KARAMBOL OYUNU – TİRE / İZMİR
Beş bin yıllık tarihi birikimi olan Tire şehri Batı Anadolu’nun kültürel miras yönünden en zengin şehirlerinden biridir. Tarih boyunca çeşitli medeniyetlere beşiklik yapan şehirde bugün bile hala o zenginliği görmek mümkündür.
Yalnızca Tire’de oynanan karambol oyunu bu zenginliğin bir parçasıdır. Bu oyunun tarihi İspanya’ya kadar gider. Türk İslam kültür medeniyeti içinde rastlamadığımız bu oyun türü Tire’ye İspanya’dan tehcir edilen Musevi vatandaşların getirdiği bilinmektedir. Bu konuda II. Beyazıt Şeyhülislamı Tireli alim, Molla Arap lakabıyla bilinen Ali Arabi devrin padişahı üzerinde son derece etkin roller üstlenmiş bir şahsiyet olarak tarihteki yerini almıştır. İspanya’dan II. Beyazıt’ın fermanıyla ülkemize kabul edilen Musevi vatandaşların çoğunlukla yerleştirildiği yerlerin başında Aydın vilayetinin o dönem sancak merkezliği görevini 19.yy başına kadar sürdüren Tire gelmektedir.
Tire’ye II. Beyazıt döneminde gelen Musevi nüfus, yıllar boyunca Tire’de bu oyunu açık alanlarda oynamışlardır.
Bugün şehrin özellikle orta yaş grubundaki insanlarının Alay Parkındaki karambol sahasında günün her saatinde bu oyunu büyük bir ciddiyetle oynadıkları görülür. Geçtiğimiz yüzyılın başında birçok kahvenin bahçesinde yer alan karambol sahaları bugün şehirde yalnızca üç kahvede kalabilmiş. Bunlardan en aktifi Alay Parkındakidir.
OYUN NASIL OYNANIYOR:
Oyunda toplar parmaklar kullanılarak geliştirilmiş özel bir vuruş tekniğiyle hedefe yönlendiriliyor. “Meşe” adı verilen topların en makbulü şimşir ağacından imal edileni çünkü şimşir ağacı çok sağlam bir ağaç olduğundan bir meşe yaklaşık olarak 50-60 yıl kullanılabiliyor. Bir de dört adet “lek” denilen tahtadan imal edilmiş ve sahaya belirli aralıklarla dikilen küçük hedefler kullanılıyor. Oyuncular meşelerini zaman zaman kadife bir bez ile parlatarak ya da zeytin yağında birkaç gün dinlendirerek bakım yapıyorlar.
“Saha” denilen 4×12 metrelik parlatılmış beton zemin üzerinde oynanan karambol, ikili ya da eşli olarak dört kişi tarafından oynanıyor. Oyuncular sıra ile saha kenarındaki başlama bandından meşesini lekleri vurmak için fırlatmak suretiyle oyuna başlıyorlar. Oyunun amacı leklerden birini vurarak oynama sırasını sürekli kendinde tutmak üzerine kurulu.
Başlama atışlarında oyuncular sıra ile birer atış yapıyorlar; leklerden birini son vuran oynama üstünlüğünü elinde geçirmiş oluyor. Lekleri hiç kimse vuramaz ise oyun başlama sırası değişmeksizin devam ediyor. Oyuncular veya takımlar ya hiç sıra kaptırmaksızın bütün lekleri vurarak oyunu kazanmış oluyorlar ya da rakiplerin karşılıklı olarak lek vurabildikleri oyun içinde yerde en az bir lek bırakmak şartıyla rakiplerinin meşelerini vurarak oyun sayısını elde ediyorlar.
Bu oyunda vurulan meşenin sahibi oyundan diskalifiye olması kuralı işliyor. Oyuncular eğer yerde birkaç lek bulunuyorsa yakınında bulunan leki vurarak rakip oyuncunun meşesine yaklaşmak suretiyle vurma olasılıklarını artırabiliyorlar. Bu arada aynı bilardo da olduğu gibi oyuncu, bantları da kullanabiliyor; bantlar kaliteli bir tahta ile çevrilmiştir.
Bunlara ilaveten Tireli karambolcülerin kendi aralarında çok iyi ilişkiler kurdukları ve bu oyunun getirdiği arkadaşlık ve dostluk ilişkilerini başka hiçbir yerde bulamadıkları da gözlerden kaçmıyor.
Kaynak: A Levent Ertekin