30 Aralık 2024
Bedestenlar

ARUBANİ BEDESTENİ VE SAVAT İŞÇİLİĞİ – VAN

BEDESTEN

Osmanlıda, kumaş, mücevher ve çeşitli kıymetli eşyaların alım satımının yapıldığı, eşit büyüklükte kubbelerle örtülü, bir çeşit kapalı çarşı olup bu yapıların ilk örneklerine 13. yüzyıl başlarında Anadolu’da rastlanmıştır

Van Gölü ve çevresi merkez olmak üzere geniş bir coğrafyaya yayılan ilk çağ medeniyetlerinden Urartular, takıya olan hayranlıkları ile biliniyor. Bölgede yapılan arkeoloji çalışmalarında ortaya çıkan eserlerde, uygarlığın takı yapımında kullandığı teknik ve süslemeler de bir hayli ilgi çekiyor. Sahip oldukları zengin maden yatakları sayesinde kuyumculukta son derece ilerleyen Urartularda 7’den 70’e herkesin ilgi duyduğu takı kullanımı ayrı bir derinlik taşıyor. Baş, boyun ve göğüs, el-kol ve ayak, bel ve giysi takıları şeklinde kendi içerisinde ayrılan takıların, beğenme ve beğenilme, ihtişam, zenginlik gibi anlamlarının yanında, şans, bereket, uğur ve şifa getirdiğine inanılıyor. Urartu takıları

Bürokratlar içinse güç ve iktidar nişanesi olarak taşınmaktadır.

SAVAT SANATI NEDİR?

Savat siyah renklidir. Savat çamuru; kurşun, gümüş, bakır, kükürt karışımından oluşur.Arapça “kara” anlamına gelen “esvad” sözcüğünden gelen savat, gümüş üzerine sürülen siyah renkli savat çamuru ile yapılan bir el sanatı dalıdır. Savat yapılmadan önce bu işin uygulanacağı gümüş tokaların, gümüş kemerlerin, gümüş hançer kabzalarının, tütün tabakalarının, gümüş sigara ağızlıklarının, muskaların ve dua taslarının yüzeylerine savat ustası kalemkârlar tarafından çeşitli şekillerin işlenmesi gerekir. Bundan sonra savat ustaları belirli oranlarda gümüş, bakır, kurşun ve kükürt karışımından elde ettikleri bir alaşımı dövüp tülbentten geçirerek ince siyah bir toz hazırlarlar. Bunu gümüş eşyaların yüzeylerinde yaptıkları desen,motif, yazı ve resimle kuru olarak sıvayarak “ekme savat”,toza boraksla karıştırıp macun haline getirdikten sonra sürmek suretiyle de “sürme savat” yaparlar.

20.Yüzyılın başlarında Van’da 120 dükkânda 400 dolayında savat ustası ve kalfası vardı. Ayrıca Sivas, Erzincan, Trabzon ve Samsunda da bu zanaat çok gelişmişti.Öyle ki savatlı Türk tabakaları tüm Avrupa’da özellikle de Paris kuyumcularında kendine yer edinmişti. Anayurdu Kafkasya bölgesi, Dağıstan olan savatçılık, Osmanlı’da 150 yıl kadar altın devrini yaşadı. Şimdilerde Eskişehir”in Alpu İlçesinde yaşatılmaya çalışılıyor.

SAVAT TEKNİĞİ

Bir kalemkarlık çeşididir. Gümüş üzerinde çelik kalemlerle açılan kanalların içine bir kapta hazırlanmış adına savat denilen karışım ekme ya da sürme biçiminde yerleştirilir, daha sonra da ocak ateşine tutularak eriyen savat boşlukları doldurunca soğumaya bırakılır. Soğuyan savat birkaç tesviye aşamasından sonra gümüş cilalanır ve eser tamamlanmış olur.

“Hazar yöresindeki Türklerle Anadolu’ya gelen bu sanat, Van başta olmak üzere, bir çok ilimizde yapılmıştır.”

SAVAT TEKNİĞİNDE KULLANILAN HAMMADDELER

Savat yapımında kullanılan hammaddeler; 500 gr bakır, 500 gr kurşun, 125 gr gümüş, 1 kg kükürttür. Bir başka deyimle; dört ölçü bakır, dört ölçü kurşun, bir ölçü gümüş ve yeterince kükürttür. Bu konuda ulaşılabilen kaynaklarda savat hazırlamada kullanılan ölçüler bu şekilde ifade edilmektedir.

SAVAT NASIL YAPILIR?

Savat çamuru kurşun, gümüş, bakır, kükürt karışımından oluşur. Öncelikle ölçülere uygun olarak gümüş ve bakır bir pota içerisinde ocakta eritilir. Bu eriyiğin içerisine önce kurşun sonra kükürt ilave edilerek iyice karıştırılır. Bu işleme kükürt yedirme denir. İyice karışıp siyah bir renk alan bu karışım bir madeni kaba boşaltılarak soğumaya terk edilir. İyice soğuyan karışım bulunduğu kaptan kırılarak çıkarılır. Parçalar bir havanda toz haline gelene kadar dövülür, elekten geçirilerek un haline getirilir. Savat yapılacağı zaman un haline getirilen toza tinkal (boraks) karıştırılarak çamur elde edilir. Bu çamur savat yapılacak yere sürülür, buna “sürme savat” denir. Oyuk yerlere toz haline getirilen savat maddesi ekilir ise buna “ekme savat” denir. Ekme veya sürme savat doldurulmuş gümüş ateşe tutulur, savat çamuru oyuğa iyice yayılır ve bütün oyuklar savat ile kaplanır. Ateşten indirilip soğumaya bırakılır ve eğe ile tesviyelenip cilalanarak hazır hale getirilir.

Kaynak: Van Belediyesi