CİNCİN KÖYÜ CİHANOĞLU HACI ABDÜLAZİZ EFENDİ CAMİ – AYDIN
Görenleri hayran bırakan bu eserlerden birisi de yaklaşık 233 yıl önce inşa edilip ibadete açılan Koçarlı Cincin Mahallesi’nde bulunan cami. Dönemin zanaatkarları tarafından çeşitli tasvirlerle donatılan camide 233 yıldır ibadet yapılıyor.
Cincin Köyü’ne Cihanoğlu Ailesi tarafından Abdülaziz Efendi adına 1785 yılında yaptırılan cami, geleneksel Türk mimarisinde süsleme amacıyla kullanılan bitkisel motifler, geometrik dekor ve kompozisyonlar görenleri kendine hayran bırakıyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2009-2011 yılları arasında yapılan restorasyon çalışmalarında duvarlar kazınarak sıva altında kalan manzara resimleri ortaya çıkarılan cami yepyeni bir görünüm kazandı.
Koçarlı’nın güneydoğusunda, Sobıca Dağları’nın kuzey eteklerinde bulunan Cincin Köyünün, H. ll3’0/M. 1717 tarihinde yöreye yerleştirilen Fersah aşireti Yörükleri tarafından kurulduğu öne sürülmüş ise de, H. 991 tarihli Menteşe Livası Tapu Tahrir defterindeki bir kayıt kuruluş tarihini çok daha eskilere çıkartmaktadır. 16. yüzyılda Mazın yöresini yurt tutan bir Türkmen aşiretinden indikleri sanılan ve 18. yüzyılın ortalarından itibaren Aydın Güzelhisarı ile çevresinde nüfuz sahibi önemli bir aile olarak etkinlik gösteren Cihanoğulları’nın Menderes bölgesinin değişik yerleşme noktalarına dağıldıkların, bıraktıkları eserlerden ve vakfiyelerinden anlaşılmaktadır.
17. yüzyılın sonlarından 19. yüzyılın ortalarına kadar Aydın ve çevresini yönetimi altında bulunduran Cihanoğulları’ndan Hacı Abdülaziz Efendi; Aydın Koçarlı ilçesi Cincin köyünde kalenin yanına 1785 yılında bir cami yaptırmıştır. Kare planlı, kagir malzeme ile yapılan caminin kuzey ve batı kanadı son cemaat yeri, doğu kanadı ise son cemaat yerinin uzantısı konumunda bir revakla çevrilmiştir. Cihanoğlu Camii’nin üzerinin orijinalinde zengin Barok karakterli süslemelerle dekore edilmiş bağdadi tarzda bir çatı ile örtüldüğü sanılmaktadır. Cami daha sonraki dönemlerde gördüğü yoğun onarımlardan dolayı, zengin Barok bezemeli bağdadi üst örtü değiştirilerek düz, ahşap tavanlı, basit bir kasaba camisine dönüştürülmüştür.
Cincin Köyü Cihanoğlu Hacı Abdülaziz Efendi Camii’nin önemli özelliklerinden birisi de son cemaat yeri ve cami içerisindeki zengin boyalı nakışların oluşturduğu süsleme grubudur. Camiyi kuzey ve batı yönden çevreleyen son cemaat yerinin duvar yüzeyleri iki katlı mihrap nişi görünümlü, kesintisiz devam eden sivri kemerli panolar ile dekore edilerek hareketlendirilmiştir. Panoların içleri; birbirlerine dik açılı paralel, ince bordür çizgileriyle doldurulmuş, panoların birbirlerine birleştiği bölümler ise üç boyutlu resmedilmiş sütuncelerle vurgulanmıştır.
Cihanoğlu Abdülaziz Efendi Camii’nin süslemelerinin en yoğun olduğu mihrabı, çevre ile birlikte boyalı nakışları ile öne çıkmaktadır. Mihrap nişini çevreleyen üç sıralı kavsaranın ayakları, üç katlı yüksek konsol formunda, köşeli ayaklar üzerine bindirilmiştir. Konsollar üzerine yükselen ikisi burma sütun, diğeri düz dikdörtgen silme, mavi, yeşil, siyah, pembe, kırmızı gibi renk tonlarıyla boyanmışlardır. Kavsaranın dış düz silmesinin içerisi, iç içe geçirilmiş karelerden oluşan baklava dilimli motiflerle doldurulmuş, mihraba farklı bir görünüm kazandırılmıştır. Pembe ve yeşilin renk tonları ile boyanan iki burma sütunun arasında kalan düz yüzeyin içerisi; mavi renkli “C” ve “S” kıvrımlarından oluşan iri akantüs yapraklı zencirek motifi ile doldurularak kompozisyon tamamlanmaktadır.
Hazire’de bulunan öteki kitabeli mezar taşları şu tarihleri vermektedir: H. 1188/1774-1775 Hacı İsmail kızı Fatima Kadın; 1196/1782 Cihanzade Abdullah Ağa; H. 1284/1867-68 Hacı Mehmed kızı Emetullah. Bu mezarların ilk ikisi gene çocuk mezarlarıdır. Hazire’de bunlardan başka tarihli mezar bulunmaması ve tek belgemiz olan 21 Ramazan 1293 (1876) tarihli vakfiyenin Cihanoğulları ailesiyle sadece akrabalık bağları olan Paşacızade ailesinden Hacı Salih oğlu Mustafa Ağa’ya ait bir onarım belgesi olması bu tarihte Cihanoğulları’nın Cincin’deki mal varlıklarının verese yoluyla el değiştirmiş olabileceğini düşündürüyor. Nitekim, ailenin bölgede kalan kolunun Koçarlı’da ikamet etmesi, bu ilçenin tam kestiremediğimiz ama yol üstünde bulunan ve bölgesel ölçekte önemli bir pazar yeri olan bir yerleşmenin yeğ tutulmuş olması gibi nedenlerle açıklanabilir.