7 Ekim 2024
Camiler

HİSAR BEY CAMİİ ( SARAY CAMİSİ ) – KÜTAHYA

Saray mahallesi nde Hükümet konağı arkasında.

Hisarbey oğlu Mustafa Bey ‘in 15-Zilhicce-889 tarihli vakfiyesinden özet:

(Hisar bey mahallesi nde bina eylediğim camii şerif için Sultan Beyazid tarafından babam Hisar Bey’e temlik edilip bana geçen Alayunt köyünün tamamını, Şehreküstü mahallesindeki Çifte hamamı, Çıkrıkçılar çarşısında kelleci dükkânlarını ve cami bitişiğinde bulunan Barbaç bahçesini cami ve hizmetlilerine vakfettiği.

897 tarihli ikinci bir vakfiyesinde Karahisarda 4 dükkân ile Köprübaşında 3 dükkânı vakfettiği ve küçük oğlu Mahmut Çelebi’ye ve kızına hisseler ayırdığı vs. (bak Vakıflar Müdürlüğü Hisarbay vakıfları.)

İşbu vakfiye 889 tarihli olduğuna göre camiin bu tarihte veya bir az önce başlamış ve belki de bitirilmiş olması gerekmektedir. Kitabenin sonradan konduğu tahmin edilebilir. Keza Çifte hamam’ın —Küçük Hamam— da bu camiden önce yine Hisarbey Oğlu tarafından yaptırılmış olması kuvvetle söylenebilir.

(Kütahya Hisarbey Oğlu Mustafa Paşa camii şerif vakfından olan Alayunt köyü hasılatı şerisile, Küçük Hamam demekle maruf Çifte Hamam ve bir haşhaş dükkanı, hapishane yanında bir kahvehane gelirleri hk. 1289) Bak. mahkeme kaydı def 47)

Cami yapıldığı tarihten sonra bir kaç defa tamir görmüş olmakla beraber en esaslı tamiri Anadolu Eyalet Valisi Yahya Paşa yaptırmıştır. (1750) Yahya Paşa Kütahya’da bulunduğu süre içinde Balıklı tekkesi ‘ni, Recep Ağa mescidi ‘ni —Yeşil Cami— de yeniden yaptırmıştır.

Daha sonra Vali Yeğen Mehmet Paşa (1780) ve yine cami duvarında dua levhası bulunan Hacı Abdullah Paşa tarafından tamir ettirildiği anlaşılmaktadır.

Hisarbeyi Oğlu Mustafa Bey bu camiin hariminde bir de Sıbyan Okulu yaptırmıştır.

Kütahyalı Evliya Çelebi (1611-1682) bu Hisarbey oğlu Mustafa Bey ‘in Anadolu Eyalet Valisi olduğunu ve ceddinin, kendi dedeleriyle akraba olduklarını son zamanlara kadar bu camiin mütevellileri bulunduklarını ve cami haziresinde bir çok ünlü kişilerin ve amcası oğlu Kütahyalı meşhur şair ve bilgin Firaki ‘nin burada gömülü olduğunu söyler (Bak Seyahatname C. IX)

Zamanla bakımsızlık yüzünden cami harab olmuş senelerce içine girilememiştir. Cephe kısmı dış sayvanlar tamamen çökmüştür. Nihayet bir takım hayırseverler çalışarak evkafında yardımı ile cami yeniden tamir ettirilmiş ve 1957 yılından itibaren umumun ibadetine açılmıştır.

Şimdiki durum

Kuzeyi çimento sıvalı ve demir parmaklıkla çevrili bir duvarla sınırlı olan cami avlısına girilir. Zemini taş ve çimento kaplı bu avlıdan camiye varılır. Avlunun sağ köşesinde 12 basamak çimento merdivenle inilen yedi çeşmesi ve üç helası bulunan betonarme yeraltı tuvaleti vardır. Daha önce, bu mevkide ve yine çukurda suyu pek meşhur olan çeşmesi vardı. Bu çeşmenin caminin yapıldığı tarihlerden kaldığı sanılmaktadır, fakat kitabesi bulunamadı. Ayrıca bu avlu ortasında 7 musluklu ve yedigen bir şadırvan vardır ki bu avlunun ve caminin süsüdür.

Şadırvanın sol ilersinde Silâhtar Mehmet Paşa ‘nın kapıcılar kethüdası Selim ağanın merkadi vardır. Caminin sağ ve sol yanından vaktile bir çok ünlü kişilerin gömülü bulunduğu haziresine gidilir. Şimdi burası bir avlu halindedir, sekiz basamak mermer merdivenle caminin, zemini taş ve betonla kaplı dış avlısına ve buradan dış cemaat yerine varılır. Caminin dış cemaat mahfiline sağ ve solda kesme taş ve tuğlalarla yapılmış iki lamba, ortada aslına sadık kalınmış başlıklı ve kaideli ve kaideleri tunç kuşaklı iki mermer sütundan çatı altına girilir. Caminin giriş kapışma gidilen kısmın üstü, dört kuşak üzerine oturtulmuş küçük kubbelidir, sağ ve sol dış cemaat yerlerinin üstleride kubbelidir. Cami şu haliyle gerek cepheden ve gerekse genel durum itibarile dıştan görünüşü pek lâtif ve sevimlidir.

Asıl cami giriş kapısının üstünde 69,5X34 cm. boyutunda mermer taş üzerine sülüs hatla hakkedilmiş dört satirli bir kitabe vardır, kitabenin etrafı çini plakalarla çevrili iken yıkılma esnasında bir çoğu kaybolduğun dan halen eksiktir.

Kitabe:

1 — Fi eyyamı DevletEssultan ül-A’zam Zıllulah u Fil âlem Es Sultan Bayezid bin Mehmet Han,

2 — Halledallah-u Mülkü-hu bena veamare haz-el mescid-i! mübarek esşerif elfakir elmuhtaç iler,

3 — Rab-ül Kerim ül Lâtif Mustafa bin Hisarbeyi el abdüzzayif afa ullah anhuma

4 — Errahim-ür Rauf taleben limerza ül Hak- ül Ituuf hars’ Allahu mine el hedm vel’hark Fi tarih sene 893..

İşbu kitabenin incelenmesinden anlaşılacağı veçhile cami yukarda açıkladığımız gibi Hisarbeyi Mustafa bey tarafından yaptırılmıştır.

2 X 1,5 m. boyutunda ve etrafı mermer taşlarla çevrili ahşap kapıdan cami’ye girilir saj, ve sol son cemaat yerine tahsis edilmiş olup sağ da minaraye çıkılacak kapı vardır Minare 73 basamaklı ve kesme taşlarla yapılmıştır, tek şerefeli ve külahı kurşun kaplamalıdır, cami ile birlikte yapıldığı sanılmaktadır.

Sol cemaat yerinin solondan 12 basamak ahşap merdivenle fevkani kadınlar mahfiline çıkılır, doğudan, batıya 3,30X10, 45 m. vs kuzeyden güneye 2,65X11,40 m, boyutunda olan bu fevkani mahfilin güney kısmındaki duvarı çini kaplıdır. Burada şu kitabe vardır.

1 — Dedi ol âsaftemam itmamını tarihini,

2 — Yahya Paşa etti Hak’ka bu kadim ma’bed ihya sene: 1163.. Takriben 80-100 kişinin namaz kılmasına yetecek kadar olan bu

İki taraflı mahfilden indiğimiz zaman 8,65X11, 40 m. boyutunda olan cami tek kubbelidir. Bir basamakla çıkılan mihrap mahfili 6X5,80 m. boyutundadır. Caminin batı duvarı bir metrelik şerit halinde boydan, boya Kütahya’nın zarif çinüerüe kaplıdır bu tarafta bulunan pencerenin üstü de çinilidir Minberin her iki kanadı çini kaplı olup cidden kıymetlidir. Mihrap ve mihrap mahfili de keza çini kaphdır. Duvarlarda bulunan yazılar birer sanat eseridir. Kütahya Şehri yazarı ordinaryüs prof sayın üstadımız İsmail Hakkı Uzunçarşıhoğlu’nun haber verdiği: Eser hame’i yeğen seyyit elhac Mehmet Paşa valisi Anadolu 1294 imzasını havi birinci Abdülhamit tuğrası ile Anadolu valisi Hacı Abdullah paşanın 1203 tarihli dua levhası ve hattat Yahya Paşa’nın bizzat yazdığı tuğrası görülemedi, mihrap mahfilinde iki bakır şamdan mevcut olup epeyce değerlidir.

Dört yarım kubbe üstüne oturtulmuş büyük kubbenin dört penceresi vardır. Bu kubbenin dıştan görünüşü onikilik kasnak üzerinde olup kurşun kaplıdır. İmam mahfili nde ise yarım kavis üzerine oturtulmuş küçük bir kubbe vardır üç küçük pencerelidir-

Bunun da üstü kurşun kaplıdır. Cami genel durumile iki dikdörtgenden müteşekkil olup 1,5 m. kalınlığında kesme taş ve tuğlalarla harç karışımı yapılmıştır. Dış duvarlar sıvasız olup şu halile güzel görünmektedir tarzı mimari zarif pek sevimlidir. Caminin doğu duvarında iki orta; iki küçük, batısında iki büyük yukarsında üç küçük, güneyinde bir küçük kuzey davarında ise iki orta büyüklükte penceresi vardır, pencereler demir parmaklıklı ve camları süslüdür. Mahfillerile ile birlikte 150 – 200 kişinin namaz kılmasına müsaittir. Halen caminin bir imamı bir müezzini vardır.

NOT:

Hisarbeyi ikinci Yakup Bey ‘in subaşısı idi Yakup Bey ile birlikte 1390-1399 yılına kadar İpsala ‘da Yıldırım tarafından hapsedilmişti Mustafa Bey’in şeceresi şöyledir. Mustafa bin Hisarbeyi bin Eynehan‘dır Mustafa Bey’in iki oğlu vardı Oruç bey, Mahmut. Bu Mahmut Ulu Cami ‘nin minaresini yaptıran zattır.

————————–

Kaynak: Kütahya Camileri / 1964 

Fotoğraflar: Mustafa Gürelli