YİVLİ MİNARE (ALAADDİN CAMİ-MERKEZ) – ANTALYA
Antalya şehir merkezindedir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubad’ın 1230 yılında kiliseden camiye dönüştürdüğü Alaaddin Caminin minaresidir. Yivli Minare, ilk bakışta göze çarpan bir anıt gibi yükselmekte ve kentin bir simgesi olarak kabul edilmektedir. Gövdesi tuğladan dilimli ve 8 adet yarım silindirik biçiminde yapıldığından Yivli Minare adını almıştır. Oldukça kalın gövde, bu yivler sayesinde estetik bir yapıya kavuşmuştur. Tabanın her yönünde firuze ve lacivert renkli Allah ve Muhammed kelimeleri yazılmıştır.
13. Yüzyıl’a ait bir Selçuklu eseri olan Yivli Minare Antalya’nın ilk islam yapılarındandır. 1219 yılında Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından inşa ettirilmiştir. 8 yivli olan minare Antalya kentinin sembolü olarak şehir merkezinde yükselmektedir.
Anadolu çok kubbeli cami türünün en eski örneği olan Ulu Cami yada Alaaddin Cami, eski bir Bizans Kilisesi iken Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat tarafından eklenen Yivli Minare ile camiye dönüştürülmüştür. Ulu Cami ve Yivli Minare Antalya şehir merkezi Kaleiçi’nde Kalekapısı yanında görülebilir.
Kaleiçi’nde I. Alaaddin Keykubad dönemi yapılarından olan Yivli Minâre Camii, Antalya Mevlevîhânesi’nde olduğu gibi pişmiş tuğlalardan enine dikdörtgen planlı inşâ edilmiş bir Selçuklu camisidir. Anadolu çok kubbeli cami tipinin en eski örneği olan caminin duvarları moloz taş kârgir, kapı ve pencereler kesme taştır. Pencereler topuzlu demir parmaklıklıdır.
Caminin kesme taş söveli ve basık kemerli, doğu ve kuzeyde olmak üzere iki giriş kapısı mevcuttur. Üzeri kiremit kaplı altı küçük kubbe ve batı tarafı uzun bir tonozla örtülüdür.
Yivli Minâre Camii iç kısmında, on iki adet Roma veya Bizans başlıklı mermer veya kalker sütun ve sivri kemerler kubbeleri taşımaktadır. Kuzey giriş kapısının önündeki kubbede aydınlık feneri, kubbenin altında ise ısıtma soğutma sisteminin yer aldığı havuz bulunmaktadır.
Yivli Minare Camii hakkında Evliyâ Çelebi, Seyâhâtnâme adlı eserinde şu bilgileri vermektedir: “…andan sonra Câmi-‘i Kadîm Eski Câmi’ Sultan Alâaddinin’dir derler ammâ tekaddüm kenîse imiş kapusı üzre lisân-ı Yunanca Hz. Îsâ’dan mukaddem binâ olduğun işâret etmiştir. Ba’dehu yine mezbûr kapu üzre sâhib-i fethin câmi itidüğine târih budur…”
Güneydeki duvara, duvardan farklı açılı bir mihrabın ilâve edilmesi, yapı hakkında farklı tahminlere sebebiyet vermektedir. Tahminler; Bizans eserinin camiye tebdil edilmesi ve yanına bir minarenin ilâve edilmesi, önceleri Selçuklu Sarayı müştemilâtından olması, Selçuklular tarafından farklı amaçlarla inşâ edilip camiye tebdili, 1361 yılındaki işgali sonrası kiliseye çevrilen binanın 1373 yılında tekrar camiye tebdili vs. şeklindedir.
1361 yılında Kıbrıs Kralı I. Pierre de Lusignan tarafından ele geçirilen Antalya, 12 yıl sonra 1373 yılında Teke beyi Mübârizeddin Mehmed Bey tarafından geri alınmıştır. Kıbrıslılar tarafından kiliseye çevirilen Alaaddin Camii diye bilinen Yivli Minâre Camii fetihten hemen sonra tamir ettirilerek eski haline getirilir ve caminin batı giriş kapısı üzerine günümüzde de yerinde olan Arapça kitâbe yerleştirilir. 90×160 cm ebatlarında ve yedi satır Selçuklu Sülüsü istifli üslûpda mermere hakkedilmiş kitâbenin Türkçe anlamı şöyledir:
“Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın adıyla, Allâhu Te’âlâ’nın fazlı ve lütuflarının tamamından sonra, Yüce ve noksan sıfatlardan münezzeh Allah’ın yüce hazzı (nasip etmesi) meydana gelince Antalya şehri fetholundu ve bu mübârek camiyi, Vehhâb ve Melik (olan Allah’ın) ihsânına şükür olarak, Büyük Emir, sâhillerin Sultânı, devletin ve dinin koruyucusu Yunus oğlu Mahmud oğlu Muhammed (Mehmet) –Allah onun mülkünü kalıcı kılsın- 774/1373 senesinde binâ etti ve yeniledi, mimarı Balabân et-Tavâşî.”
Caminin iç kısmında mihrabın üzerinde, mermer üzerine hakkedilmiş ve tek satır Selçuklu Sülüsü ile yazılı ve bir kısmı eksik olan kitâbede aşağıda Türkçe meâli verilen Âl-i İmrân sûresi 18. âyet-i kerîme yer almaktadır:
Meâli: “Allah adâleti kâim kılarak kendisinden başka ilah olmadığına şâhitlik etti; melekler ve ilim sahipleri de (adâletle kâim olarak buna şahitlik ettiler).”
Rumların mubâdelesi ile boşalan ve 1923 yılında Antalya Müzesi olarak kullanılmaya başlanan Panaya Kilisesi’ndeki müze envanteri, 1932 yılında Yivli Minâre Camii’ne taşınmış ve 1972 yılına kadar Yivli Minâre Camii’nin içi ve bahçesi müze olarak kullanılmıştır.
Uzun yıllar ibâdete kapalı kalan ve maalesef farklı amaçlar için kullanılan Yivli Minâre Camii, yapılan restorasyon sonrası 2010 yılında tekrar ibâdete açılmıştır.
Kaynak: Gazete bir (Necmi ATİK)