18 Nisan 2024
Türbeler

YALIN AYAK DEDE – DELİKTAŞ KÖYÜ – ÇANDARLI / İZMİR

    Deliktaş Köyü: Dikili merkezine 13 km mesafededir. Çandarlı Dikili yolunun Karadağ tarafında kalır. Anayoldan 1 km kadar içeridedir. Üç mahalleden meydana gelmekte ve nüfusu bakımından Dikili’nin en büyük köyüdür. Dışa göç vermemektedir. Köyün büyük kısmı tarımla uğraşmaktadır. Köyün asıl mimari dokusu günümüze ulaşamamıştır. En önemli tarihi yapısı ise köy girişinin kuzey yamacında yer alan ve “kral mezarları” adıyla bilinen antik kaya mezarlarıdır.

   Türbe Deliktaş Köyü’nün Çandarlı yönüne doğru yaklaşık üç kilometre doğusunda, Yalınayak Dede Türbesi Mevkii’nde, anayolun yaklaşık bir km içeride, yolun sol yanındadır. Etrafı avlu duvarıyla çevrilidir. İnşa malzemesi, kaba yonu taş, devşirme düzgün kesme taş ve tuğladır. Cenazelik katı görülmemektedir. Üstü dört yöne eğimli kiremit kaplı kırma çatılıyla örtülüdür. Araştırma alanımız içindeki tek türbedir.

 Güney cephenin ortasında söveli ve yuvarlak kemerli bir giriş açıklığı bulunmaktadır. Bu cephenin doğu köşesinden yine güneye doğru uzanan ve sonradan yapıldığı anlaşılan bir ocak mevcuttur. Kuzey ve batı cephelerde herhangi bir açıklık yoktur. Doğu cephenin ortasında da bir mazgal pencere yer almaktadır.

   Kare planlıdır. İç mekânda doğu ve batı duvarına paralel uzanan iki adet betonarme sanduka bulunmaktadır. Güney duvarının saçağından başlayarak doğu ve batı yönüne aşağıya doğru yay çizerek ilerleyen bir iz mevcuttur.

   Bu izin bir süslemeye veya bir kemere ait olabileceğini düşünüyoruz; ancak sıvayı kaldırmadan, mevcut izlerden bir bilgi edinmek mümkün değildir. Yapıda herhangi bir süsleme mevcut değildir.

  Doğu cephede mazgal pencerenin kullanımı, söveli ve basık kemerli giriş açıklığı yapının özgün unsurlarıdır. Bununla birlikte giriş açıklığının iç mekâna bakan kısmının üstündeki köşelere doğru kavis yaparak inen sıva altındaki iz oldukça dikkat çekicidir. Yapının tüm cephelerinde devşirme malzemenin ve tuğlanın kullanımı, alanımız içinde incelediğimiz yapıların duvar malzemelerinden daha farklıdır.

   Türbenin inşa kitabesi yoktur. Deliktaş Köyü halkı da ne zaman yapıldığını bilmemektedir.

   Türbenin bulunduğu alan çevresinde daha Türk dönemi öncesine ait olduğunu düşündüğümüz kaya mezarları, kayalara oyulmuş su arkları, kuyular ve yivli sütun parçaları görülmektedir. Bu durum türbenin, daha önce kutsal olan bir alan üzerine inşa edilmiş olabileceğini ve Çandarlı’nın fütuhatının bu alandan başlamış olabileceğini düşündürmektedir; ancak Çandarlı’nın yaşlılarından Mehmet Tevfik Kıranta aile büyüklerinin kendisine aktardığını sözlü bilgiye dayanarak türbenin iki yüz yıl öncesine ait olabileceğini iddia etmektedir. Sayın Kıranta’nın verdiği bu bilgiden hariç yapının yakınında bulunan küçük bir mezarlıktaki Osmanlı dönemine ait tek yazılı mezar taşında H.1266 (M.1850-1851) tarihi okunmaktadır.

   Bununla birlikte yapının geneline bakarak bu sözlü bilgiden şüphelenmek mümkündür; çünkü çoğunlukla devşirme ile tuğla malzemenin kullanıldığı duvar örgüsü düzensiz ve alelacele bir şekilde inşa edilmiş izlenimi uyandırmaktadır. Üst örtüsü de aslına uygun değildir. Bunlara karşın, yapıyla ilgili mimari açıdan tarihleme yapılabilecek tek unsur basık kemerli ve söveli giriş açıklığıdır. Bu özelliği ile giriş açıklığı XVIII. ve XIX. yüzyıl Batı Anadolu camilerinin giriş açıklıklarının bir benzeridir. Sonuç olarak; türbenin bulunduğu arazideki tespitlerimizi, Mehmet Tevfik Kıranta’nın verdiği bilgileri, yine türbe yakınında tespit ettiğimiz H.1266 (M.1850-1851) tarihli mezar taşını ve yapıdaki mimarı unsurları değerlendirerek türbeyi XVIII. ve XIX yüzyıllara tarihlemek mümkündür.

  Özellikle çocuğu olmayan kadınlar ile mülk sahibi olmak isteyenlerce ziyaret edilen türbede, ziyaretçiler mum yakarak dilek tutuyorlar.

Bir yanıt yazın