KAVALALI MEHMED ALİ PAŞA ve HEYKELİ – KAVALA / YUNANİSTAN
Şehrin yukarı kesiminde büyük medrese/imaret yapılarının yanında Mehmed Ali Paşa’nın doğduğu ev günümüzde müze olarak varlığını sürdürmekte, bahçesinde 1210’da (1795-96) vefat etmiş olan annesi Zübeyde Hanım’ın mezar taşı ile konağın önündeki köşede Mehmed Ali Paşa’nın Mısır hükümetinin teşvikiyle yaptırılan atlı bir heykeli yer almaktadır.
Oksitlenmiş, yazıları neredeyse silinmek üzere olan Mehmet Ali Paşa’nın bronz heykeli 1934 yılında Yunanlı heykeltraş Dimitriadis tarafından yapılmış.
Mehmet Ali Paşa, Osmanlı’ya hem yardım eden hem de karşı gelen paşaymış. Doğum yeri Kavala (1769) olsa da Kavala’dan daha çok Mısır’da yaşamış. Vali olarak Mısır’ı elli yıla yakın bir zaman idare etmiş.
Kavalalı Mehmed Ali Paşa, (4 Mart 1769 – 2 Ağustos 1849), Mısır valisi, Kavalalılar Hanedanı’nın kurucusu, Mısır’ın ilk Hidivi. Osmanlı Devleti’ne karşı başarıyla sonuçlanan bir isyan çıkarmıştır.
YAŞAMI
Mısır Valisi olmadan önce
Kavalalı Mehmed Ali Paşa bugünkü Yunanistan’ın Kavala şehrinde Müslüman bir Osmanlı ailesinin ferdi olarak dünyaya geldi. Etnik kökeni tam olarak bilinmemekle beraber Türk, Kürt veya Arnavut kökenli olduğu ileri sürülmektedir. Ataları toprak probleminden dolayı Konya’dan veya Erzincan’dan Kavala’ya göç etmiştir. Mehmet Ali, babası İbrahim Ağa’nın 17 çocuğundan hayatta kalan tek çocuğuydu. Babası ile birlikte tütün ticareti yapıyordu. Babasının genç yaşta ölümünden sonra amcası Tosun Paşa’nın himayesinde tütün ticaretine devam etti. Amcası Tosun Paşa’nın Osmanlı devleti tarafından idamından sonra tamamen kimsesiz ve hamisiz kaldı. Leon isimli Fransız bir tüccarla tanıştı ve işine devam etti.
Napolyon’un 1798’de Mısır seferi sırasında Fransızlar’ı Mısır’dan çıkarmakla yükümlü kaptan-ı derya Küçük Hüseyin Paşa, Kavala Çorbacısı Hüseyin Ağa’dan bir miktar kuvvet istemiş, Hüseyin Ağa da içlerinde yeğeni Mehmet Ali Ağa da bulunan 200 güzide askerini göndermiştir. Mısır’ın geri alınmasından sonra Mehmet Ali Ağa tahsili olmamasına rağmen Mısır’da kalarak kısa zamanda tüm başıbozuk askerlerin serçeşmeliğini elde etti. Mısır Valisi Hüsrev Paşa’nın başıbozuk askerleri Mısır’dan tahliyeye teşebbüsü üzerine; askerin maaşlarını alamamalarını bahane ederek başıbozuk askerleri isyan ettirdi ve Hüsrev Paşa’yı firara mecbur bıraktı. Mısır valiliğini elde etme hayali kuran Mehmet Ali Paşa Mısır’a vali olarak gönderilen Hurşid Paşa’yı da bir bahane ile atlatarak 1804 senesinde vezirlikle istediği makama erişmiştir.
Mısır Valisi olduktan sonra
Vali olur olmaz ciddi ve radikal işlere teşebbüs eden Mehmet Ali Paşa, Mısır’da nüfuz sahibi Memlûkleri ortadan kaldırdı. Avrupa’dan getirttiği hocalarla kendine güçlü bir ordu kurdu. 1811 yılında yönetimde hâlen etkili durumda bulunan Memlük Beylerine karşı harekete geçerek Mısır’daki Memlük egemenliğine kesin olarak son verdi. Daha sonra 1811-1818 yılları arasında orduları Osmanlı Sultanı adına Arabistan Yarımadası’nda Vahhabilere karşı savaştı. Mekke ve Medine’yi Vahhabiler’in elinden alarak şöhretini her tarafa yaydı. 1815 yılında Kahire’de bulunan Arnavut askerleri kısa süreli bir ayaklanma çıkardılar. Kavalalı, başını ağrıtabileceğini düşündüğü 25.000 Arnavut askerini, Sudan’ın fethi için 1821’de Sudan’a Func Devleti’nin üzerine gönderdi. Böylelikle Sudan, Mısır’ın kontrolü altına girdi. Mora’da patlak veren uzun süredir Osmanlı Devleti’nin bastırmakta güçlük çektiği Mora İsyanı’nı seçkin askerleri ile bastırdı. Mehmed Ali Paşa, 1827 yılının sonunda Mora İsyanını bastırmasına karşılık Suriye’nin kendisine verilmesini II. Mahmud’dan talep ettiyse de olumlu bir cevap alamadı. Yayılmacı politikasının ancak güçlü bir merkezî idare ve bunları destekleyen askerî güç ve insan kaynaklarıyla mümkün olabileceğini gören Mehmed Ali, ihtiyacı olan bütün kaynakları barındıran Suriye’yi ele geçirmek için Akkâ Valisi Abdullah Paşa ile arasındaki bir ihtilâfı bahane ederek İbrâhim Paşa kumandasındaki bir orduyu Suriye’ye gönderdi.
Mehmet Ali Paşa’yı yola getirmek kolay iş değildi. Zira emri altında 20-30 bin kabiliyetli asker ve 15-20 gemilik donanma bulunuyordu ve amacı Suriye’yi Mısır’a bağlamaktı. İşte bu sıralarda Mehmet Ali Paşa’nın Osmanlı Devleti’yle çarpışmasına vesile olacak bir fırsat meydana geldi. Suriye hakkındaki maksadını belirterek oğlu İbrahim Paşa komutasında Akka’ya asker sevketti ve sahillere de donanma gönderdi. Edirne Valisi Ağa Hüseyin Paşa, Mehmet Ali Paşa üzerine gönderildi. Ağa Hüseyin Paşa, Halep ile Humus arasında Mısır ordusuna mağlup olduğundan; Arnavutluk’taki meselelerle meşgul olan Sadrazam Reşid Mehmed Paşa kumandan tayin edildi. Ağa Hüseyin Paşa’yı mağlup eden Mısır ordusu komutanı Kavalalı İbrahim Paşa, Toros Dağları’nı aşarak Konya’ya girdi ve Konya Ovası’nı ordugâh belirledi.
HİDİVLİĞİ KURUŞU
İbrahim Paşa, gittiği yerlerde halkı Mısır’a ısındırmak için halkın hoşuna gidecek şekilde hareket ediyor ve İstanbul Hükûmeti’nin Anadolu halkı üzerinde yaptığı baskının tam tersini yapıyordu. Bu durumun farkında olan Sultan II. Mahmud, halkın bu sahte vaziyetlere aldanmaması için her tarafa fermanlar gönderiyordu.
Alelacele Konya’ya gelen Reşid Mehmed Paşa, Mısır Ordusu ile şiddetli bir savaşa girerek Mısır Ordusu’nu bozmuş ise de hava karlı ve dumanlı olduğundan kendi askerleri zannıyla Mısır Ordusu arasına girerek esir olmuştur. Osmanlı Ordusu dağılmış ve hiçbir direnişle karşılaşmayan Mısır Ordusu Kütahya’ya kadar gelmiştir. Reşid Mehmed Paşa’nın esir olmasından dolayı Anadolu Valisi ve Karahisar-Menteşe Sancakları mutasarrıfı Mehmed Emin Rauf Paşa ikinci defa sadrazamlığa davet edilmiştir. Rauf Paşa, Kütahya’dan hareket ederken hükûmet işlerini devretmek üzere halkın itimat ettiği, şehrin ileri gelenlerinden olan Dürrîzade Hacı Reşid Ağa’yı mütesellim tayin ederek alelacele Mısır Ordusu gelmeden 1833’te Mart ayında İstanbul’a hareket etmiştir.
İbrahim Paşa Kütahya’ya gelir gelmez Kütahya’nın da diğer işgal olunan memleketler gibi Mısır’a ilhak edildiğini ve mütesellim Reşid Ağa’nın halkın güvendiği bir isim olmasından dolayı mütesellimlikte devam edeceğini ilan eden bir ilan ile Mısır ordusu karargâhından bir emirname gönderildi (Mart 1832).
II. Mahmud, Büyük Britanya ve Fransa’dan yardım istedi. Ne var ki Fransa’nın Mehmet Ali Paşa’yı desteklemesi, İngiltere’nin de Osmanlı’nın iç işlerine karışmak istememesi üzerine beklediği yardımı alamadı ve Rusya’dan yardım istemek zorunda kaldı. Rusya ile Hünkâr İskelesi Antlaşması-8 Temmuz 1833 yapıldı ve Rus donanması İstanbul’a demirledi.
Boğazların Rusya’nın eline geçmesinden endişe eden İngiltere ve Fransa’nın araya girmesiyle Kütahya Antlaşması (14 Mayıs 1833) imzalandı. Antlaşmaya göre Mısır, Suriye ve Girit valilikleri Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya, Cidde ve Adana valilikleri de oğlu İbrahim Paşa’ya verildi.
Antlaşmadan her iki taraf da hoşnut olmadı. II. Mahmut Mısır valisini ortadan kaldırmak ve kaybettiği toprakları geri almak istiyordu. Osmanlı ordusu ile Mısır ordusu Nizip’te karşılaştı. Osmanlı ordusu tekrar bozguna uğrayınca Rusya’nın soruna el atmasından ve Mehmet Ali Paşa’nın güçlenmesinden çekinen Avrupa Devletleri konuyu görüşmek için Londra’da konferans düzenledi.
Londra’da imzalanan antlaşmaya göre Suriye, Girit ve Adana Osmanlı Devleti’ne geri verildi, Mısır ise Kavalalı Mehmet Ali Paşa ve soyundan gelenlere bırakıldı. Kavalalı Mehmet Ali Paşa başta antlaşmayı kabul etmese de İngiltere ve Avusturya’nın Beyrut’a asker çıkarması ve İngiliz Donanması’nın Lübnan kıyılarını topa tutması üzerine antlaşmayı kabul etmek zorunda kaldı. 1845’te İstanbul’a gelip padişaha bağlılığını bildirdi. 1849’da Kahire’de öldü.
Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi