KALEMEYDAN – BELGRAD / SIRBİSTAN
Kalemeydan (Kalemegdan) Belgrad gezilecek ve görülecek yerler arasında ilk sırayı almakta. Şehir sakinleri ve şehre seyahat eden turistler için Belgrad’ın en gözde noktası. Tuna (Danube) ve Sava nehirlerinin birleştiği yerde bulunan tepede yer alan Kalemeydan Parkı ve parkın içinde bulunan Belgrad Kalesi şehrin en güzel manzarasını ayaklarınızın altına sermektedir.
Osmanlı döneminde “Kale” ve “Meydan” kelimelerinin bir araya gelmesinden adını alan Kalemeydan farklı isimlerle de anılmakta. Bunlar arasında en bilinir olanlar Hristiyanlık duvarı (Wall of Christianity), Savaş Duvarı (Gate of Wars), Seyir Tepesi (Contemplation Hill), Savaş Evi (House of Wars), Mücadele Tepesi (Hill of Combat) ve Özgürlük Zaferi ve Evi (Glory and House of Freedom).
Belgrad ziyaretiniz sırasında şehrin yoğunluğundan uzaklaşmak, parkta keyifli bir yürüyüş yapmak, harika günbatımı eşliğinde Tuna ve Sava nehirlerini eşliğinde Yeni Belgrad (Novi Beograd) manzarasının tadını çıkarmak ve etkileyici fotoğraflar çekmek için Kalemeydan Parkı kesinlikle ziyaret etmeniz gereken bir nokta. Kalemeydan Parkı içinde birbirinden farklı sanat eserleri, müze, galeri gibi yapıları da ziyaret edebilirsiniz. En güzel yanı ise bu harika kaleye giriş için herhangi bir ücret ödemeniz gerekmemekte.
ANAHTAR TESLİM ANITI
Kalemeydan parkı girişinin sağ tarafında Osmanlı’nın, 6 Nisan 1876 tarihinde, Belgrad, Smederevo, Šabac ve Kladovo kalelerinin anahtarlarını Sırplara teslim etmesini tasvir eden yatay bir mermer anıt bulunmakta.
Anahtar değişimi Sırp tarihinde bağımsızlıkları anlamında önemli bir yer tutmakta. Olayın 100. yılı sebebiyle anahtar değişiminin yapıldığı alana kurulan bu anıt önemli olayı gelecek nesillere aktarmak üzere koruma altında tutulmakta. Mihailo Paonović tarafından yapılan beyaz mermer blok üzerinde A. Srefanović tarafından oyulmuş çalışma bulunmakta. Anıt 1967 yılında büyük bir kutlama ile Kalemeydan Parkı içine dâhil edilmiş.
YENİ BELGRAD (NOVİ BEOGRAD) MANZARASI
Sava nehrine yüksekten bakan alan Kalemeydan Parkı içinde özellikle fotoğraf severler için Yeni Belgrad’ın en iyi manzarasına sahip. II. Dünya savaşı sonuna kadar Yeni Belgrad kısmen kumsal kısmen de bataklıktan ibaretmiş. İkamet edilen tek bölgesi günümüzde Staro Sajmište olarak adlandırılan ve savaş sırasında yıkılan bir köprü ile Belgrad’a bağlanan eski Belgrad Fuarı alanıydı. Bu alandan günümüzde Belgrad’a bağlı Zemun’a bir yol uzanmakta.
II. Dünya savaşı sırasında eski Belgrad fuarı toplama kampı olarak kullanılmış. Yaklaşık 100,000 esir Staro Sajmište’den geçmiş ve bunların 48,000’i gas odalarında infaz edilmiş. Burada bulunan kamp kapatıldığında Yahudi esirler Orta Avrupa’da bulunan diğer kamplara gönderilmiş ve çoğu Sırp, Romanyalı olan diğer esirler ise Belgrad çevresinde vurularak öldürülmüş.
II. Dünya savaşı sonrasında Yeni Belgrad olarak adlandırılan bölge genç gönüllüler tarafından kurulmuş. Son zamanlarda ise inşaa edilen yeni binalar, ofisler ve alışveriş merkezleri sayesinde Yeni Belgrad yaşamak ve çalışmak için oldukça popüler hale geliyor.
SAAT KULESİ VE ASKERİ MÜZE
Sahat kapısı ve Saat Kulesi’nin yapımına Avusturya’lılar tarafından başlanmış olsa da bitişi 18. yy’da Türkler’in dönemine denk gelir. Her iki yapının inşaası Venedikli Andreo Cornaro tarafından yapılmış. Kapının üstündeki saat kulesi yapıldığı zamandan günümüze kadar otantik görünümünü korumuş nadir yapılardan. Sahat Kapısı ve kuleyi geçtikten sonra yakında bulunan Askeri Müze’nin sergisi olan tanklar, silahlar ve diğer askeri malzemeleri görebilirsiniz. 1878 yılında kurulan Askeri Müze dâhilinde tarih öncesi çağlardan günümüze uzanan zengin koleksiyon ziyaretçilere açıktır. Avusturya-Macaristan ve Alman ordularının I. Ve II. Dünya savaşı sırasında yağmaladığı müzede armalar, üniformalar, flamalar, dekorasyon, harita, model ve fotoğraflar bulunmakta.
Belgrad’a yapılan saldırılarda veya nadiren savunmasında kullanılan parçaların birçoğu sergilenmek üzere geri alınmış.
İSTANBUL KAPISI
Yukarı kasabanın girişinde bulunan İstanbul (Stambol) Kapısı İstanbul’a uzanan yoldan sonra bu adı almış. Kalenin güneydoğu bölgesinin ana kapılarından birisi olan İstanbul Kapısı 1750 yılında inşa edilmiş.
Yan siperler ile demir kaplamaya sahip ve çift kapı ile güçlendirilmiş. Türklerin Sırbistan’ı kontrol ettiği dönemin kapanışında şehrin anahtarları Prens Mihailo’ya bu kapı önünde teslim edilmiş. Günümüzde İstanbul Kapısı çevresinde bilgi bürosu ve küçük bir hediyelik eşya dükkânı bulunmakta.
Kaynak: Vikipedi Özgür Ansiklopedi