EKREM AKURGAL SERAMİK ESERLERİ MÜZESİ – KONAK / İZMİR
İzmir Arkeoloji Müzesi’nde kronolojik bir sıra ile düzenlenmiş olan ve Türkiye’nin en ünlü Arkeologlarından olan Ord. Prof.Dr. Ekrem Akurgal’a (1911-2002) ithaf edilmiş seramik eserler salonunda çeşitli kazılardan elde edilmiş olan Prehistorik çağlardan Bizans dönemine kadar birçok sayıda eser, ziyaretçileri tarihte kısa ancak çekici bir yolculuğa götürür. Her dönemin sanatı ve gelenekleri hakkında bilgiler, fotoğraflı panolarla anlaşılabilir bir düzende sunulmaktadır.
Seramik eserler bazen günlük kullanım eşyası bazen de bir sanat eseri olarak üretilmiştir. Özellikle M. Ö. 7., 6., ve 5. yüzyıllarda üretilen ve üzerlerinde çeşitli figür anlatımlarının bulunduğu seramikler toplumlarının sosyal yaşamları, dinleri, gelenekleri, mutfak kültürleri ve sanatları hakkında bilgi veren kaynak olma özelliğini gösterir.
Ekrem Akurgal Seramik Salonu’nda çeşitli kazılardan ele geçmiş olan, Prehistorik Çağlar’dan (Neolitik, Kalkolitik ve Tunç Çağları) Bizans Dönemi’ne kadar çok sayıda eser sergilenmektedir. Prehistorik Dönem Seramiği, Orientalizan Seramik, Attika Seramiği, Helenistik Seramik, Roma ve Bizans seramikleri sergilenen eserler arasındadır.
Prehistorik dönem eserleri, Baklatepe, Kocabaştepe (Tahtalı Barajı kurtarma kazısı), Panaztepe (Menemen), Ulucahöyük (Kemalpaşa) ve Limantepe (Urla) gibi höyüklerden; diğer dönemlere ait eserler ise Klazomenai (Urla) Klaros (Ahmetbeyli), Erythrai (Ildırı), Teos (Sığacık), İasos (Kıyıkışlacık – Milas) vb. yerleşim yerlerinden gelmektedir.
Protogeometrik, Geometrik dönem Batı Anadolu Seramikleri, Arkaik Dönem kırmızı ve siyah Batı Anadolu vazoları, Miken seramikleri, Helenistik Dönem hydriaları, çeşitli kaplar, cam vazolar, şişeler, masklar, figürinler İzmir Arkeoloji Müzesi’nin zengin eser koleksiyonunu oluşturmaktadır.
Eski İzmir-Smyrna/Tepekule Höyüğü kazılarında ele geçen ve Athena Tapınağına ait zengin buluntuları da içeren birçok önemli arkeolojik eser bu salonda görülebilir.
Eserlerini gerçek adıyla imzalayan ilk siyah figür ressamı olarak bilinen Sophilos’un çalışması olduğu düşünülen ve üzerinde Kral Menelaos ile Truvalı Güzel Helen’in düğün töreninin betimlendiği Lebes Gamikos (Evlilik Kabı) Bayraklı’da bulunan müzede sergilenen göz alıcı eserlerden biridir.
Antik kaynaklarda belirtilen kehanet merkezlerinden biri olan Gryneion (Hacıömerli) Nekropolü’nde (mezarlık) son yıllarda İzmir Arkeoloji Müzesi tarafından yapılan kazılarda açığa çıkarılan buluntular ve hemen yakınındaki Pitane (Çandarlı) antik kentinde Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal tarafından gerçekleştirilen kazılarda ele geçen doğu etkisinde aslan, sfenks gibi hayvanlarla, palmet, lotus gibi bitki motiflerinin kullanıldığı vazolar ve mezar armağanları ölü gömme gelenekleri hakkında bizleri aydınlatan önemli örneklerdir.
İzmir Arkeoloji Müzesi’nin diğer bir sergi içeriğini Klazomenai Lahitleri oluşturmaktadır. Klazomenai (bu günkü Urla-İskele civarı) de üretilmiş olan terra-cotta (pişmiş toprak) lahitleri renkli ve zengin bezemeleriyle dikkat çekmektedir.
Müze koleksiyonu içinde Bronz Eserler önemli bir yer tutmaktadır. Eritilip tekrar tekrar kullanılabilen bir malzeme olmasından dolayı az sayıda bronz eser günümüze ulaşabilmiştir. Aliağa yakınlarındaki Kyme Antik Kenti açıklarında bulunan, Genç Helenistik döneme tarihlenen Bronz Atlet Heykeli ile Bodrum (Halikarnasos) açıklarında denizin 75 metre derinliğinde sünger avcıları tarafından bulunan Demeter büstü müzenin nadide eserleri arasındadır.
Antik dönem Yunanistan ve Ege dünyasında düzenlenen olimpiyat oyunlarında, birinci gelen sporcuların heykellerinin yapıldığı bilinmektedir. Bu müzede sergilenen bu heykel de olimpiyat oyunlarında birinci gelen bir atlete ait olmalıdır.