ESKİ BALIKLIOVA KÖYÜ – KARABURUN / İZMİR
Karaburun Yarımadası, tarih boyunca birçok medeniyetin yaşadığı ve etkilerini bıraktığı bir coğrafya. Antik Yunan döneminden günümüze kadar geçen süreçte birçok hikâye, efsane ve mit bu toprakların bir parçası haline gelmiştir.
İzmir’den Karaburun ilçesine giderken, Mordoğan’a gelmeden yolun üzerinde son büyük köy olan Balıklıova’nın 1900 ün başlarında terk edilen tarihi bir köydür.
TARİHÇE
Balıklıova’nın tarihteki ilk ismi Polikhne’dir. Yerleşim yerinin ismi tarihte komşuları Klazomenai’nin MÖ 413’teki istila girişiminde geçmektedir. Yakın tarihte, Osmanlı zamanında da bu isimle anılagelmiş bir Rum köyüdür. Cumhuriyet sonrası nüfus mübadelesi dolayısıyla Rumların göç etmesiyle köy boşalmış, köyün eski yerleşim yeri terk edilmiştir. Şu anki ismi Polikne’den Türkçeye Balıklı ve Balıklıova olarak geçmiştir.
Balıklıova ya da ilk Çağ’dan 19.yy.a taşınan ismiyle POLİKHNE, aslında sırtını Akdağ’a dayayarak kendini sağlama almış; balıkçılık, enginarla öne çıkan sebze tarımı ile geçinen, yaz aylarında ise, temiz denizi ve yine temiz ürünleri ile şenlenen güzel bir Ege köyü.
Karaburun yarımadasının doğu yakasında yer alan Balıklıova, İlkçağ’da iki İon şehir devleti; Erythrai ile Klazomenai’nin sınırlarında hayat bulur bir konumdaydı. Perslerin Batı Anadolu’yu istila ettiği zamanlara dek ulaşan köklü geçmişi yanında bugün estetikten yoksun yazlıkçı evleri, kıyıdaki kumsalı ve balıkçı barınağı ile kendi kabuğunda mütevazı bir sahil yerleşimi olarak dikkat çekiyor.
Yunan yazar Georgios Nakracas Anadolu ve Rum Göçmenlerin Kökeni isimli kitabında Urla civarındaki Rum köylerden söz ederken en büyükleri Gülbahçe, Yağcılar ve Tolos olduğunu, geriye kalan on köyün ise Rumca konuşan nüfusunun önemsiz sayılacak ölçüde az olduğunu belirtiyor.
Nakracas’ın aktarımına göre; Urla civarındaki köyler de, 1821 Mora İsyanı sonrasında adalardan Batı Anadolu’ya yönelen Rum göçünden nasibini almış gibi duruyor. 19.yy. öncesinde bölgenin demografik yapısı nasıldı; o konuda pek bilgimiz yok. Ama 13.yy. da Aydınoğulları’nın Urla civarını ele geçirmesi, bölgenin Türkleşmesi yolunda önemli bir adım olarak görülüyor.
Yukarıda adı geçen kaynaklarda 19. Yy.’da Urla’nın köylerindeki Rum nüfus hareketlerine bakıldığında Balıklıova’nın ismi hiç geçmiyor Köyün eskilerinden aldığımız bilgiler de Eski Balıklıova köyünün Rumlarla hiç ilgisi olmadığı yönünde.
Ama 1968 yılındaki depremden dolayı köyün üzerine Akdağ’dan kayalıkların koparak köye düşmesi korkuya neden olmuş ve bu nedenle insanlar bu yerleşim yerini terk ederek yaklaşık 1 kilometre aşağıdaki günümüz deniz kıyısındaki Balıklıova bölgesine taşınmış. Bu taşınma sürecinde de Eski Balıklıova evlerinin birçoğu, ovadakilere malzeme gayesiyle yerlerinden sökülmüş; eski köy dağın eteğinde çıplak bırakılmış. Burada imkânsızlıklar ve yoksulluğu göz ardı etmemeliyiz.
Rüzgârlı Mimas’ın eteklerine yaslanmış Eski Balıklıova Köyü bugün birkaç yerleşimcinin dışında tamamen metruk ve terk edilmiş halde meraklı ziyaretçilerini hüzünlü halde karşılıyor. Cumhuriyet’in İzmir Valisi Kazım Dirik zamanından kalma ilkokulu köyün girişinde, çatısı çökmüş, alınlığındaki güzel arması yok olmuş bir biçare yapıya dönüşmüş. Bütün evlerin duvarları yıkık, çatıları içine göçmüş durumda; zamanında akan suları şimdi suskun çeşmeleri, eski zamanların sokakları ve mezarlığı ile bu halde bile ilgi çekiyor…
KAYNAK: VİKİPEDİ, ÖZGÜR ANSİKLOPEDİ
FOTOĞRAFLAR: MUSTAFA GÜRELLİ