20 Nisan 2024
Camiler

ULU CAMİ ve ŞADIRVANI – BERGAMA / İZMİR

    Bergama Turk islam Eserleri arasında en erken tarihli yapı olan ve Yıldırım Camii adıyla da bilinen Ulu Cami Bergama Çayı’nın sol kıyısında Tekke Boğazı’na giden yolun başındadır.

    İzmir ili, Bergama ilçesinde bulunan Ulu Camiyi Sultan Yıldırım Beyazıt 1399 yılında yaptırmıştır.

YAPIMI

     Sultan I. Bayezid tarafından 1399 tarihinde yaptırıldığı kitabesinden anlaşılan cami, 801 (Hicri) / 1398-1399 (Miladi) senesinde tamamlanmıştır. Üç satırlık kitabesinde: “Bu şerefli mescidi yüce sultanlar sultanı, Acem ve Arap ümerası (hükümdarlarının) emiri, mücahitler ve gaziler yardımcısı, Murad Han oğlu Bayezid Han — Allah mülkünü daim kılsın — 801 senesinde yaptırmıştır.'” yazmaktadır. İzmir’de ayakta kalan tek selatin camisi yani sultanların banisi olarak yaptırdıkları cami olma özelliği taşır.

    Konum olarak Pergamon’un bulunduğu tepenin güney yamacında Selinos Çayı’nın kıyısında ve Tekke boğazına giden yolun başlangıcındadır. Yapımı sırasında, Roma dönemindeki yapı kalıntılarından getirilmiş antik taşlar kullanıldığı, kuzeydoğu köşesine konmuş dört metre uzunluğundaki büyük taş üstünde bulunan bir yılanın vazoya uzanmış Kantharos kabartmasından anlaşılmaktadır.

MİHRAB

 Mihrabı yuvarlak niş şeklinde olup, Selçuklu sülüsü ile yazılmış girift bir kitabesi vardır.

   Mihrabı çevreleyen “Kale’n Nebiyyü aleyhis-selam: inne Ehabbe’l-biladi ila’llahi Te’âlâ el-mesacid

Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular: “Allah’ın en çok sevdiği yerler mescidlerdir.” hadisi şerifi 14 defa kullanılmıştır.

Hattı kufi ile yazılmış olan yazı Ayet-el Kürsi dir. Aynı zamanda geometrik bezemelerle ve alçı kabartmalarla süslenmiştir. “

    Yapının alçı mihrabı dikdörtgen çerçeve içerisinde mukarnaslı kavsaraya sahiptir. Kavsaranın çevresi geometrik ve bitkisel bezemelidir. Bu süslemelerin dışında mihrabın iki yanında kûfî bir yazı kuşağı görülmektedir. Caminin minberi mermerdir. Süsleme açısından sade olan minberin yan aynası bezemesizdir ve korkulukları geometrik geçmelerden meydana gelen kompozisyona sahiptir. Basık kemerli kapısının üzerinde bitkisel bezemeler vardır. Minber üstte prizmatik mermer bir külâhla sonlanmaktadır. Yapının mihrabında ve mihrap önü kubbesinde yer alan kalem işi süslemeler geç döneme ait örneklerdir.

    Alçı mukarnas kavsaralı mihrap nişi geometrik, bitkisel, örnekli alçı şeritler ve yazı bordürleri ile çerçevelenmiştir. Burada gördüğümüz geometrik örnekli bordür, ortada bütün, kenarlarda ise yarımşar on kollu yıldızlardan oluşur. Ayrıca yıldız kollan arasında kalan yüzeyler bitkisel örneklerle doldurulmuştur. Bu özelliği ile de yapıldığı dönemin diğer alçı süslemeli mihrapları ile benzerlik göstermektedir. Mihrabın 1905 yılındaki tamir sırasında elden geçtiği bilinmektedir. En dış bordürde yer alan kûfi yazı şeridinin üst bölümde devam etmemesi ve boyayla doğrudan duvar üzerine yazılmış olması bu şeridin sonraki bir onarım sırasında eklendiği izlenimini vermektedir.

    MİMARİ ÖZELLİKLERİ

    Osmanlı mimarisindeki çok birimli bazilika yapı tipin son örneklerinden birisidir. Tek minareli olan bu selatin cami, haç kesitli bağımsız dört fil ayak ile eşit büyüklükteki dokuz birime ayrılmıştır. Harim mihrap duvarına dik uzanan üç sahından oluşmaktadır. Mihrap Selçuklu döneminden yoğun izler taşıyan mermer bezemeye sahiptir; plan bakımından Selçuklu dönemi eserlerinden olan Amasya’daki Burmalı Minare Camii ile benzerlikler taşır. Orta sahın üç kubbe, yan sahınlar beşik tonoz ile örtülmüştür. Ortadakinin 17 metre, diğer ikisinin 15,5 metre yüksekliği vardır. Caminin minaresi ise batı cephesinde yer alır.

    Sonraki yıllarda harap halde bulunan bu ibadethanenin halini Fransız gezgin Charles Texier 1832’de aktarmıştır. 1905 yılında, Bergama kaymakamı Kemal Bey’in çabalarıyla onarılmıştır ve kitabesi ile mihrabı temizlenmiştir ancak tekrar inşa edilen minaresi Kasım 1949’daki bir fırtınada saçak hizasından devrilmiştir. Bu yıkımın üzerinde yapılan 1949/1950 tamiratında medrese odaları, müderris ve müftü dairesi inşa edilmiştir; avluya da bir taş şadırvan yaptırılmıştır ve bunun üzerindeki hat yazısı Bergamalı Şair Aşkî Efendi’ye aittir.