak taş işçiliği oldukça kaba bir görünümdedir. Yapıda herhangi bir süsleme unsuru bulunmamaktadır.
Dokuzun Hanı, planından çok kitabesinde verdiği bilgiler sayesinde özellikle mimar adını bildirmesi açısından Anadolu Selçuklu mimarisinde özel bir yere sahiptir. Yapının geçirdiği restorasyon onun günümüze çok daha iyi durumda ulaşmasını sağlamış olsa da bu restorasyon yapının bazı detaylarını yok etmiştir. Han günümüzde bir müddet restoran olarak kullanılmış, şimdilerde boş bir vaziyette kaderine terk edilmiştir.
KAYNAK: TDV İSLAM ANSİKLOPEDİSİ