22 Aralık 2024
Şehirler ve İlçeleri

ÜRGÜP’ÜN TARİH KOKAN KÖYÜ CEMİL – ÜRGÜP / NEVŞEHİR

Eski Rumca adı Zalela(Calela) olan Cemil Köyü, Ürgüp ilçesinin tarih kokan köylerinden birisidir. Cemil Köyü Ürgüp ilçesinin güneyinde 15.KM uzaklıkta bulunmaktadır. Güneyinde Taşkınpaşa Köyü, Kuzeyinde Mustafapaşa Kasabası, doğusunda Karlık Köyü ve batısında küçük sıra dağlar yer almıştır. Ayrıca kuzeye 4 km gidildiğinde piknik ve kamp yerleri Ola­rak kullanılan Damsa Barajı bulunmaktadır.   Köyün kuruluşu 700 yıl öncesine dayanmaktadır, 1924 öncesinde köyün % 60 Rum ahaliden oluşmaktadır. 1924 yılında Rumların Yunanistan’da yaşayan Müslümanlarla mübadelesi sonucu Rumlar köyden ayrılmış ve köye 40 hane Balkanlarda yaşayan göçmen   gelmiştir. Tarımın para kazandırmaması ve girdi maliyetlerindeki yükseklik sebebiyle 1980 de baş-layan köyden kente göç furyası Cemil Köyünü de etkilemiştir. 1970 yılında köyde 179 hane yaşarken bu gün bu sayı 100 hane­nin altına düşmüştür. Köyün 1985 yılı nüfusu 665,1990 yılı nüfusu 499,2000 yılı nüfusu 332 dir. 2017 yılında ise köy nüfusu 225 kişi olup bunun 111 i erkek,114 ü kadındır. Köyde göçlerin çoğu Ankara, İzmir ve İstanbul gibi büyük kent­lere olmuştur. Örneğin Ankara’ya 40 hane gitmiştir. Köyde halk daha çok tarımla uğraşır patates, soğan, bağcılık, kayısı, elma, çeşitli Sebzeler, arpa, buğday, yulaf ve benzerlerinin ekim ve dikimi yapılmaktadır. Küçük ve büyük baş hayvancılık son zamanlarda halkın geçim kaynağı haline gelmiş, süt ve peynir üretimi de yapılmaktadır. Köyün girişinde Osmanlı döneminde yapılmış Necip Paşa Camii’ni görürsünüz. Tarihi ve görkemli caminin de aynen korunması önemlidir. Köyün içinde tarihi pek eskiye dayanmayan çan kulesi bulunan kilise ve köyün keşlik mevkiinde bulunan 2 adet kilise, köyün batısında Ayvaslı kilisesi, köyün misafir mevkiin­de iki adet kilise vardır. “Nevşehir çevresinde günümüze gelebilen en eski kilise Cemil’deki Kutsal Haç kilisesidir (1838)”(M.Sacit Pekak). Cemil Köyü ,1924 Yılına değin Türklerle Rumların yan yana kardeşçe yaşadığı bir köydü. Bir yanda cami bir yanda kilise.1924 Yılında mübadele de Rumlar ayrıldılar. Rumların yerine Balkanlardan Müslümanlar geldiler. Köyde 1961 yılında açılan Halk Kütüphanesi hizmet vermektedir. Taşımalı eğitim sebebiyle köyün okulu kapatılmış nedeniyle öğrenciler taşımalı sistemle Mustafapaşa Kasabasında eğitim ve öğrenim görmektedirler. Cemil Köyünde bulunan, Ürgüp’e yaklaşık 15 km uzaklıkta olan Keşlik Manastırı, oldukça iyi korunmuş erken Hristiyanlık dönemi manastırlardandır. Manastır, içinde baş melek Mikail (Arkhangelos) ve Hristiyan dünyasının ilk şehidi kabul edilen Aziz Srefanos’a adanmış iki ayrı kilise, Ayazma, yemekhane ve şaraphaneden oluşan bir bütündür. III. yüzyıl sonlarında bölgede ve Roma İmparatorluğu’nda Hristiyanlığın yayılmasıyla birlikte artan keşişler, Roma zulmünden kaçarak rahat ibadet edebilecekleri yerlere gidip genelde tek başlarına yaşamaya çalışıyor, halkın getirdiği yiyeceklerle yaşamlarını sürdürüyorlardı. Manastır yaşamını ilk örgütleyen, hatta kurallarını koyan Ortadoks mezhebinin de kurucusu olan, Kayserili Aziz Basileos (329-279) olmuştur. Cemil  Köyü kilisesi göreceli olarak oldukça yakın tarihte 1882 yılında yapılmıştır. Üç apsisi vardır. İki taraflı üçer sütun üzerine oturtulmuş kiremitle örtülmüş bir beşik çatıya sahiptir. Kilisenin freskoları oldukça tahrip edilmiş durumdadır. Vadi tarafına yapılmış çan kulesi ise gayet sağlam olarak ayaktadır. Kayaya oyulmuş eski şapel de kilisenin yanında görülebilir. Kapıda bir kitabe ve kitabenin iki yanında altlarında 1913 ve 1914 tarihleri yazılmış iki tablo yer alır.Fener Rum Patriği Bartholomeos 18 yıldır Kapadokya’daki değişik kiliselerde gerçekleştirdiği geleneksel bahar ayinini 2014 yılında Cemil Kilisesinde yapmıştır (Gazeteler). Yazar Pelin Özer bakın nasıl anlatıyor Cemil Köyü “Ürgüp’e yaklaşık on dakika uzaklıkta eski bir Rum köyü burası. Yaklaşırken bir köy olduğu neredeyse belli olmuyor. Yalnızca taş da denemez, kayalara oyulmuş derin bakan gözlerden kim bilir kaç hayat geçmiş diye düşünemiyor bile insan. Bazı görüntüler hesap yapamaz hale getiriyor insanı. Dev kavaklar hışırtıya sarılmış, saklı yeşilliklerden haber verir gibi salınıyor. Sabah tepelere doğru çıktığınızda sert sandığınız kayalar önünüzde yumuşacık açılan kapılara dönüşecek. Yaşlı ceviz ağacını bulduğumuz yerin adı Milobos’muş. Otuz beş sene evvel kayalar kendiliğinden açılmış ve bir insanın yanlamasına geçebileceği bir kapı oluşturmuş. İçeride bir iki metre genişliğinde uzun bir koridordan gökyüzüne baktığınızda ağaçları, bulutları, kaya dağlarını seyrediyorsunuz Öğleden sonra yeniden köydeyiz. Bu sefer damda işimiz var. Zerdali şaklayacağız. Bunun ne de demek olduğunu az sonra öğreneceğiz, görev başında öğrenilen işler kolay kolay unutulmuyor. Dama ilk çıktığınızda yüreğiniz hopluyor genişlikten. Bütün dünya ayağınızın altındaymış gibi ürperiyorsunuz. Bu gece ayı da göreceksiniz. Bütün heybetiyle, elinizi uzatsanız tutacağınız kadar yakın, dünyanın yüzü kızarmış gibi gelecek”(Pelin Özer, Damda Kayısı Tarlası, İzinsiz Gösteri, 2014 sy,263) Dünya da mesafelerin kısaldığı, turizmin ciddi bir gelir kaynağı olmaya başladığı, inanç turizminin ve tarihi yerleri görme isteğinin arttığı açıktır. Bu nedenle Cemil Köyünün tarihi dokusu ve tüm tarihi yapıları korunarak turizme kazandırılması gereklidir.

YARARLANILAN KAYNAKLAR: -Mustafa Oflaz; 16.YY Başlarında Ürgüb Kazası,

100.Yıl Üniversitesi,SBE Dergisi, 2004 Sy,6 -M.Sacit Pekak ;

Kappadokia Bölgesi Osmanlı Dönemi Kiliseleri, METU JFA, 2009/2

Wikipedia

www.fibhaber.comhttp://www.fibhaber.com/urgupun-tarih-kokan-koyu-cemil-makale,2525.html