KUŞADASI HÜKÜMET KONAĞI – AYDIN
Cami kebir mahallesi, Atatürk Bulvarı ile Cephane Sokağın birleştiği köşede, Mahmut Esat Bozkurt İlkokulunun yanında bulunan Hükümet Konağı tescilli tarihi yapılarımızdan biridir. Hükümet konağı Cumhuriyet döneminde betonarme yapı tekniği ile inşa edilmiştir ve bu yüzden iyi korunarak günümüze ulaşan eserlerden birisidir. Kuşadası Hükümet Konağı kentte ilk inşa edilen cumhuriyet yapılarının ilkidir. Bodrumlu ve iki katlı binanın giriş bölümüne mermer bir merdivenle ulaşılır. İki tarafında mermer sütunlar bulunan girişin tam karşısında üst kata ulaşımı sağlayan iki kollu bir merdiven vardır. Bina çevresinde üstlerini çevreleyen silmeler ile iki kat arasındaki ara silmesi mimarisinin dışa yansıyan hoş çizgileridir. Bahçe duvarlarının büyük bölümü ilk yapıldığı şekliyle korunmuş olsa da bahçe giriş kapısının üst kemerinde ve yan sokağa bakan bahçe duvarlarında değişiklikler göze çarpmaktadır bu da binanın çeşitli tarihlerde onarımlar gördüğünün kanıtıdır. Bina, Adliye sarayının yapılmasından sonra tamamen kaymakamlığa tahsis edilmiş ve bugün Kuşadası Hükümet Konağı olarak kullanılmaktadır.
KUŞADASI HÜKÜMET KONAĞININ TARİHÇESİ ( Erhan Yılmaz-Mahmut Ökçesiz )
Kuşadası’nın Osmanlı’dan günümüze ulaşan tarihi binalarından biri de bugün kaymakamlık binası olarak kullanılan “ Hükümet Konağı” dır. Bugüne kadar tarihi hakkında araştırılma yapılmayan ve cumhuriyetin ilk yıllarında inşa edildiği konusunda fikir yürütülen bu bina dış görünümü ile Osmanlı dönemini hatırlatmasına rağmen değişik zamanlarda yapılan onarımlar sayesinde bir kısım özelliklerini kaybetmiş ve ilave yapılar eklenmiştir. Yaptığımız araştırmalar sonucunda Osmanlı devlet arşivlerinde binanın 1891 yılında tüm müştemilatı ile birlikte tamamlandığı ve açılışının yapılmasının uygun olduğuna dair sadrazamlık makamının onayını içeren Osmanlıca bir belgeye ulaştık. Bu belgeyi Osmanlıca aslı ve günümüz Türkçesi ile birazdan okuyacaksınız. Bu belgeye ilaveten 19. yy Avrupalı gezginlerinden ve duyun-u umumiye görevlilerinden Fransız Vital Cuinet’in Türkiye seyahat notlarında da Kuşadası hükümet konağı hakkında bilgi mevcuttur.
Osmanlı devletinde sadrazam, vezir, şeyhülislâm ve kazasker gibi yüksek rütbeli devlet adamlarının ikametgâhı olan konaklar. Osmanlı devri Türk toplum hayatında önemli bir yere sahiptir. Konaklar gerek hacim, gerek teşkilat bakımından adeta birer küçük saray idiler. Öyle ki devletin güçlü olduğu dönemlerde vezir konaklarında hizmet görenlerin (kapı halkı) sayısı iki-üç bine kadar ulaşmaktadır. Bu konaklar ayni zamanda dönemlerinin birer kültür ve sanat akademileridir. Ünlü şairlerin, hattatların, musikişinasların, yazarların ve vb. edebi ve sanat çevrelerinin eserlerini meşk ve icra ettikleri yerlerdir.
19.yy gelinceye kadar yönetim işleri için inşa edilmiş veya bu amaçla tahsis edilmiş ayrı kamu binalarının olmadığı bilinmektedir. Bu döneme kadar, atanan valiler, eyalet merkezinde kendilerine ayrılan veya kendileri için kiralanan konakta oturmuşlardır. Küçük yerleşim yerlerindeki birçok kamu binası hakkında, arşiv kayıtlarında “bedel-i icâr (kira bedeli)”a dair yapılan yazışmalar, Osmanlı’nın son döneminden Erken Cumhuriyet Dönemi’ne kadar uzanan bir süreci kapsamaktadır. Valilerin ailesiyle yaşadığı, kapı halkının bir kısmını barındırdıkları bu konaklar, aynı zamanda devlet işlerini yürüttükleri yerlerdir.
19. yy başları Osmanlı devletinin idari, kültürel ve sosyal yapısının tamamen değiştiği, II. Mahmut tarafından başlatılan köklü reformların yapıldığı bir dönemdir. Bu dönemde önce Yeniçeri ocağı kaldırılmış, Bektaşilik yasaklanmış, tarikatlar bir disiplin altına alınmış ve büyük toplumsal dönüşümler yaşanmıştır. II. Mahmut ile başlayan reform ve Batılaşma dönemi ondan sonra gelen padişahlar tarafından da devam ettirilmiştir. 3 Kasım 1839’da Topkapı Sarayı Gülhane Meydanı’nda dönemin aydınlarından Mustafa Reşid Paşa tarafından okunan Tanzimat Fermanı (Gülhâne Hatt-ı Hümâyunu) nda, 150 senedir bozulmuş olan devlet kurumlarından söz eden bir özeleştiri ile birlikte, Osmanlı uyruğunda olan herkesin can, mal ve ırz güvenliğinin, vergi adaletinin sağlanacağı, mülkiyet hakkının korunacağı, askerlik yükümlülüğünün bir süreye bağlanacağı, yargısız infaz yapılmayacağı, rüşvetin önleneceği, memleketin ve ahalinin kalkınması için her türlü önlemin alınacağı ve bu kararlara bütün yetkililerin yemin ederek uyacakları vurgulanmıştır..
Bu reformlara bağlı olarak, 19.yy ikinci yarısında merkez ve taşra yönetiminde rol alacak bürokratların görevlerini yaparken kullanacağı binalar inşa ettirilir. Doğal olarak bu yapılanmanın öncelikli odak noktası hükümet konağıdır ve sırasıyla konağa, adliye, telgrafhane, karakol, hapishane, zaptiye koğuşu gibi binalar da eklenmiştir. Tanzimat sonrası 1864 yılında ilk defa Vilâyet Nizamnamesi yayımlanmış ve idarî değişikliklere gidilmiştir. Osmanlı’nın ideolojik yapılanmasının yeni temsil mekânları Hükümet Konaklarıdır..
1864 yılında ortaya çıkan bu değişimle birlikte, kentlerin mekânsal biçimlenmesinde hükümet konakları yeni kentsel öge olarak ortaya çıkmıştır. Sultan II. Mahmud döneminde merkeziyetçi örgütlenme girişimleriyle başlayan, Tanzimat’la hızlanan yeni yönetim organlarının kuruluşu, “devlet dairesi” olarak adlandırılan tüm bu yapıların inşa edilmesi sonucunu doğurmuştur. Böylece Osmanlı’da Tanzimat sonrasında egemen olan ideolojik yönelimlerle şekillenen erkin mekânları yeni işlevlerle yeniden biçimlendirilmiştir. Osmanlı Devleti’nin uzun süreli son dönemi olan 19.yy da Sultan II. Abdülhamid’in saltanatı boyunca (1876–1909) imparatorluk genelinde özellikle şehirlerde sosyal ve ekonomik alanda büyük değişimler yaşanır. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun genelinde büyük çaplı imar faaliyetleri ile Osmanlı kentlerinde çağdaş kent düzenlemeleri, devlet kurumlarının ihtiyaç duyduğu kamu yapıları ve kamusal anıtlar inşa edilir. Bu binaların büyük bir bölümü, günümüzde hâlâ kullanılmaktadır.[5] Hükümet konağı binaları, erkin sembolü olarak Osmanlı coğrafyasının en ücra köşesine kadar eyalet, sancak ve kaza merkezlerinde inşa edildiler. Temsil edilen idari birime bağlı olarak, eyalet ya da sancak merkezlerindeki binaların mevcut yerel doku içinde büyük boyutlu, anıtsal ve gösterişli oldukları görülmektedir. Bu yapılar Osmanlı merkezi yönetiminin Tanzimat düşüncesiyle değişen yönetim anlayışının, devletin imparatorluğun her köşesine ulaştığını göstermek amacıyla inşa edilmiştir. Osmanlı’da Tanzimat’ın ilânıyla başlayan batılılaşma yönelimi, ideoloji olarak şehirlerde yapısal ve mekânsal değişikliklerle sonuçlanmıştır.
Kuşadası, 1864 Vilayet Nizamnamesi ile Aydın Vilayetine bağlanmıştır. Tanzimat sonrası II. Abdülhamit binalarından biri olan Kuşadası Hükümet Konağının yapım tarihi elimizdeki Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Devlet arşivlerinden elde ettiğimiz Osmanlıca[6] belgeye göre Kuşadası Hükümet Konağının yapımına 1889 yılında başlandığı ve binanın yapımının iki yıl sürdüğü ve 20 Şubat 1306 Hicri ve 4 Mart 1891 Miladi olarak hizmete açıldığı belirtilmektedir. Bu belge Kuşadası Hükümet Konağının bugünkü durumu ile Kuşadası Kaymakamlık binasının tarihi hakkında ulaştığımız ilk arşiv belgesidir.
KAYNAK: KUŞADASI KÜLTÜREL MİRASI