TORUL KARACA MAĞARASI YOLU – TRABZON
TORUL TARİHİ
Trabzon-Gümüşhane-Bayburt-Erzurum yolu üzerinde bulunan ve M.Ö’ ki yıllarda kurulduğu anlaşılan bir ilçemizdir.1886 tarihli salnamede Torul, Gümüşhane Sancağı’nın kazası olmuştur. Cumhuriyet döneminde Gümüşhane’ye bağlı bir ilçe merkezi olmuştur.
1916’da Rus ve Ermeniler tarafından işgal edilen ilçe 1918 yılında Gavur (Muşgene) dağları eteklerinde başlayan mücadele ile Kankana denilen yerde kanlı çarpışmaların sonucunda 14 Şubat 1918’de düşman işgalinden kurtarılmıştır.
1990 sayımına göre toplam nüfusu 17.087 olup; 4.057’si ilçe merkezinde, 13.030’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 37 köyü vardır. İlçe toprakları akarsu vadileriyle yarılmış, dağlık alanlardan meydana gelir. Kuzeyinde Zigana Dağları, Güneyinde Gümüşhane dağları, Batısında Giresun dağları yer alır. Dağlardan kaynaklanan suları Harşit Çayı toplar. Kayın, köknar, ladin ve Sarı Çam ormanları ile kaplıdır. Dağların yüksek kesimlerinde hayvancılık ve sayfiye açısından önemli yaylaları vardır.
Ekonomisi hayvancılık ve ormancılığa dayanır. Genel olarak ahır hayvancılığının yaygın olduğu ilçede herik soyu koyun beslenir. Arıcılık gelişmiştir. Ekime müsait olan arazi az olduğundan üretim düşüktür. Başlıca tarım ürünleri: patates, buğday, arpa, elma, vişne, armut ve fasulyedir. İlçe topraklarında bakır-pirit ve bakır-çinko-kurşun yatakları vardır.
İlçe merkezi Harşit Çayı kenarına kurulmuştur. Eski ismi Ardasa’dır. Trabzon – İran Transit Karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 25 Km mesafededir. Denizden yüksekliği 1000 metredir. İsmini bölgede otağını kuran Tuğrul Bey’den alır. İlçe belediyesi 1882’de kurulmuştur.
KARACA MAĞARASI
Gümüşhane’nin gizli tacı, yeraltı dünyasının resim sergisi, mağaracılığın gizemli dünyası Karaca Mağarası, Torul’un Cebeli Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Mağara, şehir merkezine 17 km mesafededir. Mağaranın ulaşımı çift şerit asfaltlanmış, tur otobüslerinin rahatça gidebileceği kara yolu ile yapılmaktadır.
Karakterli volkaniklerin çevrelediği bol çatlaklı masif kalkerler içerisinde gelişme olanağı bulan ve fosil bir mağara olan Karaca Mağarası, mağara değil adeta yeraltı sarayı durumundadır.
Denizden 1550 m yükseklikteki bu yeraltı sarayı; çok çeşitli renklerde sarkıtlar, dikitler, org desenli duvarlar, bayrak şekilleri perde damlataşları, mağara çiçekleri, mağara incileri, fil kulakları, traverten havuzları, traverten basamakları, sütunlar, mağara gülleri görünüm ve seyirleri ile görenleri büyülemektedir. Bu yeraltı sarayı, yatay yönde gelişme göstererek elipse benzeyen dört ayrı salonun birbirine birleşmesinden meydana gelmiştir. Giriş noktasından en uç nokta arası 105 m olan yeraltı sarayı, mağaranın tavan yüksekliği 18 m, toplam iç alanı ise 1.500 m3‘dür.
Mağaranın doğal klima özelliği ile havası ziyaretçilerine özellikle astımlılara rahat bir atmosfer sunarak mağara turizmi yanında sağlık turizmi yönünden de önemli hizmetler sunmaktadır.
Doğanın yeraltı sarayı Karaca Mağarası, ziyaretçilerine damlataşı şekillerinin en güzel en görkemli ve büyüleyici örnekleri ile yeraltında oluşturduğu gizemli dünyanın seyrini sunmaktadır. Doğanın yeraltı sarayı Karaca Mağarası, yeraltı zenginliklerimizden, eşine rastlanılmayacak bir resim sergisi, doğal mimari ve peyzaj örneklerinin görünüm ve seyri ile ziyaretçilerine huzur ve mutluluk vererek, seyir defterlerine unutamayacakları bir sayfa açacaktır.
Mağara fotoğrafları internetten alınmıştır.
Kaynak: Torul Meslek Yüksek Okulu