İSHAK FAKİH CAMİİ ve KÜLLİYESİ – KÜTAHYA
Bu cami, İshak Fakih mahallesi nde Ulu cami ‘den (Ulucami) Hisar aile bahçesine gidilen cadde üzerinde olup, Germiyan beylerinden Süleyman Şah ve İkinci Yakup zamanında yaşamış ve Osmanlılardevrine yetişmiş bulunan bilgin Cemalettin İshak Fakih tarafından yaptırılmıştır.
Eskiden bu civarda tabakhaneler bulunduğundan Kütahyalı Evliya Çelebi bu esere Tabakhane Camii der. Caminin hangi tarihte başladığı kesin olarak bilinmiyorsa da, kapı üzerinde bulunan kitabeden hicri 837 tarihinde bitirildiği anlaşılmaktadır.
Kitabe aynen şöyledir.
(Bena ve amere haz-el mescid-il mübarek Eşşerif
Elmevl-el âlimıyet il âmiliyet-il kâmiliye,
Mevlana İshak-el Fakih bin elhac Halil afa,
Anhuma-el Celil fi tarih sene seb’a ve selasin ve semanemi’e.)
Bu kitabenin incelenmesinden anlaşılacağı üzere bu caminin, ilim ile âmil ve kâmil olan Hacı Halil oğlu İshak Fakih tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Hicri 837 yılı, 1433 -1434 miladi senesine rastladığı cihetle eser Osmanlı padişahlarından ikinci Murat ( 1403-1451 ) zamanında bitirilmiştir.
Kütahya İshak Fakih Mahallesi’nde bulunan külliyeyi Kütahya’nın Germiyanoğulları ile Osmanlılar arasında el değiştirdiği dönemde kadılık yapan İshak Fakih Halil tarafından XV. yüzyılın başlarında yaptırılmıştır. Külliyenin camisi kesme taş ve taş ve tuğla örgülü duvarlardan yapılmıştır. Duvarlar genellikle iki sıra kesme taş arasında, iki sıra tuğla olarak örülmüştür. Kare mekânlı caminin üzeri kubbe ile örtülmüştür. Kubbe dıştan yüksek kasnaklı görünümde olup, ilk yapımında kiremitli ile örtülü iken, son yıllarda yapılan onarımlarda üzeri kurşun ile kaplanmıştır. Caminin önünde duvar uzantısı iki sütun ve bir L şeklinde payeden meydana gelmiş, üzeri kubbeli üç bölümlü bir son cemaat yeri vardır. Son cemaat yerinin kuzey cephesi üç kademeli silmelerle geniş bir çerçeve içerisine alınmıştır. Sütun başlıklarına ve payelerin kemer başlangıçlarına dışarıya taşkın konsollar yerleştirilmiştir. Son cemaat yerinin doğu kemeri açık ve koyu renkte kemer taşlarından yapılmıştır. Buna karşılık batı kemeri tek renkli taştan örülmüştür. Son cemaat yerinin batısındaki bölümün kemer araları örülmüş ve dışarıya çıkıntı yapan yarım bir kubbe ile türbe haline getirilmiştir. Son cemaat yerinden ibadet mekanına girişi sağlayan kapı üzerinde sülüs yazılı dört satırlık kitabe 1433-1434 tarihli olup, Sultan II. Murat devrine aittir. Caminin doğu tarafındaki minare dışarıya çıkıntılıdır. Minare kaidesi pabuç ve gövde kısmı kesme taştandır. Şerefe altında dört sıra tuğladan mukarnaslar meydana getirilmiştir. Türbe-Zaviye: İshak Fakih ölümünden sonra kendisine türbe yapılmak üzere mescidin yanında küçük bir zaviye yaptırmıştır. Türbesi bugünkü son cemaat yerinin batı bölümünde bulunmaktadır. Üzeri dilimli kubbe ile örtülü ve camekanla ayrılmış olan revakın bir bölümüne ana mekanın penceresinden girilmektedir. Burada kubbe geçişlerinde kullanılan mukarnaslı pandantifler, köşe zaviyenin üzerindeki yarım kubbede de aynen kullanılmıştır. Türbe içerisinde üç lahit bulunmaktadır. Bu lahitlerin zemini firuze renkli tuğlalarla döşenmiştir. 1980 yılında yapılan onarım sırasında buradaki çiniler yenileri ile değiştirilmiştir. Ancak bunlardan bir tanesinde toplama çini karolar bulunmaktadır. Medrese ve Kütüphane: Külliyenin vakfiyesinde ismi geçen medrese günümüze gelememiştir. Ancak, vakfiyesinde belirtilen dershane kısmı kütüphanesi ile birlikte ayaktadır. Bu yapı caminin karşısında olduğundan ve XX. yüzyılda üzerine ikinci bir kat eklendiğinden ve cephesi değiştiğinden külliye ile bağlantısı olduğu yakın tarihlerde anlaşılmıştır. Medrese taş ve tuğla duvar örgüsü ile yapılmıştır. Her taşın arasına iki sıra tuğla hatıl ve taşlar arasına da birer dikey tuğla yerleştirilmiştir. Yapılan onarımlarla medrese özelliğini büyük ölçüde yitirmiştir.
Caminin giriş kapısına kuzeyden altı basamak çimento merdivenle çıkılır. 2,40X4,70 boyutlu dış kapının iki yanında 1,35 M. çevreli iki mermer sütun üzerine oturtulmuş yarım kavisten girilir. Solda taştan yapılmış bir istinat duvarı olup caminin bu dış avlısı iki küçük kubbe ile örtülüdür. Avlunun sağında bir türbe ve türbenin bu kısmında demir parmaklıklı İki büyük pencere vardır. Türbeye giriş kapısı cami içinde olap bu küçük bir pencereden ibarettir. Türbe tek kubbelidir, zemin çini plâkaiarla kaplıdır üç merkat vardır. Bunlardan ortada bulunan İshak Fakih ‘e ait olup yanında eşi ve çocuğu gömülüdür. Merkatler ahşap sandıkalı olup zemin kanarları çinilerle kaph ise de eksilmiştir. Türbenin içi tamire ve tanzime muhtaçtır.
Caminin giriş kapısı 1,30 M. genişliğinde ve 1,60 M. yükseklikte mermer sütunlarla çevrili ve yarım kavisli olup üstünde dört satırlık yukarıya aldığımız kitabe vardır. Bu kapıdan birbuçuk metre içeride asıl cami kapısına varılır. Kapı ahşap ve camlıdır.
Cami 7,80X4,5 M boyutunda olup doğu tarafında iki büyük yukarı kısımda bir küçük, güneyinde iki büyük, bir küçük, batıda yukarda bir küçük olmak üzere 7 penceresi vardır. Duvarların kalınlığı 1.20 m olup kubbe dört köşe üzerine oturtulmuştur. Mihrap beton sıvalı mermer taklidi boyalıdır. Minber ahşap ve sadedir. Küçük bir müezzin mahfili ve 14 basamak tahta merdivenle kadınlar mahfiline çıkılır. Cami şu halile ortalama yüz kişinin namaz kılmasına elverişlidir. Cami temiz ve bakımlıdır, bir imamı bir müezzini vardır.
Kaynak: osmanlimedeniyeti.com/Bilgi/Kütahya
Fotoğraflar: Mustafa Gürelli