BÜYÜKADA – İSTANBUL
Büyükada, Prens Adaları olarak da bilinen İstanbul açıklarındaki adaların en büyüğüdür. Eski Yunanca adı Prinkipos’tur. Prinkipos Yunancada “Prens” anlamına gelmektedir.
COĞRAFYA
Yüzölçümü 5,4 km²’dir. Kış nüfusu 2000 yılı verilerine göre 7.320 kişidir. Evlerin çoğunun yazlık mahiyetinde olması sebebiyle yaz nüfusu kış nüfusundan çok daha fazladır. Maltepe sahiline uzaklığı 2.300 metredir. Büyükada’da biri güney, diğeri kuzeyde olmak üzere iki tepe bulunur. Güneydeki tepe, 203 metre yükseklikteki Yücetepe’dir. Kuzeydeki tepe ise 164 metre yükseklikteki Manastır Tepesi’dir.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
Büyükada, İstanbul Adaları içinde kızılçam ormanlarının (Pinus brutia) en geniş yayılış gösterdiği adadır. Bu ormanların kuzey-güney yönünde uzandığı ve yer yer kıyı kesimlerine kadar indiği görülür. Ormanlar, kuzeyde İsa Tepesi’nde yoğunlaşmasına rağmen o çevrede bitki örtüsü bakımından zenginlik göstermez ancak bu zenginliği İsa Tepesi’nin batı, özellikle Dil mevkii ve çevresinde ve güney yamaçlarındaki ormanların yoğunluk gösterdiği yerlerde görmek mümkündür. Öyle ki, bitki örtüsü içine girilemeyecek kadar sıklaşarak Amazon’un balta girmemiş ormanlarını anımsatır. Kızılçam orman altı florası, İsa Tepesi’nden Nizam mahallesine doğru inen vadide yoğunluk ve zenginliği birlikte barındırır. Bu bölgede; karabaş (Lavandula stoechas), kuşkonmaz (Asparagus acutifolius), gıcır (Smilax excelsa), boyacı katırtırnağı (Genista tinctoria), y. erik (Prunus spinosa), keçiboğan (Calicotome villosa), pembe çiçekli laden (Cistus cretius), beyaz çiçekli laden (Cistus salviifolius), katran ardıcı (Juniperus oxycedrus), pembe çiçekli funda (Erica manipuliflora), ağaç fundası (Erica arborea), kermes meşesi (Quercus coccifera), delice (Olea europea var. sylvestris), erguvan (Cercis siliquastrum), defne (Laurus nobilis), akçakesme (Phillyrea latifolia), menengiç (Pistacia terebinthus) gibi bitki türlerine rastlanır. Görülen bitkilerin boyları 3-4 metreyi aşmaktadır. Diğer bölgelerde ise ormanaltı oluşumları daha çok akçakesme, laden ve kermes meşesinden müteşekkildir. Bu bölgelerin kızılçamları da daha kısa boya ve eğri büğrü yapıya sahiptir. Kantarcı (1984), ormanların görünümündeki bu değişikliği toprağın kireçsiz oluşu ile açıklamaktadır. Büyükada, Akdeniz iklimine benzer bir iklimi olmasına rağmen kuvarsit ve arkozdan oluşan ve dolayısıyla kireçten yoksun olan sığ topraklarıyla, çoğunluğunu bodur ve biçimsiz ağaçların oluşturduğu ormanlara ev sahipliği yapmaktadır. Yine de adada, özellikle Büyük Tur Yolu ve Avcı Tepe’nin kuzeybatı yamaçlarında görülebileceği üzere düzgün gövdeli ve yaşlı kızılçam ağaçları da bulunur. Bu ağaçların boyları 10–12 m’ye ulaşmakta, çapları ise 50 cm’yi aşmaktadır. Ayrıca adada kızılçam ormanları ve maki formasyonlarına ek olarak bunlarla içi içe yetişmiş servi ağaçları (Cupressus sempervirens var. piramidalis) da görülür.
TARİHÇE
1930 yılında Karacabey mevkiindeki Rum Ortodoks Mezarlığı yakınında bulunan ve Büyük İskender’in babası Makedonya kralı II. Filip’e ait altın sikkelerin bulunduğu Büyükada Definesi, adanın tarihine ilişkin en eski bulgudur. Hepsi 207 altın sikkeden ibaret olan define şu anda İstanbul Arkeoloji Müzesi’ndedir. Diğer Prens Adaları gibi Büyükada da Bizans döneminde sürgün yeri olarak kullanılmıştır. Adalar, Fatih Sultan Mehmet tarafından İstanbul’un Fethi’nden bir ay önce alınmıştır.
I. Dünya Savaşı ve Cumhuriyet sonrasında Rum halkını kaybeden Büyükada’daki canlılık 1930’lara kadar büyük ölçüde kaybolmuştur. Ancak, 1940’lı yıllara doğru, Cumhuriyet dönemi devlet ileri gelenlerinin ve yüksek bürokrasinin, varlıklı kesimlerin rağbet ettiği bir sayfiye yeri olma özelliğini yeniden kazanmıştır. Büyükada, bu dönemde yeni köşklerle, özenli ve zevkli yapılarla süslenmiş, İstanbul halkının günlük gezinti yerlerinin de başında yer almıştır. Adanın kuzey-güney doğrultusuna dik olarak çıkan Dil Burnu’nun iki yanındaki Yörük Ali Plajı ve Nizam Plajı, Lunapark, Âşıklar, Viranbağ kır gazinoları, korulukları, biri iskeleden başlayıp adanın tüm çevresini dolaşan büyük tur, diğeri Araba Meydanı’ndan başlayıp Dil’den, Aşıklar Kır Gazinosu’ndan Lunapark’a oradan da Maden’e geçerek binildiği noktaya dönülen küçük tur olmak üzere araba turları, Lunapark meydanındaki süslü eşeklerle yapılan geziler Büyükada gezilerinin başlıca eğlenceleri haline gelmiştir.
TARİHİ YAPILAR
Adanın en yüksek tepesinde Aya Yorgi Manastırı ve kilisesi bulunmaktadır. Buradaki ilk yapı, M.S. 6. Yüzyıl’da inşa edilmiştir. Bu mevkide, başka birçok kilise ve manastırın kalıntıları da vardır. Bunlardan bazıları günümüze kadar ulaşmış, bazıları yıkıntı olarak kalmıştır.
İsa Tepesi’nde ise Hristos kilise ve manastırı ile Rum Yetimhanesi bulunmaktadır. Rum Yetimhanesi’nin binası harabe olmasına rağmen hâlen dünyanın en büyük ahşap monoblok yapılarındandır.
Kumsal semtindeki Ayios Dimitrios kilisesi de Büyükada’nın önemli dini yapılarındandır. Adadaki çok küçük Ortodoks cemaat, büyük ayinlerini burada yapar.
Büyükada’da bulunan 4 camiden mimari bakımdan en dikkat çekeni II. Abdülhamid tarafından yaptırılan Hamidiye Camii’dir. Mimari açıdan batı etkisinde inşa edilmiş bulunan mekân, Ada Cami Sokağı’nda bulunmaktadır.
TURİZM
Tarihi ve doğal güzellikleriyle yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biridir. Adada ulaşım bisiklet ve elektrikli araçlar ile sağlanır. Bir dönem iç ulaşım atların kullanıldığı faytonlarla sağlanmaktaydı.
Lev Troçki’nin, Sovyet lideri Stalin tarafından sürgün edildikten sonra 1929-1933 yılları arasında yaşadığı Nizam Mahallesi’ndeki ev ve ünlü yazar Reşat Nuri Güntekin’in Maden Mahallesi’ndeki evi adayı ziyaret edenlerin ilgisini çekmektedir.
Aya Yorgi manastır ve kilisesinin özel bir yeri vardır: Her yıl 23 Nisan ve 24 Eylül günlerinde ziyaretçilerin 200 metrelik bu tepeyi tırmanıp kiliseye ulaşınca, inancı doğrultusunda dua ettiği, niyet tuttuğu ya da şifa umuduyla siyah cübbeli bir Ortodoks papazdan dua dilediği görülebilir.
ADALAR MÜZESİ
İstanbul’un ilk çağdaş kent müzesi olan Adalar Müzesi, Adaların oluşumundan bugüne gelen hikâyesini yüzlerce obje, 20 bin belge, 6 bin fotoğraf, yüzlerce belgeleme çekimi, film ve sözlü tarih kayıtlarından oluşan kuruluş koleksiyonu ile ziyaretçilerine sunmaktadır. Müze özellikle Adaların kentsel tarihine odaklanan Osmanlıca belge arşivine sahiptir. Adalar Müzesi’nin misyonu, Adalar’ın tarihi, kültürel ve doğal zenginliklerinin tanınmasını sağlamaktır. Aya Nikola mevkiinde eski helikopter hangar alanı dönüştürülerek tasarlanmıştır.
ULAŞIM
Büyükada’ya İstanbul Şehir Hatları, Mavi Marmara, Prenstur, Dentur ve Turyol firmaları düzenli olarak sefer düzenlemektedir. Bostancı’dan kalkan motorlar yaklaşık 35 dakikada adaya varırken, Kabataş’tan kalkan vapurlar 1 saat 20 dakika, Kartal’dan kalkan motorlar ise yaklaşık 30 dakikada adaya varmaktadır. Büyükada’ya sefer yapan firmalar genelde yaz ve kış olarak 2 tarife kullanmaktadır. Bu seferlerin sıklığı da hafta içi ve hafta sonu günlerde değişmektedir. İlgili seferler tarifeler kullanılarak takip edilebilmektedir. İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) özelleştirilme sonrasında haksız rekabetten dolayı iç hat seferlerini durdurma kararı almıştır. Günümüzde adada ulaşım bisiklet ve elektrikli araçlar ile sağlanır. Bundan önceki dönemlerde ise faytonlar ile sağlanmaktaydı.
Kaynak: Vikipedi, özgür ansiklopedi
Fotoğraflar: Mustafa Gürelli