26 Aralık 2024
Ören Yerleri

KOLOPHON ANTİK KENTİ – MENDERES / İZMİR

Kolophon antik kenti İzmir ili, Menderes ilçesi, Değirmendere ve Çamönü köyleri arasında yer almaktadır. Antik Smyrna (modern İzmir) kentini güneye Notion ve Ephesos a bağlayan en kısa güzergâh Kolophon üzerinden geçmektedir. Antik kent verimli ovaya egemen, su kaynakları açısından zengin tepelik arazi üzerinde yer almaktadır. Bu alan kuzeyde Değirmendere Çayı, güneyde Çamönü Çayı ile sınırlandırılmıştır. Antik kentin ortasından ise Kabaklı Dere Çayı ve Kuru Çay akmaktadır.
Kentin çevresinde, 2 kilometre kuzeyde bulunan Tahtalı Barajının yanında yükselen Bakla Tepe de Kalkolitik ve Tunç Çağa ait kalıntılar, bölgede Prehistorik Dönem yerleşimlerin varlıklarını göstermektedir. 1922 yılındaki kazılar sırasında açığa çıkarılan mezar buluntuları, şehrin Geç Tunç Çağında (yaklaşık M.Ö. 1500-1150) yaşam alanı olarak kullanıldığını göstermektedir. Bahsi geçen kazılarda Geometrik Çağa ait Tümülüs mezarları, 2000 yılında yapılan İzmir Müzesinin kazısında da Geometrik seramik ortaya çıkmıştır. İonyalılar bu bölgeye geldiklerinde (muhtemelen M.Ö. 9. veya 8. yüzyılda) Kolophon adıyla, 12 büyük İon kentinden biri olarak anılan yeni bir yerleşim yeri kurmuşlardır. Kentin M.Ö. 7. yüzyılda, Ephesos ve Smyrna kentleri gibi Lydia krallarının hâkimiyetine girdiği bilinmektedir (Herodotos I, 15). M.Ö. 546 yılından sonra diğer Batı Anadolu kentlerinde olduğu gibi Persler Kolophon a da el koymuşlardır. Fakat bu kent için olumsuz bir durum yaratmamış tam aksine yeni zengin bir ticaret döneminin başlangıcı olmuş ve Kolophon sikke bastırmaya başlamıştır. M.Ö. 302 yılında Batı Anadolu’ya el koymak isteyen Thrakya Kralı Lysimakhos Kolophonu ele geçirip (Diodorus 20,107) nüfusunun bir kısmını bu yıllarda yeniden kurulan Ephesos kentine taşınmaya zorlamıştır. Ancak bu durum Kolophonun tamamen boşaltılmış ve terk edilmiş olması anlamına gelmemektedir. Kentin varlığının Hellenistik Dönemde sürdüğünü kazılar sırasında bulunan yazıtlar ve özellikle sikkeler göstermektedir. Gün ışığına çıkartılan çok sayıda Suriye (Seleukid) Kralı II. Antiokhos (M.Ö. 261-241) Dönemi sikkelerinden, Kolophonun Kurupedion Savaşından sonra Seleukid Krallığının bir parçası olduğu anlaşılmaktadır. Kolophon, Roma İmparatoru Traianus (M.S. 98-117) Döneminde kısa bir süre için, ondan sonra Caracalla Döneminden itibaren (M.S. 211 – 217) daha uzun bir süre için tekrar sikke bastırmıştır, yani kentin varlığının muhtemelen geç antik döneme kadar devam ettiğini düşünmek gerekmektedir.
Sikkelerin verdiği bilgilere göre Kolophon M.Ö. 4. yüzyılda büyük ve görkemli bir kenttir. Kentin savunma sistemini oluşturan surlar, M.Ö. 4. yüzyıla tarihlendirilmekte ve doğal kaya oluşumlarından da faydalanarak kenti çevreleyen tepeler üzerinde aralıklarla takip edilebilmektedir. Kentin güneybatısında yer alan ve Akropolis Tepesi olarak adlandırılan alan, kentin mimari yapılaşma açısından en zengin bölümünü oluşturmaktadır. Tepenin kuzeydoğusunda yer alan teras şeklinde bir düzlük üzerinde, iki galeri (stoa) ile kentin agorası yer almaktadır. M.Ö. 4. yüzyıl başlarından itibaren kullanılan bu alanın güneydoğusundaki terasta ise önündeki sıra mekânlar ile Anadolulu ana tanrıça Meter’e ait bir kutsal alan (Metroon) bulunmaktadır. Yine aynı tepe üzerinde taşlarla döşenmiş yolların kenarında çok sayıda konut alanı bulunmaktadır.
At yetiştirme çiftlikleri ile meşhur olan Kolophon, hala çeşitli sanayilerde kullanılan (kolophonium) reçinesi ihracatı ile ünlü olmakla birlikte, ünlü felsefeci Ksenophanes, şair Mimnermos ve ressam Apelles gibi önemli kişileri de yetiştirmiştir.
Kaynak: Prof. Dr. Christine ÖZGAN, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi,
Fen-Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü