TABDUK ve YUNUS EMRE TÜRBESİ – EMREKÖY / KULA – MANİSA
Bu türbe Kula’nın Emre Köyündedir. Bu türbe içinde Tabduk Emre, Fatma Sultan, kızları Hülya ve yakın akrabalarının; türbenin eşiğinde Yunus Emre, batı tarafında Mağripli Ahmed – Behlül, avlu ortasında ise Emre Köy Tekkeşinler ailesinden türbe hizmetkârı Hatice Nine’nin kabirleri bulunmaktadır.
Tabduk Emre, şiddetli Moğol baskınları sonunda Horasan’dan Anadolu’ya göç etmek zorunda kalan Türkmen’lerdendir. Yunus Emre’nin Divan’ında “Yüz bin olur Belh şehrinin viranesi” derken Belh şehrinden söz etmesi Tabduk’un Horasan’dan geldiği doğrulanmaktadır. Zaten o tarihlerde Anadolu, Horasan’dan gelen göçmenlerle doludur.
Yunus Emre’nin hocası Tabduk, resmi kayıtlarda Emre Sultan olarak geçmektedir. O’na Tabduk adını Hacı Bektaş-ı Vali’nin verdiği rivayet edilir. Yunus Emre’nin yaşadığı yerde bir zamanlar havaların kurak gitmesi sonucu büyük bir kıtlık olur. Ailesi kalabalık olan Yunus Emre, ailesini geçindirecek buğdayı bulmak üzere Hacı Bektaş-ı Veli’ye gitmeye karar verir. Yolda giderken, yabani ahlât toplayarak bunları Hacı Bektaş-ı Veli dergahına götürür. Hacı Bektaş-ı Veli’den yabani ahlât karşılığında buğday ister. Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre’ye “Buğday mı istersin, himmet mi?” diye sorar. Yunus Emre buğday ister. Hacı Bektaş-ı Veli’nin aynı soruyu üç kere tekrar etmesine rağmen Yunus Emre “bana Buğday gerek, himmeti neyleyim” diyerek buğday istemekten vaz geçmez. Hacı Bektaş-ı Veli’den aldığı buğdaylarla evine geri döner.
Yunus Emre, evine geldiğinde karısına durumu anlatır. Karısı Yunus’a “Buğday tükenir himmet tükenmez. Niçin himmet almadın, git al” der. Bunun üzerine Yunus Emre tekrar Hacı Bektaş-ı Veli’ye giderek kendisine himmet etmesini rica eder. Hacı Bektaş-ı Veli “Bizden geçti, Emrem diyarına gideceksin, Tabduk Emre’yi bulacaksın, o sana himmet edecek.” Der. Bunun üzerine Yunus Emre Hacı Bektaş-ı Veli’nin yanından ayrılarak bugün Kula’nın Emre Köyü’nde bulunan Tabduk Emre’nin dergâhına gider. Yunus Emre durumu Tabduk Emre’ye anlatır. Tabduk da Yunus’a dergâhta odunculuk görevi verir. Yunus Emre kırk yedi yıl Tabduk Emre’ye hizmet eder ve hiçbir zaman dergâha eğri odun getirmez. Bunun nedenini soran Hocasına “Sizin kapınıza eğri odun yakışmaz” cevabını verir. İrşada ulaştığından habersiz olan Yunus Emre; Anadolu’daki karışık ortamın sona ermesi için Tabduk dergâhından ayrılıp Anadolu’da birlik ve beraberliği sağlamak için yedi yı l çalıştıktan sonra tekrar Şeyh’i Tabduk’a dönmüş ve vefatından önce
“Ko beni yatayım şeyhimin eşiğinde
Dönmezim şeyhimden yane döneyim.”
Manasındaki mısralara binaen türbenin eşiğinde defnedilmiştir. Bu Türbe içinde, dışında ve mezarlıkta yatanların kabirleri Nur, ruhları Şad olsun…
KAYNAK: KULA BELEDİYESİ