SADETTİN CAMİ – KÜTAHYA
Yapının temelleri 13. Yüzyıla dayanmaktadır. 1231/1243 Yılları arasında Selçuklu komutanlarından Hezâr Dînârî tarafından bugünkü yapı ilk olarak ahşap bir mescit şeklinde inşa edilmiştir. 1697/1699 Yılları arasında ise bu mescit Anadolu Beylerbeyi Ömer Paşa tarafından iki katlı olarak genişletilip yenilenmiş ve yapıya bazı dükkanlar vakfedilmiştir .
Vakfın mütevellisi olarak da Karamanîzade Ahmet Efendi tayin edilmiştir . Bu yapı birkaç yıl sonra bir yangın geçirmiş ve harap duruma gelmiştir . 1824 Yılında Anadolu Valisi Derviş Mehmet Paşa tarafından yeniden yaptırılmıştır . Tekrar yanmış olan yapı 1870 yılında Kütahya Mutasarrıfı İşkodralızade Hasan Hakkı Bey zamanında halkın yardımlarıyla kâgir ve fevkani olarak tekrar inşa edildi ve altına vakıf dükkanları yapıldı.
İki tane giriş kapısı bulunan yapının batı yönünde bulunan kapısında 1287 (1870/1871) tarihli bir kitabe yer almaktadır. Bu kitabe şu şekildedir:
“İbâdetgâh-ı Hak hem dilküşâ tebrike layıktır / ferah bahşâ – yı ervah buyursun cümle müştâkin
Ziyaret isteyen elbet varır Dergâh-ı Mevlâya / Hezar Dinar da bunda defin -i makber –i müşkin
Kazaî nâbedîd olmuşken asrında cedîd oldu / O Şah Abdülaziz evvel han adâletberü’l -bahreyn
İki yıl geçmeden ihyâ buyurdu feyz -i kudsile / Hasan Bey dahi hakka kim bununla badi-i temkin
Zehi kim şive -i hükm-i hükümet böyle âlidir / ider re’yi reşat şerh-i enver âlemi tarsîn
Hulus -i pak ile teşrif idüp terdif -i himmetle / hatip ve muktedâsın eyledi Edhem Paşa tayin
İânet kıldı erbab-ı mürüvvet gerçi bilikdâm / pezira- yı hitâm oldu iki yılda alettâhmin
Didî tarihini Vasfî hesap et pencesâbi’le / müferrih düştü hamden cami-i zibây-ı Sadettin”
Caminin bodrum katında Hezâr Dînârî suyu olarak bilinen tonoz örtülü bir sakahane yer alır. Düzgün kesme taş ve moloz taştan inşa edilmiş olan yapı araziye uydurulmak için düzensiz bir planda inşa edilmiştir. 5 ayrı cephesi bulunan yapının her cephesi farklı ebatlardadır. Kuzey batı cephesinde üçgen bir çıkıntı bulunur. Güney, güneydoğu ve güneybatı cephelerde düzgün kesme taş bulunurken diğer cephelerde moloz taş kullanımı görülür. Güneybatı ve güneyde birer giriş yer almaktadır. Güneybatıda bulunan kapı üçgen alınlığa sahiptir. Kapının iki yanında plastr şeklinde şamdan motifleri bulunur. Giriş açıklığının hemen üzerinde merkezinde madalyon bulunan kitabe yer alır. Madalyon kazınmıştır. Kitabe üzerinde ise merkezinde Abdülaziz’in tuğrasının yer aldığı ışınlı üçgen alınlık vardır. Bu kapıdan direkt olarak üst kattaki harime çıkılır.
Güneyde yer alan kapı da diğer kapıya benzer fakat kitabesizdir. Ayrıca bu kapıda üçgen alınlık bulunmayıp yuvarlak kemerli, demir şebekeli bir alınlığı bulunur. Bu yapının hemen batısında sakahane kapısı yer alır. Sakahane kapısı ve güneybatı kapısı arasında dükkanlar yer almaktadır. Güneyde ve güneybatıda ikişer dükkan yer alır. Tonoz örtülü olan bu dükkanların girişleri kemersiz olup tonozların kemer alınlıkları tuğla ile doldurulmuştur. Güneybatı kapının yanındaki dükkanda kare küçük bir pencere bulunurken diğerlerinde dairesel küçük pencereler yer alır. Daha büyük dairesel bir pencere de sakahane kapısı üzerindedir. Yukarıya doğru baktığımızda geniş bir silme ile birinci kata geçilmektedir. Bu katın taş rengi zemin kata göre koyudur. Lakin bu durum güney, güneydoğu ve güneybatı cepheler için geçerlidir. Harimin ilk sıra pencerelerine baktığımızda güneydoğuda 1, güneyde mihrabın iki yanına sıralanmış ikişerden 4, güneybatıda ise 3 pencere görülür. Lento ve söveli düzenlenmiş bu pencerelerde kaş kemerli alınlıklar bulunur. Bu pencerelerin hemen üzerlerinde ise birer tane aynı ebatlarda pencereler yer alır. Fakat bu pencerelerde kemer alınlık görülmez. Mihrabın üzerinde ise dairesel bir pencere görülür. Bu dairesel pencere de dahil içten yuvarlak kemerli pencerelerdir. Kuzeydoğuda yer alan harimin üst seviyesindeki iki pencere hem içten hem de dıştan dikdörtgen formdadır.
Kuzeybatıda mahfil arkasında görülen 3 dairesel pencere içten kare ve şevlidir. Saçak kısmında kademeli silmelerden oluşan bir korniş dolaşır. Kuzey batıda camiye bitişik olarak yer alan minare tuğla ve taş almaşıklığından oluşan yüksek bir kaideye oturur. Pabuç kısmına geçişte taşkın ve ince bir silme üç yönden minareyi kuşatır. Pabuç kısmı taştır. Gövde tuğladan inşa edilmiştir. Gövdenin başında ve sonunda birer bilezik yer alır. Üst kısımda bulunan bileziğin üzerinde turkuaz renkli çini kuşak gövdeyi sarmaktadır. Ardından 6 sıra tuğla kirpi kuşak ile şerefeye geçilir. Külahın hemen altında ise turkuaz renkli bir başka çini kuşak görülür.
Güney kapıdan yapıya girildiğinde çarşı mescidi olarak kullanılan mescit kısmına geçilir. Son cemaat bölümü olarak da kullanılan bu bölümde merdivenlerle önce sahanlık kısmına çıkılır. Bu kısımdan minareye geçiş ve harime ulaşan merdivenler bulunur. Merdivenleri takip edince harime ulaşılır. Bu merdivenlerin aksında devam eden merdivenler mahfile çıkar. Mahfil bir duvarla ikiye ayrılmıştır. Batıda başka merdivenlerle diğer kısmına çıkılabilir. Harim geniş ve ferah bir mekandır. Merkezdeki örtü bağdadi tavandır. Tonoza benzeyen bu tavanın ortasında kalemişi süslemeler bulunur. Harimin güneydoğu ve güneybatı köşeleri çapraz tonoz görünümünde kare bağdadi tavanlar bulunur. Mahfil ahşap ayaklarla taşınmaktadır. Bu ahşap ayaklar harimi doğudan batıya kuşatmaktadır. Ayaklar bursa kemerleri ile bağlanmış olup kemer köşeliklerinde beyaz zemin üzerine kalemişi süslemeler görülür. Bu süslemeler natüralist çiçekler ihtiva eder. Bu düzen harim katında da tekrarlanır. Ayrıca mahfilin altında yer alan kuzeydeki müezzin mahfili de bu türde ayaklarla sınırlandırılmıştır.
Kare formlu taş mihrabın nişi yuvarlak kemerlidir. Mihrap dışta plastr şeklinde servi ya da şamdan motifi ile sınırlanmıştır. Köşelerin üstünde volütlü başlıklar yer alır. Mihrapta kademeli kare bordürlerle nişe geçilir. Mihrap 1980’de düz olarak boyanmıştır. Yakın zamanlarda geçirdiği restorasyonlar sonucu bu boyalar temizlenmiştir. Mihrap nişinde bir perde motifi görülür. Perde motifinin üzerine ise 3 tane çiçekli vazo sıralanmıştır. Natüralist üslupta işlenen bu kalemişi süslemelerden ortadaki daha uzundur. Mihrap nişinin kemer köşeliklerinde de kalemişi çiçek öbekleri görülür. Mihrap nişinin ortasında 1317 (1899/900) tarihli çini kitabe bulunmaktadır.
Kitabede
“Cami Sadettin Ameli Mehmed Emin Bin Telamiz – İ Mehmed Hilmi Kütahya”
yazısı görülür .
Minber çakma kündekâri tekniğindedir. Plakalar üzerinde kalemişi çiçek demetleri görülür. Süpürgelik kısmı küçük ahşap çubuklarla düzenlenmiştir ve görünüm itibariyle merdiven korkuluğunu anımsatır. Dolap kısmı geçit şeklindedir. Korkuluklarda ajurlu soyut formlar görülür. Yuvarlak kemerli kapısının kemer alınlığı ise ışınlıdır. Vaaz kürsüsü bulunmamakla birlikte güneydoğudaki köşe ayrı bir bölüm olarak düzenlenmiş ve vaaz kürsüsü işlevinde kullanılmaktadır.
Kaynak: KÜTAHYA’DA TANZİMAT SONRASI OSMANLI MİMARİSİ